18.Bölüm Final 1.Kısım

343 18 3
                                    

Akşama ikinci kısmı gelecek keyifli okumalar :* ❤️❤️❤️

Beş ay geçmişti.
Eliçeyle Arelin hayatı düzene girmişti.
Arel kendine verdiği sözü tutup babasının hayatını mahvetmiş, barı yakıp işlerini bozmuştu.
Babası ve pisliklerinden kurtulmuşlardı.
Barlas ise bir süredir musallat olmuyordu.
Ve abisi işleri çıktığı için gitmişti kısa süre zarfında geri dönecekti.

***

"Akşama kadar hazır olur değil mi?"

"Evet Arel bey"

Arel Ecrin hanımla tokalaştıktan sonra "Teşekkür ederim Ecrin hanım kolay gelsin" diyerek mekandan ayrıldı.

Arel çok heyecanlıydı, içi içine sığmıyordu adeta.

Eliçeye evlenme teklifi edecekti ve herşeyi planladığı gibi mükemmel olmasını istiyordu.

Eliçeyi gelinlikle hayal etti gülümsedi, peri kızı gibi olacağına emindi.
Sonra Eliçenin hamile mızmız görüntüsü aklına geldi Arele çok çektireceği kesindi kendi kendine kahkaha attı Arel.
Sonra Eliçeye benzer bir kızının oluşu geldi, Eliçe gibi bakan, Eliçe gibi gülen minik bir kız çocuğu...
Sonra bir çocukla yetinmeyeceği geldi aklına.
Biliyordu tüm bunlar gerçek olacaktı ikisi çektikleri acıdan, ailesinin onlara veremediği sevgiyi çocuklarına vereceklerdi
çok iyi ebeveyn olacaklardı ellerinden gelenin en iyisi yapacaklardı.

Şimdiden akşam olmasını istiyordu Arel.

Eliçe ise Arelle açtıkları "Papatya" adlı cafelerinde sipariş alıyordu.

İşleri o kadar güzel gidiyordu ki çok muyluydu Eliçe.

Mutfaya gidip siparişleri hazırlarken arkasından sarılan eller Eliçeyi ilk baş irkitti Arelin olduğunu anladığında
gülümsetti.

Eliçe arkasına dönerek Arelin dudaklarına öpücük kondurdu "Hoşgeldin sevgilim"

Arel gülümseyerek "Hoşbuldum hayatım, ne yapıyorsun bakalım"

"Hiç, siparişleri hazırlıyorum"

"Elemanlar nerede? Çok çalışıyorsun Eliçe, bünyen kaldırmıyor, yorulma lütfen"

"Arel bir kere yorgunluktan bayıldım diye aynı şeyi tekrarlayıp durma sevgilim lütfen" diye mızmızlandı Eliçe.

Arel teslim olurcasına ellerini havaya kaldırdı "Sustum"

Eliçenin yanağından makas alarak mutfaktan çıktı.

Eliçe ise Arelin bu haline gülerek siparişleri verdi.

Arelin telefonu çaldığında Eliçeye baktı kasada hesabı alıyordu dikkat çekmemek için dışarı çıkıp telefonunu açtı.

"Merhaba Arel bey istediğiniz herşey hazır efendim" diyen Ecrin hanıma minnetle cevap verdi Arel.

"Çok teşekkür ederim Ecrin hanım"

"Rica ederiz efendim, mutluluğunuz daim olsun"

"Tekrar teşekkürler" diyip telefonu kapatıp cebine koydu Arel.

Heyecanını bastırmışken şimdi tekrar gün yüzüne çıkmıştı.

Saatine baktığında yedi buçuk olduğunu gördü yarım saat sonra orada olacaklarını ayarlıyarak hızla içeri girdi.

Eliçenin elinden tutarak "Hadi sevgilim bu günlük bu kadar çalışmak yeter, gidiyoruz."

Eliçe Arelin heyecanlı haline ve titreyen eline bakarak "Nereye gidiyoruz" diye sordu.

Arel ise yerinde duramıyordu "Soru sorma Eliçe, hadi" diye çekiştiriyordu.

Eliçe üzerindeki önlüğü çıkartarak çalışanlara haber verdi.

Ardından cafeden çıktılar.

***

İki aşık arabadan indiklerinde Eliçe karanlık yere baktı.

"Burası neresi Arel"

Arel sesindeki titremeye, heyecana engel olamıyordu "Bekle biraz" diyip Eliçenin elini tekrar kavradı.

Bir anda ışık yanınca sarı tüllerle kaplı çitlerden yol vardı.

Eliçe şaşkınlıkla Arele baktı.
Arel tebessüm edip "Gel hadi" dedi.

İçeri girdiklerinde her yer papatyalarla kaplıydı.

Masanın üstü özenle hazırlanmış papatya serpilmişti.

Sarı mumlar mekana romantik bir hava katarak aydınlatıyordu.

Arel Eliçeyi masaya yönlendirip sandalyesini çekti.

Eliçe üzerindeki şaşkınlığı hala atamıyordu, burası çok güzeldi.
Mest olmuş bir ifadeyle karşısında oturan Arele baktı.

Arel Eliçenin beğenmediğini düşünerek "Beğenmedin mi" diye bir soru yöneltti.

"Saçmalama, harika, çok çok çok güzel olmuş"

Arel Eliçenin bu haline erkeksi bir kahkaha atarak " Asıl sürpriz geliyor" diyip Elini şıklattı.

Işıklar yandığında Keman ve piyano çalan iki adam belirdi.

Durun bir saniye bir tanesi Burak değilmiydi?
Burak Keman mı çalıyordu?

Burak Eliçeye göz kırpıp kendini müziğe verdi.
Eliçe ise Burağa şaşkınca bakıyordu.

Arel Eliçeyi bu muhteşem parça eşliğinde dansa kaldırdı.

İki aşık müziğin ritmine kendi uyumlarınca ve hayran bırakıcı bir vaziyette dans ediyorlardı.

Birbirlerine ve dansa bu kadarmı yakışırlardı?

Müzik bitince Arel için zamanı gelmişti heyecandan kekelemekten korkuyordu.

Ama unuttuğu bir şey vardı Taç.

Her sabah düzenli olarak Taç yaptırır ve takardı Eliçeye.

Eliçenin her seferinde heyecanla parlayan gözlerine şahit olurdu ve bu görüntü Arel için dünyanın en güzel görüntülerinden
biriydi, hiç sıkılmadan izleyebilirdi mesela.

Burak anlamış gibi heyecandan dolanan Arele gülümseyip Taçı tutuşturdu eline.

Arel minnetle Burağa gülümseyip tekrar Eliçeye yöneldi Taçı alıp kafasına taktı, tabi her zaman ki gibi alnından öpmeyide
ihmal etmedi.

Cebinden kırmızı kutuyu çıkartıp Eliçeye yöneltti "Gözlerinde ki bana bakış, gülümsemende ki huzur,
huylarında ki iyimserlik, bedeninde ki sımsıcaklık yeter bana.Öylece gel , kendince.
Her akşam bekle beni, kapıda karşıla mesala, yemeklerine sevgini kat, sana benzer çocuklarımız
olsun senin gibi gülsünler, sana her baktığımda içimi huzurlandırsınlar.Sen hep benimle ol."

Ardından hep söylemek istediği şeyi söyledi Arel "Benimle evlenir misin Eliçe?"

Eliçe bu teklif karşısında mutluluk göz yaşlarıyla Arelin teklifine "Evet" diye bağırdı Arelin boynuna atlayıp yanaklarına
dudaklarına sıra sıra sulu öpücükler kondurarak titreyen sesiyle"Evet, evet, evet, evet"diye bağırıyordu.

ArelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin