13

1.4K 135 108
                                    

OY VE YORUMLARINIZLA DESTEKLERİNİZİ BEKLİYORUM ARKADAŞLAR.

YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN.


"Bazı insanlar, kalbine attıkları düğümleri çözmeden çekip gider. Ama o düğümler hep orada kalır." — Lucia

Sonraki hafta Lucas'ı hiç görmedim. Yokluğunda derslere odaklanmaya çalışsam da varlığı gibi yokluğu da birçok şeyi zorlaştırıyordu. Pazartesi günü derse gittiğimde, bakışlarım yine Lucas'ı aradı, ama o yoktu. Onun eksikliği beni içten içe daha da hırpalıyordu. Görmezden gelerek derse odaklanmaya çalıştım. Pedro bugün yalnızca teorik eğitim verdi ve dersi erken bitirdi.

Ders sonunda, yanıma gelip acil bir işinin çıktığını söyledi ve dersi erteledi. Ben de onunla birlikte sınıftan çıktım. İçimdeki sıkıntı büyürken hemen odaya gitmek yerine, yemekhaneye uğramaya karar verdim.

Yemekhaneye girdiğimde saat henüz erkendi, içerisi neredeyse boştu. Tepsimi alıp en sakin köşeye geçtim. Elimdeki bıçağı masanın üzerine bıraktım ve çorbamı yavaşça içmeye başladım. O sırada, arkamdan tanıdık bir ses geldi.

"Ders alman yetmedi, bir de hediye mi kabul etmeye başladın?"

Çorbamı yutamayıp boğazımda kalan lokmayla öksürdüm. Lucas. Yine en beklenmedik anda karşıma çıkmıştı. Her defasında kontrolümü biraz daha kaybediyordum.

"Lucas?" dedim, şaşkınlıkla.

Hiçbir şey söylemeden tepsisini masama bıraktı ve karşıma oturdu. Çevremizde birkaç kişi bize bakıyordu, ama Lucas bunu umursamıyordu. Gözleri bana odaklanmıştı; soğuk ve çözülmesi imkansız bir ifadeyle.

"Yemeğini bitir," dedi, bakışlarını benden ayırmadan. "Son gördüğümden beri zayıflamışsın."

Onun bu denetleyici tavrı beni her zaman rahatsız ediyordu. Ne düşündüğünü, ne hissettiğini asla çözemiyordum. Ama içimde biriken öfke artık patlama noktasına gelmişti.

"Beni inceleme hakkına sahip değilsin, Lucas. Bana sürekli emir vermekten de vazgeç."

Lucas, yüzüne ince bir gülümseme yerleştirip kaşını kaldırdı. "Zaten dinlemiyorsun, değil mi, S?" dedi, o kendinden emin, her şeyi kontrol edebileceğini düşünen tonuyla. İma ettiği şey, sadece yemek değildi; Pedro ile çalışmamdı.

"Hepinizden gerideyim, Lucas. Bu yüzden Pedro ile çalışmaya karar verdim. Ne yapmamı bekliyordun? Eğitim alıp güçlenmem..."

"O senin için yanlış, Lucia."

"Ne anlamda?" diye sordum, kafam iyice karışmıştı. Lucas'ın cevapları insanı daha da büyük bir belirsizliğe sürüklüyordu.

"Her anlamda," dedi, sesi yumuşak ama kesin.

Bir anlık sessizlik aramıza çöktü. Konuşulacak onca şey vardı, ama hiçbir kelime, bu anı ya da aramızda olanları açıklamaya yetmiyordu. İçimi çekip çorbamı içmeye devam ettim. O da sessizce yemeğine döndü, başımı kaldırıp ona bakmamıştım.

O sessizliğin içinde düşüncelerim bir girdap gibi etrafımı sararken, hislerimin yoğunluğuyla nasıl boğulduğumu fark ettim. İçimde biriken duyguları daha fazla bastıramıyordum. Kafamı kaldırdığımda, Lucas'ın gözlerinin üzerimde olduğunu gördüm. Okyanus mavisi gözleri, beni içine çeken derin bir girdap gibiydi. Kendi içinde bir savaş verdiğini görebiliyordum; Lucas, benden bile daha karmaşık bir haldeydi.

İLK AŞK (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin