17.Bölüm

310 20 4
                                    

Merhaba arkadaşlar, olayların çabuk gelişmesi finalin erken geleceği demek daha doğrusu sonraki bölüm final demek :D
Şimdiden bilgilendireyim dedim.

Tabiki bunun az okuma çok okuma çok oy az oy vs. durumlarla alakası yok her şeyi tadında bırakmak gerekir diye düşünüyorum, yazmayı sevdiğim rahatladığım kafamı dağıtmak için yazıyorum, hem hikayenin kategoriside kısa hikaye.

Neyse kepkeyifli okumalar tekrar okuyan oy veren tatlış okurlarıma teşekkür ediyorum :* <3

Arelle kahvaltımızı yapıp işlerini olduğunu söylediği için onu yolcu ettim.

Evi temizlemeye koyuldum, arel her ne kadar yorulmamı istemeyip temizlikçi konusunda ısrar etsede evimize katkı olarak kendim yapmak istedim.

Evimiz bizim evimiz ikimizin evi bu söylediğime gülümseyip yerleri silip süpürdüm ardından toz aldım.

Telefonuma mesaj bildirim sesi gelince elime aldım tanımadığım numaradandı.

Mesajı açtığımda gönderilen videoyu izlemeye başadım.

"Merhaba Eliçe, nasılsın? Umarım iyi ve huzurlusundur.

Bak sana kimi göstereceğim az çok tahmin ediyorsundur, çok sevdiğin biri" kahkaha atıp ardından devam etti.

"Sen beni çok dayak yerken gördün Eliçe birazda Areli gör bakalım"

Kamerayı arkayı netleştirerek sandalyeye bağlanan ve ağzından burnundan kaşından kan gelene kadar döven iki adamı ve onlara yardım eden Barlası görmem deli gibi ağlamama neden oldu.

Arele her vurduklarında bana vuruyorlardı sanki.

O her bir tekme,yumruk kalbime iniyordu sanki.

Barlasın olduğunu anladığım numarayı aradım kaç kez ama her seferinde meşguldu.

Hızla evden çıkıp bara gittim.

Bardan içeri girdiğimde koşarak burağın yanına gittim.

"Bu- burak"

Ağlamam daha çok şiddetlenince burak şaşkınca "Eliçe ne oldu, sakin ol"

"Burak, A-arel Barlas o-onu"

Cümlemi devam edemeden Burak hızla telefonunu eline aldı.

Barlası aradığını küfürlerinden anlamıştım.

Telefonu kapatıp.

Burun kemerini sıkarak derin nefes verdi "Bana kızacaksın ama yapmak zorundayım kardeşim" diye mırıldandı ne dediğini anlamıyordum Burağın.

Telefonu tekrar kapatarak

"Eliçe sen burada bekle Areli sana getireceğim"

"Sen ne saçlamıyorsun Burak? Nasıl beklerim hiçbir şey olmamış gibi?"

"Eliçe bak birde seninle uğraşmayalım bekle, söz veriyorum Areli sana getireceğim"

Çaresizlikle başımı salladım.

Burak hızla bardan çıktı.

Arelin görüntüsü aklıma gelince daha çok ağladım.

Yarım saattir olduğum yerde ağlıyordum.

Tanımadığım bir sesle irkildim.

"Bakın burada kim varmış"

Tanımadığım orta yaşlı saçlarında hafif beyazlık olan yaşına göre karizmatik olan adama baktım.

ArelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin