15.Bölüm

323 21 3
                                        

Hızla odanın içine girip Eliçenin Boğazını sıkan Barlası yakasından tutup yere fırlattım.
Eliçenin göz yaşları süzülürken nefes almaya çalışıyordu tam yere düşecekti ki kucağıma alıp koltuğa yatırdım.

Barlasa baktığımda ayağa kalkıp sırıttığını gördüm.

Tekrar yakasına yönelip kafasını duvara ard arda vurdum.

"Sen ne halsiyetsiz, ne şerefsiz birisin lan" diye gürledim.

Sırtını duvara yapıştırıp Eliçeye yaptığını yapıp boğazını var gücümle sıktım.

"Ne o gücün bana yetmiyor mu?"
Sinirle güldüm "Bana? Süt çocuğu diye nitelendirdiğin Arele?"

Her kurtulmaya çalıştığı hamlede biraz daha sıkıyordum boğazını.

"Ne kadar komiksin Barlas"

Boğazını bırakıp suratına yumruğumu geçirdim "Sakın bir daha bunu yapma Barlas damarıma basma beni kışkırtma bu sefer elimden asla kurtulamazsın" diyip son bir kez ayağımla tekme attım.

Hızla Eliçeye yönelip kucağıma aldım.

Odanın kapısından çıkınca "Burak Eliçenin eşyalarını arabaya getir" diye bağırdım.

Eliçe hala ağlıyor ve nefes almaya çalışıyordu.
Bu görüntü kalbimi parçalarken arabanın kapısını açıp Eliçeyi oturttum.

Kapıyı kapatmadım eğilip Eliçenin saçlarını içime çekerek sevgiyle öptüm.
"Şş geçti meleğim, geçti"
Saçlarını okşuyordum, yavaş yavaş sakinleşiyordu

Burak yanımıza gelince su şişesini bana uzattı.
Eliçeye içirip camını açtım kemerinide takıp kapıyı kapattım.

"Arel valizler bagajda"

Burakla tokalaşıp "Teşekkür ederim kardeşim" dedim.

"Ne demek kardeşim her zaman"

Kendi yerimi alıp gazı kökledim.

Eliçeye baktığımda hala ağlıyordu.

"Seni geçen gittiğimiz ve çok sevdiğin papatya tarlasına götürmemi ister misin"diye bir soru yönelttim.

Kafasını iki yana sallayarak zor çıkan sesiyle "Eve gitmek istiyorum"

"Sen nasıl istersen" dedim.

***

Eliçe her ne kadar hayır desede kucağıma alıp eve çıkartmıştım.

Odama yönelip yatağıma yatırdım.
Boynuna baktığımda kıpkırmızı olduğunu gördüm.

Eliçeye yaklaştım.

Ellerimi zarif uzun boynuna koyup okşadım.
Yaklaşıp tüy gibi bir öpücük kondurdum.
Titrediğini fark ettiğimde "Adi herif! Onu öldürmeliydim" dedim.

Hangi ara ellerimi yumruk yapmıştım bilemiyorum Eliçenin tutup yumruğu çözmesiyle anladım.

Boğazını her ne kadar temizlesede sesi pürüzlü çıkıyordu. "Lütfen Arel bulaşma " diyip tekrar ağlamaya başladı.

Hayır Eliçe ağlamamalıydı, üzülmemeliydi.
O hep gülmeliydi ve ben gülüşünden öpmeliydim.

"Ağlama meleğim lütfen, bak sen ağlayınca dayanamıyorum ki ben.
Hem Barlası öldürme isteğim ağır basıyor"

Ağlarken kıkırdadı "Teşekkür ederim"diyip gülümsedi.

"Ne için" dedim.

"Değerli hissettirdiğin için"

Göz yaşlarını öptüm.

"Seni seviyorum Eliçe tahmin edemeğin kadar çok ve biri daha sana bir şey yapmaya kalkarsa üzerse ağlatırsa emin ol şiddete başvurmaktan hiç çekinmeyeceğim"

Dudaklarıma yöneldi "Seni seviyorum"

İşte sözcüklerin en güzeli buydu.
Sevdiğin kadının ağzından çıkan düyanın en mutlu adamı olmanı sağlayan o iki kelime.

ArelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin