22

1.1K 87 90
                                    

OY VE YORUMLARINIZLA DESTEKLERİNİZİ BEKLİYORUM ARKADAŞLAR.

YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN.


"Kelimeler yetersiz kaldığında, kalbin fısıldadığı gerçeği duymak zorunda kalırsın." —Lucia

(Lucia)

Önümde durup o tanıdık, gizemli bakışlarını üzerime diktiğinde içimdeki fırtınaya karşı koymak imkânsızdı. Gözlerinde okunan o yoğunluk kalbimi esir alırken, mantığıma nasıl söz geçirebilirdim ki?

"Günaydın, Lucia." Lucas'ın sesi her zamanki gibi yumuşaktı ama altında bir tehdit ya da gizli bir güç seziliyordu. O sesi duyduğumda içimde hem tanıdık hem de yabancı bir korku yükseldi. Bu korku, ona olan çekimimle iç içe geçmişti, beni zayıflatıyor ama aynı zamanda içine çekiyordu.

"Günaydın." Sözlerim zar zor çıktı, dudaklarımın arasından süzülen birer fısıltı gibiydi. Kalbim deli gibi atıyordu ve Lucas bunu mutlaka fark etmiş olmalıydı. Parmakları yavaşça çeneme dokundu. O dokunuş... hem nazik hem de sahiplenici bir tını taşıyordu. Başımı kaldırıp gözlerime bakarken, nefesim düzensizleşti. Kontrolü tamamen kaybetmek üzereydim.

"İyi misin?" Sesi derin ve kısık bir tondaydı. Tuhaf bir şekilde sükûnet barındırıyordu, ama altında yoğun bir anlam gizliydi.

İyi miydim? Elbette hayır. İçimde kopan fırtınalar, onunla yüzleşmeye hazır değildim. Ama bu soruya gerçek cevap kim verebilirdi? Onun önünde zayıf görünmek... hayır, buna izin veremezdim. "İyiyim," dedim, hızlıca nefes alarak.

Lucas gözlerimi tarıyordu, sanki benden bir şey çekip almak ister gibi. Yüzüme yaklaştı, bakışları keskinleşti. "Gözlerin öyle demiyor." Sesi şimdi daha da alçalmıştı, neredeyse gizli bir uyarı vardı altında. Yüzündeki sertlik, bana daha fazla direnemeyeceğimi hissettirdi.

"Bana böyle yaklaşmanı istemiyorum," dedim, ama sesimdeki kararsızlık her halimden belliydi. Bu sözler, Lucas'ın üzerinde hiçbir etki yaratmıyordu. Gözleri, her zamanki gibi derin ve karanlıktı, beni köşeye sıkıştıran bir avcı gibi izliyordu.

"İstemiyorsun," diye mırıldandı, dudaklarının kenarında beliren o kışkırtıcı gülümsemeyle. "Ama kaçmıyorsun da." Sesi, düşüncelerimi ele geçirmiş gibiydi, adımlarım geri çekilmek istese bile olduğum yere mıhlanmıştım.

Elini uzatıp bana dokunmak için bir adım attı, ama ben hızla geri çekildim. Yanından uzaklaşmak üzere harekete geçtiğim an, kolumu yakalayıp beni merdiven boşluğuna çekti. Gözlerim irileşmiş, nefesim hızlanmıştı, ama yine de Lucas'tan kaçamıyordum. Sanki her hareketimde onun okyanus mavisinde, daha derinlere batıyordum.

"Gerçekte ne istiyorsun, Lucia?" diye sordu, sesi kararlı ama içten. Derinliğindeki gizem beni hem korkutuyor hem de çekiyordu. "Çünkü ben her seferinde sana daha fazla yaklaşmaktan kendimi alamıyorum."

Kalbim göğsümde bir fırtına gibi atıyordu. Lucas'ın karanlık çekimi her yanımı sarmıştı, ona direnmeyi düşünmek bile anlamsızdı.

"Pedro'yla mı kavga ettin?" dedim. Lucas'ın dudaklarında alaycı bir gülümseme belirdi. Sesi hâlâ tehditkârdı, ama bu bir tehditten ziyade bir tür meydan okuma gibiydi. "Onu gördüğümde oldukça sinirliydi."

O an, her şey karışırken Lucas'ın birden Pedro'yu gündeme getirmesi beni hazırlıksız yakaladı. Geri çekilmeye çalıştım ama Lucas yine izin vermedi. "Hayır," dedim, sesim hafifçe titredi. Lucas'ın yüzündeki şaşkınlık, bu cevabı beklemediğini gösteriyordu.

İLK AŞK (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin