-Çağrı ,Çağrı uyan.
Bi an afallamış gibi bana baktı, yavaşça kalktı. Sebebini sorar gibi başını salladı.
-Gideceğiz Çağrı , buradan kurtulacağız. Gizlenmiş bir havalandırma deliği buldum. Aslında büyük ama ince bir tabakaya gizlenmiş.
Şaşkın bir şekilde yüzüme baktı.
Anlamamış gibi bakıyordu.-Ne oldu? Neden kalkmıyorsun.
-Bunu neden yapıyorsun.
-Neyi?
-Bana neden yardım ediyorsun?
-Biz bi ekip değil miyiz? Hem sen de bana yardım ettin.Yüzünde hafif bir tebessüm oluştu.
-Peki zincirleri nasıl çözeceğiz. Yüzüğümde küçük bir Çakı var.
-Sen ciddi misin?
-Böyle enteresan şeyler bulunca genelde kaçırmam. Herneyse ilk kendimi çözüyorum.
-Tamam.-Çakı ammada iyimi bir saatte çözüldü ipler.
-Sorma gerçekten harikaymış. Seni beklerken tekrar uyuyacaktım.
-Onun sayesinde kurtulduk hatırlatırım.
-Neyse hadi benimkileri de çöz.-Çağrı çözüldü hadi gidebiliriz. Çağrı !
-İçim geçmiş.
-Ben iki saat seni çözmeye uğraşıyım senin için mi geçti.
-Ne yapıyım ,herkes uyuyor.
-Neyse hadi çıkış buradan.Çıkıştan çıktık ve arkamızdan deliği kapattık. Bir borunun içinde sürünerek gidiyorduk.
-Arzu biraz hızlı olur musun? Hızlı olmazsak kahvaltılarını bizimle yapacaklar.
-Susar mısın biraz? Hızlıyım zaten. Bende seni yürekli sanmıştım. Benden çok korkuyorsun resmen.
-Saçmalama ben tek olsam sorun yok, bir yolunu bulur kaçarım da şimdi sen yeterince iyi koşamazsan geri dönemem falan o yüzden diyorum.Cevap vermedim. Ne desem anlamaz zaten. Yok koşamazmışım da ,ondanmış da! Neyse şuan bunu düşünmemeliyim.
Etraf karanlıktı, on -on beş dakikadır ilerliyorduk. Sonra ışık hüzmesi göründü. Gülümseyerek arkamı döndüm.
-Çağrı sanırım çıkışa yaklaştık.
Çağrı da tebessüm etti ve ışığa doğru ilerledik ama bir saniye bu ışık aşağıdan mı geliyor. Hayır! Borunun alt kısmı açıktı. Açıklık büyüyordu ve ikimizin de aşağıya çekiyordu. Aşağıya doğru baktım. Bir sürü garip görünüşte insan konuşuyordu. Borudan aşağıya kaymaya başladık. Bizi görmelerinden korkuyordum. Tam bu esnada yan kısmımızın kapalı olduğunu gördüm ve rahatladım.
Yeni yeni kendime geliyordum. Hemen yanıma baktım. Çağrı da yanımdaydı oturduğumuz yere korkmuş gibi bakıyordu.Onun neye baktığını görmek için başımı eğdim. O korkunç sahne beni bekliyordu. Titremeye başladım, tam çığlık atacakken Çağrı ağzımı kapadı ve susması söyledi. Sakinleşmeye çalıştım ama olmuyordu. Sonra yine aynısı olmaya başladı. Kendimi kaybediyordum. O sırada Çağrının sesini duydum;
-Hayır hayır! şimdi olmamalı ,Arzu kendine gel.
Yavaşça gözlerimi araladım. O korkunç sahne hala aklımdaydı. Ölmüş bedenlerin üzerinde çırpınışlarım. Yüzü mosmor cesetler, o iğrenç koku... Kendime gelmeye başladığımda etrafıma bakındım. Çağrı koluma girmişti. Bir yere gidiyorduk.
-Çağrı nereye gidiyoruz.
-Şurada bir geçit daha var oraya gidiyoruz.Kapıya geldik ve yavaşça içeri bir adım attık.
İyi okumalar ..♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HANGİMİZ GERÇEK
FantasyArzu genelde yalnız bir kızdır.Doğum gününde babasıyla yaşadığı gerginlik yüzünden babası gerginliği dağıtmak adına kızını ve eşini Antik kente geziye götürür. Arzu Antik kentte gizemli bir şeyler farkeder. Bu merakı onu nereye götürecek ?