2 sene sonra...
"Deniz!"
"Cesur, yakalasana!"
"Küçük bok, gel buraya!"
Deniz paytak paytak yürüyerek yanıma ulaşmıştı, kucağıma alıp turuncu saçlarına minik öpücükler bıraktım.
"Cesur dayısı, kızıma bir daha öyle seslenme."
"Özür dilerim annesi, kendimi affettirmek için kızınızı bir süreliğine alabilir miyim?"
"Tabii ki."
Deniz'i Cesur'a verip mutfağa girdim, çayları doldurduktan sonra tam tepsiyi alacakken belimde hissettiğim kollar irkilmeme neden oldu. Boynumda hissettiğim sıcak nefes mayışmama neden oluyordu.
"Korkuttum seni, özür dilerim bebeğim."
"Sorun değil."
Arkamı döndüğümde o da beni adanın arasına sıkıştırdı, niye bilmiyorum bu hareketini çok çekici buluyordum.
"Sana dibim düşüyor, biliyorsun değil mi?"
"Çok aşıksın dimi bana?"
Kafa sallamakla yetindim, burnuma küçük öpücükler kondurduktan sonra çayları hatırladığım için nazikçe döndüm ve tepsiyi aldım ve salona döndüm.
Gamze ve Cesur yere oturmuş Deniz'le oynuyorlardı, izlenmeye değer olduğunu düşündüğüm için koltuğa kurulmuş Çınar'ın kolunun altına girdim ve onları izlemeye başladım. Ne kadar öyle kaldık bilmiyorum, çünkü uyuyakalmıştım. Kendime geldiğimde Gamze ve Cesur'u uğurlayıp üstümü değiştirdim ve yatağa geçip telefonla oynamaya başladım.
Çınar da üstünü değiştirmiş ve odaya gelmişti. Gözüme her zamankinden daha çekici gelmeye başlamıştı, neden bu kadar yakışıklıydı?
Yanıma gelirken o da gereksiz çekimi fark etmişti, elimdeki telefonu alıp kenara fırlattı ve yatakta arasında kapana kısılmamı sağladı.
Boynuma ve yüzüme sert öpücükler bırakırken artık anlamıştım, bu gece olaylı geçmeliydi. Aradan 10 dakika geçtikten sonra tişörtünü bir çırpıda çıkarmasıyla işler alevlenmişti. Evet gece gerçekten olaylı geçecekti, mükemmel!
~~~~~~//~~~~~~
Sabah uyandığımda dün gecenin ardından toparlanmak için banyoya gitmek için kalktım ve sabahlığımı üzerime geçirdim, etrafı hafiften toparlayıp banyoya yöneldim. Kapıyı tam kapatacakken Çınar kafasını uzattı ve bir köpek yavrusu misali bana bakarken sordu;
"Duşa mı?"
"Evet?"
"Ben de geleyim mi?"
"Çınar, Cesurlara gideceğiz. Daha sonra."
"Birazcık, duşumuzu alır çıkarız-"
"Sadece duş almayacağımızı ikimiz de biliyoruz?"
"Tamam ya! Kırıldım, prensesimin yanına gideceğim ben."
Banyodan çıktığında hemen kendimi soğuk suyun altına attım. Evet bu uyanmama yetmişti, çıktıktan sonra yüzüme gerekli bakımları yapıp sadece allık, ruj ve aydınlatıcıyla makyajı bitirdim.
Üstüme havanın dengesizliğinden dolayı çok kalın olmayan uzun kollu siyah bir body, altına da bol bir pantolon giymiştim.
Artık hazırdım, Deniz'in odasına gittiğimde Çınar'ın çoktan diğer banyoda duşunu alıp hazırlandığını gördüm. O da üstüne beyaz basic bir kısa kollu tişört üstüne de bir ceket giymiş, kot pantolonla da görünümünü tamamlamıştı.
Deniz'i bile giydirmişti. Üzerinde minik mavi kalpler bulunan krem rengi bi tulumdu, biricik kızım yine çok güzel olmuştu.
Evden çıktıktan sonra Cesurlara gelmemiz çok uzun sürmemişti, hızlıca sohbete dalıp zamanı geçirmiştik. Tüm günü beraber geçirmeyi planlıyorduk, ki öyle de olmuştu.
Onlarla güzel vakitler geçirmiştik, yanlarında gerçekten mutluydum. Ama her güzel şeyin bir sonu vardır, öyle değil mi sevgili dert ortağım? Bir defter daha bitti, artık sondu. yaşadıklarımı sakladığın için teşekkür ederim
~Zülal Azeri Faryalı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilmediklerimiz
RandomBir grup 12. sınıfın Manisa'ya geziye gitmesi. En fazla ne olabilir ki? Tüm hayatlarının gidişatının değişeceği, kimi zaman şaşıracağınız kimi zaman "bekliyorduk zaten" diyeceğiniz bir kitap olması dileğiyle. İyi okumalar...