Merhabalar! Bu şarkıyı dinleyerek okursanız daha çok canlanabilir belki.
İyi okumalar bebeklerim💛
Bitmişti. Artık özgürdüm; her gece korkarak uyumayacaktım, sokakta rahatça dolaşabilecektim, onu görmeyecektim, aklıma gelip travmalarımı sürekli hatırlamayacaktım.
Bir telefon konuşması sizi ne kadar rahatlamış ve özgür hissettirebilir? Bilinmeyen numaradan gelen aramayı açtığımda hızla kulağıma götürdüm.
-Alo
-Alo, Zülal Talya Coşkun ile mi görüşüyorum?
-Evet benim?
-Amcanız evinde ölü bulundu. Cesedini atacağım konumdaki hastanede görebilirsiniz eğer isterseniz.
-Teşekkürler...
Kapatamadan gözlerim kararmaya başlamıştı.
Gözlerimi evde yatağımda açmıştım. Cesur ve Çınar telaşla bana bakıyordu;
"Aha uyandı!"
"Zülal'im iyi misin?"
Olayları idrak edip doğrulduğumda, dikişlerimde büyük bir acı hissettim. Ama yüzümü buruşturmadım, hiçbir şey beni mutsuz edemezdi bugün.
"Zülal?"
Bana merakla bakmaya devam ederken kalktım ve duşa girmek için kendimi odanın banyosuna attım. Duşa girmeden önce aynada kendimi süzdüm; turuncuya çalan saçlarım her zamankinin aksine güçsüz görünüyordu, gözlerim kızarmıştı ama sorun değildi. Kaşlarım havada bir şekilde 'boş verdim gitti' hareketi yaparak kendimi kabine attım, psikolojim nasıl bozulduysa büyük büyük kahkahalar atmaya başladım.
Duştan çıktıktan sonra üzerime kısa bol lila tişörtümü, altıma ise gri eşofmanımı geçirdim; bugün keyif yapacaktım.
"Heh geldi bizim manyak."
"Zülal, sen mental anlamda iyi misin?"
Cevap vermeden mutfağa gittim ve kendime dolaptan teneke kahve çıkarttım, yanlarına gittiğimde ikisi de korkmuş gözlerle bana bakıyorlardı. Bağdaş kurdum ve kahvemden büyük bir yudum aldım.
"Zülal, sen iyi misin?"
"Hiç olmadığım kadar hem de, bugün dışarı çıkmalıyız bence."
İkisi de sanki sövmüşüm gibi bana bakmaya başladılar.
"Mallık yapma Zülo, yeni ameliyat oldun sen ya!"
"Tamam o zaman, ama benim gitmem gereken bir yer var."
"Neresi?"
İkisi de merakla bana bakıyorlardı. Hazırlanmalarını söyleyip odama gitti ve rahat ama şık bir şeyler giyerek odadan ayrıldım. İkisi salonda oturuyorlardı, ben ise durmadan gülüyordum, evet mental anlamda iyi değildim kesinlikle.
"Söylücen mi artık Zülo?"
"Çok mutlusun tamam da, noldu işte?"
Yüzüme samimi ve büyük bir gülümseme yerleştirdim.
"Amcam ölmüş, Kenan Coşkun ölmüş, o Allah'ın cezası sapık ölmüş."
Cümlemin ardından kahkaha atmaya başladım. İkisi yanıma geldiğinde bir anda gözlerim dolmaya başladı, tutmadım akmasına izin verdim. Bir yandan hıçkırarak ağlıyor bir yandan da konuşmaya çalışıyordum;
"Öldü, bitti artık."
Daha fazla ağlamamak için elimi yüzümü yıkadım ve evden ayrıldım, onu son kez görecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilmediklerimiz
RandomBir grup 12. sınıfın Manisa'ya geziye gitmesi. En fazla ne olabilir ki? Tüm hayatlarının gidişatının değişeceği, kimi zaman şaşıracağınız kimi zaman "bekliyorduk zaten" diyeceğiniz bir kitap olması dileğiyle. İyi okumalar...