14.Bölüm

287 15 1
                                        

Sabah yanaklarıma,alnıma, dudağıma,burnumun ucuna, saçlarıma konulan öpücüklerle uyandım.

Şaşkınca Arele baktığımda "Özür dilerim uyandırmak istemezdim ama, dayanamadım bu haline, uyurken çok tatlı oluyorsun" diyip tebessüm etti.

Gözlerimi ovuştururken beni göğsüne çekti.

"Beş dakika süre veriyorum hanımefendi,kendinize gelin ve size özel hazırladığım kahvaltıya buyrun"

Kıkırdadım "Sen bana kahvaltımı hazırladın"

Saçlarımı içine çekerek öptü "İnan bana Eliçe konu sen olunca yapamayacağım şey yok, hem bu neki"

Göğsüne iyice sokulup "Biliyor musun " dedim.

"Neyi" diye meraklı bir şekilde konuştu Arel.

Bu haline gülerek "İyiki varsın" diye fısıldadım.

***

Balkona çıkarak Arelin hazırladığı muhteşem kahvaltıya baktım.
Her tür reçel, bal, krep, kızartılmış ekmek, bu manzara iştahımı kabartırken masanın bir baş köşesindeki gazete ve diğer baş köşesindeki papatyadan taç yüzüme kocaman tebessüm yaydı.

Masaya oturup yemeğimizi yedik ardından Arele her ne kadar bırak ben yapayım desemde itirazlarına karşın beraber masayı toplayıp, bulaşıkları makineye dizmiştik.
Ve şimdi ise bara eşyalarımı almaya gidiyorduk.
Ve bir şey daha, barda da Arelin ısrarları üzerine ve Barlas olduğu için çalışmayacaktım.

Arabanın durmasıyla kapımı açıp arabadan indim Arelde arabanın kapısını kitleyip bana yetişti, elimi kavrayınca bara girdik.

Burak görüş alanımıza girince telaşla başladı cümlesine "Arel Melih bey ve Kenan bey döndüler ve Melih bey Arel geldiğinde direk yanıma uğrasın dedi"

Burağın Arele mesafeli konuşmasından sonra samimi ve telaşlı konuşmasınamı şaşırayım anlattıklarını anlamadığamımı yanayım bilemedim.

Arele baktığımda kaşları çatık bir şekilde Burağı dinliyordu.

Kaşlarını gevşeterek bana döndü "Sen eşyalarını hazırlayıp beni bekle, ve lütfen ben gelene kadar dışarı çıkma Eliçe"

Başımı tamam anlamında salladım.

Avucumun içine öpücük kondurarak Arelin merdivenlere yönelmesini izledim.

***
-Arel'den-

Bu konuşma nerden çıkmıştı şimdi?
Bu adam -baba kelimesini yakıştıramadığım adam- işi düşmedikçe çağırmazdı beni yanına.
Sıkıntıyla nefesimi dışarı verdim.

Kapıya vurma gereği duymayarak içeri girdim.

Babam ve Barlasın babası Kenan amcanın koyu sohbetleri içeri girmemle son bulmuştu.

Babam boğazını temizleyerek "Kenan bize izin ver" dedi.

Kenan amca bir şey demeden odadan çıktı.

Babama dönerek "Beni çağırmışsın" dedim.

Yavaş hareketlerle sigara paketinden bir sigara aldı dudaklarının arasına koyup aynı yavaşlıkla yakışını izledim.
İçine derin bir nefes alıp bıraktı.

Koltuğuna iyice yayılıp söze başladı.
"Duyduğuma göre işler iyi gidiyormuş, ve buda senin sayende gerçekleşiyormuş"

Sert bir dille "Neyden bahsediyorsun" dedim.

O sevmediğim gülüşlerini sundu bana "Her şeyden haberim var Arel"

Bu konuşmanın sonu iyiye gitmeyeceğini anladığım için öfkeyle "Açık konuşsana" dedim.

"O kızdan haberim var, ayrıca barmen bir kız bulmak özellikle güzel bir kız zekice bir fikir, Barlası bu durumu geç söylediği için pataklamalıyım"

Artık kendime hakim olamıyordum "Sen ne saçmalıyorsun, hiçbir şey düşündüğün gibi değil, ayrıca o Barlası ben pataklayacağım" diye sinirle soludum.

"Ve ayrıca o kız diye nitelendirdiğin benim sevgilim, ve burada asla çalışmayacak" diye ekleme yaptım.

"Babana karşımı geliyorsun oğlum" diye vurguladı her kelimeyi.
Sesindeki her tehditi buldum, yıllarca bulduğum gibi..

Sinirle gülümsedim "Babamı? Sen kendine babamı diyorsun? Anlamını bilmediğin bu kelimenin yükünü taşıyamazsın sen,anlıyor musun beni? Ve sakın bir daha bana oğlum deme sakın" diye sinirle tısladım.

Kahkaha attı.
Alkışlayarak"İşte benim oğlum" dedi.

Kafamı salladım "Babasından nefret eden ve asla ama asla babasına benzemeyeceğine yemin eden oğlun"

"Ha bu arada, buraya bir daha gelmeyeceğim buraya kadar, ne yapıyorsan yap. Ve benden uzak dur demiştim sana, bu sondu"

İşaret parmağımı kaldırdım "Bir şey daha, sakın beni tehdit etme sonu gerçekten kötü olur, emin ol seni buna pişman ederim. Lütfen kendini basitleştirme hayatında bir kere olsun kaliteli bir insan gibi davranmayı dene , görüyorum ki imkansız ama sen yinede bir dene"

Sinirle odanın kapısını hırsla çarptım.
Çarpmadan önce işittiğim şey ise "Bana karşı gelmemeyi öğreneceksin Arel. Kendine çok güçlü bir düşman edindin minik oğlum" olmuştu.

Aldırmayacaktım her ne olursa olsun aldırmayacaktım.
Her zaman ki gibi savaşacaktım ama kendim için değil Eliçe için onu, korumak için.
Sinirle merdivenlerden inip Eliçenin yanına gittim.
Kapıyı açtığımda gördüğüm manzara karşısında kapının kolunu öfkeyle sıktım.

ArelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin