3. Bölüm

614 40 11
                                    

Arabama binip son hızla gidiyordum ibreye bakmaya gerek bile duymuyordum, hız iyiydi, insan bir şeylerden hırsını çıkarınca rahatlardı öyle değil mi?

İşte hız beni rahatlatıyordu kafamı yana çevirip hızla geçen ağaçlara, insanlara,ışıklara baktım her şey film şeridi gibiydi ama bu sefer olmazdı bu sefer onlara bu zevki tattırmayacaktım, ama kendime söz de veremiyordum, ne kadar acizdim.

Arabanın hızını yavaşlatıp yine lanet olası hiç vazgeçemediğim yere geldim ama bu ilk ve son içişim olacaktı.

Sanki biri beynime fısıldadı 'uyuşturucu' diye ama kararlıydım ona bulaşmayacaktım.

Arabayı park edip arabadan indim hırsla kapıyı çarpıp barın kapısından içeri girdim.

Çoğu kişi kafama bakıyordu.

Tabi ya Taç...

Ama doğrusu umrumda değildi, insanların her dedikleri umrumda olsayı şu an yaşıyor olmazdım.

İstifimi bozmadan taburelere yöneldim.

-Yazarın ağzından-

Genç adam kafasını kaldırmış çoğunluğun baktığı yere bakıyordu, gördüğü manzara karşısında tebessüm etti, kafasında

papatyadan taç takmış olan asık suratlı bir kız duruyordu. Ama bu durumu garipsemedi.

Genç kadın taburelere doğru yöneldi siparişini verirken barmen genç adama baktı genç adam evet anlamında başını salladı.

Barmen içkiyi hazırlayıp Eliçe'nin önüne koydu.

Eliçe kendini frenleyemiyordu içinden her ne kadar bu son desede her son dediğinde başa dönüp bir daha bir daha içiyordu

sanki akşam yaşananları hafızasından silmek istermiş gibi.

Genç adam böyle yerleri sevmezdi ama sırf babasının bu pis işleri yüzünden burada duruyordu bu barın sahibi babasıydı

bu barda her türlü pislik olurdu ama genç adam her zaman adının anlamına yakışır yaşamıştı temiz ve dürüst.

Kendince adaleti vardı ve hep ona uyardı.

Bu barda uyuşturucu satıp dışarı yansıtan bir çok kişinin hakkından gelmişti böyle pis insanlara tahamülü yoktu

babasına gelince her şeyin sırası vardı hedefi burayı çökeltmekti ama zamanla.

Tam bir beyefendiydi herkes şaşırırdı, böyle pis bir adamın nasıl mükemmel oğlu olabilirdi ki ?

Ama genç adamı babası büyütmemişti, hadi ama içkici, kavgacı, paragöz babanın böyle çocuğu olamazdı.

Annesinin asil oğluydu o...

Annesini herkesten her şeyden çok severdi hep annesini dinlerdi ve annesinin yetiştirdiği gibide kaldı.

Genç adam kızın yanına doğru yaklaştı kız içkisini fondipleyecekti ki genç adam hızla elindeki bardağı aldı.

Eliçe sinirle karşısındaki güler yüzlü ve bir o kadar da yakışıklı adama baktı sesini yükseltip "Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz"diye hırladı.

Genç adam tebessüm ederek "Kusura bakmayın karışmak istemezdim ama biraz fazla kaçırmadınız mı?"

"Sapık mısınız? ayrıca siz beni mi izliyorsunuz"

Genç adam kendine hakim olamayarak erkeksi bir kahkaha atıverdi.

"Neden böyle düşünüyorsunuz, iyi insanlar hala varlar"

Bu sefer kahkaha atma sırası Eliçedeydi "Varlar öylemi" kendini durduramıyordu içkinin verdiği sersemlik ve kafa bulanıklığıyla daha çok gülüyordu.

"Hava almak ister misiniz"diyip nazikçe elini kıza uzattı genç adam.

Eliçe ikilemde kalsada içerinin boğucu havasına ve içkinin verdiği cesarete dayanamayıp adamın elini geri çevirmeyip yönlendirmesine izin verdi.

Barın karşısındaki sahildeki banklara oturdular.

Genç adam kızın üzgün yüzüne bakınca kendini durduramayıp sordu "Haddim değil ama iyi görünmüyorsunuz böyle güzel bir bayanı kim üzebilir ki? Arkadaşı ? Sevgilisi?"

Eliçe duygudan yoksun bir şekilde güldü "E şıkkı o çok sevdiği Ailesi"

Adam anlamamış gibi Eliçeye baktı "Anlatmak isterseniz derdinize ortak olabilirim" diyip sıcak bir şekilde tebessüm etti.

Eliçe içkinin verdiği etkiyle boş bulunup Ailesini anlatmaya başladı birine anlatınca rahatlıyordu, kendini durduramayıp istemesede ağlıyordu.

Genç adam kızın haline üzülmüş bir şekilde sıkılmadan dikkatlice kızı
izliyordu her hareketi beynine işleniyordu sanki güzel gözlerinden
yanağına süzülen yaşlar, kızaran burnu, burnunu çekmesi.

Dayanamayıp eliyle kızın göz yaşlarını sildi.

Kızın hali iyi değildi hemde hiç, çok acı çekiyordu.

"Lütfen, ağlamayın"

Genç adam kızın sorusuyla afalladı "Bana sarılır mısın?"

Genç adam kıza sarıldı.

Ve Eliçe için sarılmak, tüm acıları iki güçlü kol tarafından yok etme eylemiydi.

Kendini ilk defa bu yabancı adam tarafından güvende hissetmişti kendi kendine tebessüm etti.

Genç adamın ise içi huzurla doldu kaç dakika bu poziyonda duruyorlardı hiç bilmiyordu bilmekte istemiyordu gerçi.

Eliçeye baktı genç adam yüzüne gülümsemesi yayıldı kız kollarında uyuya kalmıştı.

Saçlarını koklayıp bir öpücük kondurdu tebesine, sessizce kızın kulağına eğildi
"Ve papatyayı sevdi adam, papatya kokan kadın yüzünden"diyip fısıldadı.

ArelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin