"Ne saçmalıyorsun sen?"
"Şimdi aç kulağını beni iyi dinle. Dersler nasıl olsa bitti, kankilerine söyle seni beklemeyecekler eğer olur da öyle bir şey yaparlarsa, Barış'ın seni tehtid ettiği her şeyi yayarım."
"Sendin..."
"Evet bendim. Her şeyi ben anlattım ona, pişman mıyım? Hayır!"
Büyük bir kahkaha attığında psikolojik olarak buradan iyi çıkacağımın garantisini kendime veremiyordum.
"O zaman başlıyorum. Bunları biliyorum çünkü halam tüm bu olaylarda annemin yanındaymış, onun bu bokları yemesini o sağlamış."
"Anlat artık pislik!"
"Sakin ol. Şimdi, her şey annemin sana hamile kalmasıyla başlıyor."
18 yıl önce...
Dalya, görümcesi Ahsen ile oturup ne yapacağını düşünüyordu. Ahsen Dalya'nın elini tuttu ve yönünü ona döndürdü;
"Dalyacım, bak tatlım; hamile olman normal. Üstelik Ahmet de çok sevinecek."
"Sana söylemem gereken bir şey var."
"Söyle kuşum?"
"Benim Kenan ile ilişkim var. Ve bu çocuk Ahmet'in değil, Kenan'ın çocuğu..."
"N-nasıl? Kardeşim olan Kenan?"
"Evet..."
"KIZIM SEN APTAL MISIN!"
"Abla nolur kızma, ben Ahmet'le severek evlendim ama bir kereye mahsus oldu. Pişman oldum, kendimi kaptırdım. Bu çocuğu da aldırıcam-"
Ahsen odanın içinde eli anlında volta atıyordu.
"SAKIN! Bana bak Dalya, bana anlattıklarının korkunçluğunun ve iğrençliğinin farkında mısın? Sen sırf bir kadın çocuğunu doğurmak istemiyor diye sen de çocuk sahibi olmak istiyorsun diye taşıyıcı annelik yapmadın mı?"
"Yaptım..."
"Ali senin öz çocuğun değil. Olmayacak da, erken doğduğu için küvözde kaldı. Sen onun yanından asla ayrılmadın, şimdi öz çocuğunu aldırmaktan bahsediyorsun!"
"Ne yapacağız?"
"Kardeş diye göstereceğiz, nasılsa Ahmet daha görevden dönmedi. Hiç Ali'yi gördü mü? Ya da ona oğlum olacak dedin mi?"
"Hayır, doğum sürecinde hiç yanımda değildi."
"Çok güzel. En azından buradan yüzümüz gülecek, bak şimdi Ali ve doğacak çocuğu ikiz gibi göstereceğiz."
"Evet de biri büyük biri küçük bu çocukların-"
"Orasını bana bırak sen, bir yalan uyduracağım merak etme. Ama sana sözüm şu bu olaydan sonra Kenan'dan ayrılıyorsun ve hiçbir bağ kalmayacak kadar uzağa taşınıyorsun."
"Peki, hayır deme şansım yok değil mi?"
"Tabi ki yok aptal kadın!"
Aradan 2 ay geçtikten sonra Dalya, kızını dünyaya getirdi. Ahmet'in birebir aynısıydı, her ona baktığında Ahmet'e olan ihaneti aklına gelecekti. Bebekleri kutlamak için gelenlerin hepsinin sorusu aynı oluyordu;
"Niye bu çocukların biri daha büyük?"
Ahsen her şeyin tıkırında ilerlemesi için;
"Fatma ablacım, ikiz ya hani biri daha zayıf doğdu. Zaten bizim ailenin kızları zayıf doğuyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilmediklerimiz
RastgeleBir grup 12. sınıfın Manisa'ya geziye gitmesi. En fazla ne olabilir ki? Tüm hayatlarının gidişatının değişeceği, kimi zaman şaşıracağınız kimi zaman "bekliyorduk zaten" diyeceğiniz bir kitap olması dileğiyle. İyi okumalar...