11. Bölüm:Karanlık Bir Yer

75 5 0
                                    

Ellerimde hissettiğim ağırlıkla uyandım. Gözlerimi açtım fakat etraf karanlıktı ellerim ve ayaklarım Zincirler bağlanmıştı. Çözmeye çalıştım ancak açılmamakta kararlıydı. Etrafıma bakındım,aklıma birden Çağrı geldi. Etrafta tek görebildiğim yerde oluşan küçük gölcüklerin parıltısıydı. Çağrıyı göremiyordum. Çağrıya yüksek sesle bağırdım ses gelmiyordu. Bir umut Çağrı'nın henüz uyanmadığını düşündüm. Soğuk ve rutubetli bu yer oldukça ürperticiydi. Depoya benziyordu ama benim burada ne işim vardı. En son yaşadıklarım hala aklımdaydı. O karartıyı çığlığı anımsatan ses aklımdan çıkmıyordu. Sonra bir ses duydum. Bu Çağrıydı! Hemen sese doğru ilerledim bacaklarımdaki zincir bunu kısıtlıyordu. Ellerimle etrafı yoklayarak yürüdüm. En sonunda Çağrının koluna dokundum. Neyseki yakınımdaydı daha uzak olsaydı zincirler buna izin vermeyecekti. Konuşmaya başladım:

-Çağrı iyi misin ?

Sadece acı ile inliyordu. Sanırım yaralanmıştı. Bacağını tutuyordu. Biraz sonra bana cevap verdi:

- İyiyim sadece bacağım yaralandı sanırım.

Bacağını hafifçe sıyırıdı. Diz kapağına kadar mosmor olmuştu. Karanlık olduğu için çok gözükmesede yara olduğu gözüküyordu.

- Nasıl oldu bu!
- Bilmiyorum uyandığımda böyleydi.
- Çağrı neden buradayız burayı biliyormusun?
- Hayır burayı bilmiyorum. Araba daki o karartı, tek hatırladığım bu. Buraya nasıl geldik bilmiyorum.

Uzun bir suskynluktan sonra duvardan sesler gelmeye başladı. Birbirimize baktık, sessizce kulağımı duvara yaslayıp dinlemeye başladık. Bir adam konuşuyordu.

-Evet tam istediğimiz gibi gidiyor bu olayda tamamıyla hallettik sayılır, kendilerini kaybettikleri zaman bu olay tamamıyla kapanacak. Karşılığını seçebilirmiyim peki şimdi?

- Tamam ama hızlı ol. Seni bekleyecek halimiz yok ya!
- Eskiden hiç böyle değildiniz biraz kibar olsana.
- Eskiden olsa seni gönderdiğim o yerlere asla gidemezdin. Şimdi sus ve onları teslim et.
- Tamam bişey söylemedim say. Bu arada seçimimi yaptım. Y95'e gitmek istiyorum.
- Muhafızler seni götürecekler aşağıda bekliyorlar gidebilirsin.

Ses bir süre kesildikten sonra kapı yavaşça açıldı. Gözüm karanlığa alıştığı için gözlerim kamaşmıştı. Büyük oda az da olsa aydınlanmıştı. İçeri giren kişiye baktım. Garip görünüşlü bir kadın girdi içeriye kapıyı araladıkça etrafımızda aydınlandı ve o korkunç manzara bizi
karşıladı. Etrafta yerde yığılmış insanlar ellerinde zincirlerle yatıyorlar ama bir sorun vardı. Çağrı'nın mahallesindeki pek cana yakın olmayan insanların ten rengi burdakilerin bir kısmına benziyor ama geri kalanların ten rengi tıpkı ben ve Çağrı'nın ki gibiydi. Aramızdaki ten farkını önceden anlamasamda onların teni daha solgundu. İçeri giren kadın dik dik bize baktı ve konuştu:

- Ne çabuk uyanmışsınız. Şimdi diğer hepsini kaldırmak gerekecek.

Bunu dedikten sonra neredeyse duyulmayacak bir sesle bağırdı. Diğer bütün insanlar hızla uyanıp kulaklarını kaparken buz onları izliyorduk. Hepsi uyandıktan sonra hepimizin ayağa kalkmasını istedi. Soluk tenli olanların hepsi anında kalktı. Diğerlerinin hepsi hayret ve korku içinde onları izliyordu. Kadın kalkmayanları görünce sinirlenmişti. Bu sefer yine bağırmaya başladı by ses insana öyle bir acı veriyordu ki ayağa kalkmaktan başka çaremiz yoktu. Çağrı'ya ayağa kalkması için yardım ettim. Ayakta durabilecek durumdaydı. Kadın yavaşça odaya doğru yürüdü. Soluk tenli olan bir kadına doğru gitti. Gülümsedi ve yüzünü okşadı. Sıra sıra soluk tenlilerin hepsinin zincirlerini çözdü. Kadın kapıya doğru yürüdü ve çözdüm insanlarda onu takip etmeye başladı. Onları dışarı çıkardıktan bir kaç dakika sonra yanında iki kişiye geri geldi. Onlarda tıpkı onun gibi garip gözüküyodu. İçimizden birini seçtiler içlerinden birisi seçtikleri kişinin gözlerine baktı. Gözlerine baktığı adamın gözleri yavaş yavaş bembeyaz bir renk aldı. Sonra garip görünüşlü kadın konuşmaya başladı:

- Bak görüyor musun? Seni çağırıyor çok susamış git ve kızına bir bardak su ver.

Adamın gözünden yaşlar akarak "kabul ediyorum, kızıma gitmek istiyorum" dedi. Garip görünüşlü kadın kötü bir gülümseme atıp adamın saki bütün canlılığını içinden söküp çıkardı. Elinde bembeyaz duman tutuyordu sanki. Sonra elindekini büyük bir iştahla yemeye başladı. Adamın yüzü artık solgundu. Tıpkı dışarı çıkardıkları insanlar gibi. Odadakiler korkuyla bağırmaya başladılar.

- Susun! Yoksa ondan daha kötü bir sonunu olur! Tek kelime ederseniz sıradaki siz olursunuz.

Bütün oda sessizliğe büründü. Az önceki olay Çağrı'nın arabasını kovalayan arabadan olaya çok benziyordu. Kimdi bunlar ve bu insanlara ne yapıyorlardı. Asıl korkunç olanı sıra bizede gelecekti. Çağrı bana baktı ve konuştu:

- Arzu sakın korkma bize bişey yapmayacaklar sadece bira iadeli olmalıyız. Anladığım kadarıyla az önceki adamı gördün adamı zaafı olan kızı ile ele geçirdiler sakın sana ne gösterirlerse göstersinler sakın inanma.

Ona baktım ve başımla onayladım. Üç kişiydiler. İkisi kız biri erkekti. Odaya ilk giren kadın bana doğru yürümeye başladı. Korkudan ölecek gibiydim. Sanırım sıra bendeydi.

Bana yardımları için Züleyha ,Ela buse ,Hilal,İlayda,Hatice,Ayşe Nur ve Bütün destekçilerime teşekkür ediyorum. İyi okumalar yorumlarınızı bekliyorum.



HANGİMİZ GERÇEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin