12. Bölüm: Dayan!

76 3 0
                                    

Bakışlarımı Çağrı'ya doğru çevirdim. Üzgün bir ifadeyle bana bakıyordu. Kadın ise ağır adımlarla bana yaklaşıyordu. Topuğunun çıkardığı ses bütün odada yankılanıyordu. Kaçmak için çırpınıyordum ama mümkün değildi. Kadın tam karşıma geldiğinde cesaretimi toplayıp konuştum:

- Bizden ne istiyorsunuz? Biz size ne yaptık!

Kadın ve yanındaki iki kişi bir kahkaha kopardı. Sonra birden ciddileşip konuşmaya başladı:

- Aslına bakılırsa bize bişey yapmadınız. Ancak ne istediğimizi sorarsan. Ruhunuzu!

Gözlerim dehşetle açıldı. Ona bakmamak için yüzümü çevirdim. Bana doğru kızlıca geldi. Yüzümü tuttu ve kendine çevirdi. Hızlı bir şekilde fısıldamaya başladı. Oda değişiyordu. Yavaş yavaş yok oluyor, harika bir yere dönüşüyordu. Ellerimdeki zincirler yok olmuştu. Üstümde en sevdiğim elbisem vardı. Artık o korkutucu oda yoktu. Bizim evin arka bahçesindeydim. Bir an düşündüm, bizim bahçemiz bu kadar güzelmiydi? Renk renk çiçekler açmıştı. Bahçemizdeki solgun yaşlı ağaç resmen yenilenmişti. Yaprakları eskisinden fazla ve renkliydi. Belkide kurtulmuştum. Hepsi bir kabusutu ve bitmişti. Eve doğru ilerledim, kapı hafif aralıktı. İçeriye doğru süzüldüm.
Mutfaktan çok güzel kokular geliyordu. Mutfağın kapısına elimi uzattığımda arkamdan bir ses geldi.

- Arzu! Demek geldin. Nasıl geçti günün?
- Anne!

Şaşırmıştım ama bu sevincin ve özlemimin önüne geçememişti. Ona sıkı sıkı sarıldım. Oda bana karşılık verdi. Sonrasında konuşmaya başladı:

- Baban gelir birazdan hadi abinide çağır yemek yiyelim.

Bir an dondum buraya gelmeme şaşırmıştım ama bu kadar değil. Tam anneme bunu soracakken merdivendeki sesle arkamı döndüm.

- Geldim! Biraz beklettim ama işlerim bitti. Projem hazır bu derside yüksek notla geçersem fakülteyi birincilikle bitiriyorum.

- Ben sana güveniyorum. O kadar çalıştın.

Sessizce onları izliyordum. Hala bir anlam çıkaramıyordum. Bu Çağrıydı! Bana baktı ve bir gülümseme attı.

-  Baya sessizsin doğum günü çocuğu.
-  Çağrı süpriz yapacaktık mahvettin herşeyi.
- Unutmuşum! Herneyse süpriz olmasada olur sonuçta değil mi?
- Neyse kapı çalıyor babanız geldi sanırım ben bakayım bi.

Babam içeriye girdi. Ondada aynı gülümseme vardı. Babam ve gülümseme çok nadir görünen şeydi. Birde böyle içten. Beraber mutfağa geçtik ve yemek yedik. Evet garipti ama güzeldi. Bu bir rüya olsa bile uyanmak istemiyordum. Yemekten sonra annem dolaptan bir pasta çıkardı. Mumları yaktı. Hepsi bir ağızdan doğum günümü kutladı. Onlara gülümseyerek baktım. Sonra annem konuştu:

- E hadi üflesene.

Sonra başımla onaylayıp mumları doğru eğildim. Tam üfleyecekken içimi bir ürperti kapladı. Anneme dönüp sordum:

- Anne bugün günlerden ne?
- Canım şimdi bunları boşver ve mumları üfle.
- Hayır üflemek istemiyorum.

Bu sözüm herkez bana sert bir şekilde baktı. Annem beklemediğim bir şekilde bağırdı;

- Üfle şu mumları!

Korkuyla geri çekildim.

- Hayır siz gerçek değilsiniz.

Bunu söylememle birlikte yüzleri değişmeye başladı. Mutfak birden o kirli ve soğuk odaya dönüştü. Kollarım tekrar zincirlerini içindeydi. Ve o kadın annem değildi. O garip görünüşlü kadındı! Herşey yerine oturduğunda geri geri bir kaç adım tökezledim. Çağrı yanımda bana sesleniyordu:

- Senin güçlü bir kız olduğunu biliyordum. Bak onları yendin gördün mü?

- Yendim mi?
- Tabi yendin nasıl sinirlendi görmedin mi?

Bu sözleri beni biraz olsun rahatlatmıştı. Gururlu bir şekilde gülümsedim. Garip görünüşlü kadın siyah saçlarını arkaya doğru atarak yanımıza tekrar yaklaştı. Kendinden emindi, belkide bizimle ilgili bir şey öğrenmişti. Az önce kulağındaki bir şeyle sanırım biriyle konuşuyordu. Nefesimiz kesilecek gibi oluyordu. Kadın en sonunda konuşmaya başladı:

- Demek bizi yenebileceğinizi düşündünüz. Oldukça cesaretlisiniz sanırım. Arzu keşke az önce o mumu üfleseydin, çünkü sevgili abin diğer doğum gününde yanında olamayacak.

Korktuğumuz başımıza gelmişti. Rüyamdaki abimin Çağrı olduğunu anlamışlardı. Bu sefer Çağrıya döndü ve konuştu.

- Sıra sende.

HANGİMİZ GERÇEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin