Bölüm 3.
~ İyi okumalar~
Uyandığımda saat 2 olmuştu bile. Başım çatlıyordu resmen. Lavaboya geçtim, aynaya baktım. Gözlerim dün gece ağladığım için qızarmıştı. Yüzüme soğuk su vurdum bir kaç kere. Rahatlatıyordu beni. Kapı sesi gelmişti, ama umrumda bile değildi. Babaannem bakardı zaten. Yaşadığım acı kendime gelmem için fazla güclüydü. İki acı birden aynı anda, aynı zamanda, aynı gün. Yaraların üst-üste düşmüştü yani. Yüzümü yıkayıp, aşağı indim.
Uzun boylu, hafif kilolu bir adam vardı salonda. Akuvat olduğu belliydi. " Günaydın kızım." yüzüne gülümsedi.
" Günaydın" malesef ben gülümseyemedim. " Merhaba Hazal hanım." ciddi bir bakışla baktı yüzüme. " Merhaba avukat bey." diyerek cevapladım onu. " Kızım avukat beyin gelme sebebi" lafını yarıda kestim.
" Biliyorum, babaanne beni alıcaksın." Bu kadar sakin olmama şaşırmıştılar. Ama ben artık ruhsuz biriydim. Sadece babaannem için yaşıyordum. Çünkü babam, babaannemle olmayı çok istiyordu ama yaptığı hata için babaannemin karşısına çıkamıyordu. Babamın yerini dolduracaktım. " O zaman ben işlemleri başlatıyorum." ayağa kalktı avukat. " Tabi buyurun." Ona eşlik etmek için oturduğu L şekilli koltuktan kalktı babaannem. " Yarına haber çıkar." Diyerek gitti avukat.
" Kızım bir şey daha var." Telaşlı gözüküyordu. Daha doğrusu vereceğim tepkiden korkuyordu." Neymiş o?"diye merakla sordum. " Benim evde kalıcağız kızım" bunu bekliyordum zaten. Sorun yoktu belkide bu acıdan sonra burdan uzaklaşmak hafifletirdi yükümü. " Sorun değil" babaannem verdiğim cevepla birlikte şoke oldu. " Senin için sorun olmamasına sevindim kızım." Normalde babamdan başka biri bana ~ kızım ~ dediğinde yapmacık gelirdi bana. Ama babaannem öyle hiss elettirmiyordu bana.
" Bir iki şey ye kızım. Hasta olucaksın bak." Çokta umrumda ya babaanne.
" Arkadaşlarınla vedalaş yarın haber çıkar o yüzdende yarın gidiyoruz" bu kadar acele etmesi garipti. Ama doğru söylüyordu. Odaya çıkıp Şeyma'yı aradım ve kafeye çağırdım onu.....Üzerime yeşil t-shirt, kalın tayt keçirdim. Saçlarımı at kuyruğu yapıp çıktım odadan. Ayakkabılarımı giyip evden çıktım. Şeyma ile o günden sonra hiç görüşmemiştik. Kafeye gittiğimde Şeymayı yalnız çağırmama rağmen yanında 2-3 kız vardı ve bu kızları sevmediğimi biliyordu.
" Merhaba" diyerek masaya oturdum. Bunların yanında konuşamazdım ki. " Bence sen hiç oturma canım" arkadaki kızlardan biri konuştu.
" Pardon?" ne zann ediyordu bu kendini? " Sağırsın galiba canım. Yetimlerle işimiz olmaz bizim." Hepsi gülerek yüzüme baktı. Şeyma bile. Sinirde deli olmuştum. Ne diyordu bu salak? " Şeyma?" bir umut Şeyma bir şey söyler diye baktım ona ama Şeyma'ydı zaten onlara bu hakkı veren.
" Bana baksana sen" arkadaki kıza doğru yaklaştım. " Buyur canım" alaycı tavırla baktı bana ama benim sinirden gözüm dönmüştü bile tokatı yapıştırıp, arkaya doğru ittim onu. " Ne yapıyorsun be sen?" şaşırmış ve pert olmuş bir ifade vardı yüzünde. " Bana bak seni mahv ederim. Anladın mı?" bağırdım yüksek sesle. Kafedeki her kes bana bakıyordu ama umrumda bile değildi. Bana karşılık bile veremedi, çünkü sinirden delirmiştim ve gözlerimden alev çıktığına eminim. Kafeden çıktım. Artık tamamen yıkılmıştım. Şeymanın bana bunu yapması en önemlisi beni burdan vurması, Şeyma benim çoçukluk arkadışımdı ve bu yaptığı...... Ağlamayacaktım tabikide. Eve doğru yürüdüm. Artık buradan tamamen, çabucak gitmek istiyordum. Eve girdim ve hiç bir şey demeden odama çıktım. Çantalarımı toplayıb, yatağa uzandım ve uyumaya çalıştım.....• Bir bölümün daha sonuuu•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Ateşi
AventuraAilemin yok olmasında parmağımın olmasının yükünü atamamışken, kapıma gelen zarflar benim hayatımı yeniden alt-üst etti. Ateşe travmam olmasına rağmen Ateş'e aşık olan kadınım ben. Ben Hazal Mutlu benimle birlikte gerçekleri görmeye hazırmısınız ?