- Çağrı çok yoruldum, nereye
gidiyoruz.- Çıkışa
- Ya çıkışta birileri varsa?
- Önü tamamen boş bir çıkış var.
- Çağrı sen bunca şeyi nerden biliyorsun?
artık saklama ve söyle.- Bence şu an bunu anlatmak için çok erken.
- Tabi çünkü ben senin kardeşin falan değilim, değilmi!
- Evet, evet değilsin
Artık bu söze üzülmüyor, aksine sinirleniyordum. Sanki ben çok meraklıyım!
Kötü bir hayat geçirmiş olması kötü davranmasının bir bahanesi olamaz sonuçta.Merdivenler oldukça garip. aşağımı iniyorum yoksa yukarımı çıkıyoruz bi türlü anlayamıyorum. İnsanı delirtti bir labirent gibi, aradaki tek fark bu merdivenlerin bir sonu olmaması.
- Çağrı nerede olduğumuzu bilmiyorsun değil mi?
- Hiçte bile her şey kontrolüm altında.
- Öyleyse neden nefes egzersizi yapıyorsun?
- Saçmalama ben iyiyim.
- Bence şu meşaleyi çekmeliyiz.
- Ya, tabi çekelimde senin gibi kaybolalım değil mi!
Hayatta ol.... çektin değilmi?- Aaaaa!
- Burası neresi?
- Evet aferin sana, bravo yani. Orada ruhlarımızı yeseler dağa iyiydi. En azından fareler kemirmezdi.
- Sence burada fare varmı?
- Aa tabikide var. O sinsi kemirgenlerin hain planlarını duyabiliyorum. Sana bayılmışlar ve ilk senden başlayacaklar.
- Susar mısın lütfen! Zaten korkuyorum.
- Bi dakika sessiz ol bi ses duydum. Orada kimse varmı?
- Çağrı sus fareleri uyandıracaksın.
- Arzu sanırım burada biri var.
Yıllarca süren sessizlik ve karanlık sonu olmayan bir ıstırap gibi. Önceden görünce korktuğum fareler burada akım sağlığımı korumanın tek nedeni. Onlara minnattarım nefes aldıkları için nefes aldıkları için minnettarım. İnsanın seslerini bile tahammül edemediği varlıkları en çok yalnız kalınca arıyor çünkü yalnız kalırsa korkunç senaryolar başlıyor. Orada tek olduğuna inanmıyor bir türlü ve şöyle bir düşünce çıkıyor 'bilinmezlik' , sonsuz bilinmezlik bu öyle korkunç birşey ki çoğu varlık ben dahi bilinmezliğin karşısında acıyı seçer.
Düşüncelerim artık beni delirtiyor sanırım buraya kadarmış canım ruh sağlığım buraya kadar gelmiş olman mucize, gaipten sesler duyuyorum. Hayattaki şansıma bak, deliriyorum ama güzel halüsinasyonlar göremiyorum sadece iki şenpanze duyuyorum. Bana yaklaşıyolar, bi saniye bunlar insan mı? Sesler netleşmeye başlıyor. Sanırım delirmedim. Son bir umutla bağır... nasıl yardım isteniyordu? Yıllardır bir sürü şey düşünüyordum ama bayadır konuşmuyordum. Neyse ben direk yardım diyim bari.
-Yardııım!
-Arzu sanırım burada biri var.
-Bende duydum ilerden geliyor.
Çağrıyla beraber sese doğru ilerliyorduk. Korkuyordum ya bizi bulmuşlarsa! Biraz ilerledikten sonra sonunda kilitli bir kapının önüne geldik kalın parmaklıklar arasında korkuyla geri yaslanmış bir kız derin derin nefes alıp konuştu.
-Siz kimsiniz?
Çağrıyla birbirimize baktık. Biraz bekledikten sonra konuşmaya başladım.
-Bizi birileri kaçırıp buraya kapattı. Biz de kaçmak için bir delik bulduk ve yolumuz buraya çıktı.
-Yani siz insansınız.
-Sen değil misin?
-Sence insana mı benziyorum.
-Çok karanlık seni göremiyoruz.
Kısa bir suskunluktan sonra kız bize yaklaşmaya başladı. Sanırım o göremiyordu. Etrafı yoklayarak yürüyordu. Bize doğru geldiğinde artık onu görebiliyorduk.
iyi okumalar <33333
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HANGİMİZ GERÇEK
FantasyArzu genelde yalnız bir kızdır.Doğum gününde babasıyla yaşadığı gerginlik yüzünden babası gerginliği dağıtmak adına kızını ve eşini Antik kente geziye götürür. Arzu Antik kentte gizemli bir şeyler farkeder. Bu merakı onu nereye götürecek ?