Deniz Faryalı...
"Sevda hadi!"
Babamın, Sevda ablaya 400 kere seslenmesi üzerine aşağı indi. Daha fazla oyalanmak istemediğim için ayakkabılarımı giyip arabanın yanında beklemeye karar verdim, aradan 10 dakika geçtikten sonra babam ve Sevda abla kapıda göründü. Şu kadından hiç haz etmiyorum, egoist ve aptal.
"Baba?"
"Efendim kızım?"
"Beni kütüphaneye bırakır mısın? Derslerim yetişmiyor da."
"Tek gitmek istediğine emin misin?"
"Evet."
Arabaya bindiğimizde oyalanmadan kütüphaneye girdim ve camdan bakarak babamın arabasının uzaklaşmasını bekledim. Hemen ardından Caner abiden çiçeklerimi aldım ve hızlı adımlarla kütüphaneden ayrıldım
~~~~~~~//~~~~~~
Gelmiştim, kalçamı soğuk zemine yasladığımda gözlerimin dolduğunu fark ettim. Evet, konuşma zamanı, beyaz renkli soğuk mermerde parmaklarımı gezdirdim. Yazılı ismi bir kez daha okudum;
Zülal Azeri Faryalı
Yerime geri oturmadan çiçekleri ektim ve ellerimi yıkayıp mermere geri oturdum. Hazır hissetmesem de titreyen sesimle konuştum;
"Annecim, bak ben geldim."
Cümleyi tamamlamakta güçlük çekiyordum...
"Yanına her fırsatta gelmeye çalışıyorum ama... sınav haftama denk geldi... özür dilerim anne, seni görmeye gelemedim."
Çantamdan çıkardığım peçeteyle akmayı sürdüren gözyaşlarımı sildim.
"Babam artık bana vakit ayırmıyor, senin ardından... kimseyle evlenmeyeceğini söylerdi hep... Yalanmış anne, Allah kahretsin ki yalanmış..."
Derin bir nefes aldım ve devam ettim;
"2 gün sonra benim doğum günüm anne. Biliyorsun zaten, artık 17 yaşına giricem. Kocaman oldum ben... o kadar büyüdüm ki."
Aşamıyordum, aradan 4 yıl geçmişti ama aşamıyordum. Tekrardan kendimi toparlayıp devam ettim;
"Ama ben de doktor olacağım anne... Senin kadar ünlü olucam cerrahlıkta, herkes bana bakıp... 'annesinin kopyası' diyecek. Ben senin gibi olacağım anne-"
Ve o söylemek istediğim cümleyi kurdum;
"Ama ben intihar etmeyeceğim anne. Arkamda enkaz yığını bırakmayacağım, kendimi düşünmesem bile arkamdakileri düşüneceğim. Bu konuda sana benzemeyeceğim... Özür dilerim."
Daha fazla konuşmak istemedim, babam annemin ölümünden 3 yıl sonra Sevda denen o kadınla evlenmişti, cici annem olmuştu. Kötü biriydi o, annemden bahsetmemizi istemezdi.
Saatlerce orada oturdum; anneme sevgilimi anlattım, derste arkamdaki kıza nasıl laf soktuğumu, sınavlarda nasıl birinci olup herkesin beni tebrik ettiğini... Hepsini anlattım. Omzumda hissettiğim elle küçük bir çığlık attım;
"Cesur dayı?"
"Benim Deniz'im, korkma."
O da yanıma oturup kolunu omzuma attı;
"Nasıl buldun beni?"
"Burada olduğunu biliyordum, tahmin ettim ve bak doğruymuş."
Zayıf bi gülümsemeyle mezar taşına bakmayı sürdürdüm.
"Cesur dayı?"
"Efendim güzelim?"
"Geçmeyecek mi? Hep bu kadar zor mu olacak?"
Cevap vermedi. O da çökmüştü, Gamze teyzenin ölümünden sonra onu hiç mutlu görmemiştim.
Sakal bırakmıştı, gözlerinin eski ışığı yoktu, sigaraya başlamıştı ve en önemlisi sürekli durgundu.
"Babam biliyor mu burada olduğumu?"
"Hayır söylemedim, kütüphaneye gelmişler sen geri gelmeyince. Ben bulurum dedim, şuan evdeler onlar, söylemek istiyor musun?"
"Hayır."
"Peki..."
Telefonunu çıkardı ve rehberinden babamın numarasını arayıp telefonu hoparlöre aldı;
"Alo!"
"Çınar'ım, ben Deniz'i buldum. Panik yapmayın tamam mı?"
"Neredeymiş?"
"Benim yanıma gelmek istemiş, ama şarjı bitmiş o yüzden arayamamış. Şimdi şarja taktı telefonunu biraz sohbet ederiz sonra ben eve bırakırım onu."
"Oh be, teşekkürler Cesur, sen getirirsin. Benim ilgilenmem gereken bi olay var da."
"Tamam sen bak işine, görüşürüz!"
Telefonu kapattığında hemen ona sıkıca sarıldım. Benim için yapmayacağı şey yoktu, canım dayım.
"Teşekkür ederim, sayende açıklama yapmak zorunda değilim."
"Rica ederim, sırf o Sevda'yla uğraşma diye."
Gerçekten ofisine geçtikten sonra birazcık oturup havadan sudan konuşmuştuk. Onla konuşunca rahatlamış hissediyordum, beni rahatlatan tek kişi oydu çünkü...
~~~~~~//~~~~~~
Akşam beni eve bırakırken tam inicekken konuşmaya başladı;
"Geçer mi bilmiyorum."
"Nasıl?"
"Annenin acısı geçer mi bilmiyorum Deniz. Ama bir zaman sonra katlanabileceğin hale geliyor, endişelenme."
"Teşekkür ederim Cesur dayı..."
"Rica ederim güzellik, hadi eve çık sen."
Eve çıktım ve babamlarla her zamanki konuşmamı yapıp odama geçtim. Hep aynıydı, annemin fotoğraflarının olduğu albümü çıkardım ve saatlerce göz gezdirdim.
Aylar önce hayatımı yazmak üzere açtığım dosyayı son düzenlemelerini yapmak için tekrar okudum;
Ve sevgili yoldaşım her şey bitmişti; Gamze teyze, dedem tarafından öldürüldü, annem Gamze teyzenin ölümünden sonra akıl hastanesine kaldırıldı ve aradan 6 ay geçtikten sonra intihar etti. Babam annemi her gün ziyarete gitti ama ölümünden 3 yıl sonra tekrar aşık oldu, Sevda denilen o kadınla evlendi ve bir cici annem oldu. Cesur dayım, Gamze ablanın ölümünden sonra onu tutan elleriyle sigara tutmaya başladı, sadece işine odaklandı ve tamamen ot gibi yaşamaya başladı.
Açıkçası sevgili okurlarım; birbirine sırılsıklam aşık olan 2 çiftin hikayesi bitti.
O aşk hikayesi bitti ve onlar dağıldı,
O aşk hikayesi bitti ve ben aşka olan inancımı kaybettim.Yazar; Deniz Faryalı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilmediklerimiz
RandomBir grup 12. sınıfın Manisa'ya geziye gitmesi. En fazla ne olabilir ki? Tüm hayatlarının gidişatının değişeceği, kimi zaman şaşıracağınız kimi zaman "bekliyorduk zaten" diyeceğiniz bir kitap olması dileğiyle. İyi okumalar...