Yeni bi maceraya atıldım. iyi okumalar
______________________________________
Minho
Sabahın ilk ışıklarıyla beraber çalan alarmı susturmak için gözlerimi açtım.Telefonu elime alıp alarmı kapattıktan sonra gözüm saate çarptı.Saatin sabah sekiz olduğunu görünce gözlerimi kocaman açıp panikle yataktan kalktım.Banyoda işlerimi halledip direkt abimin odasına gittim.Kapıyı çalmadan açıp odaya girdiğimde karşılaştığım manzara toplu bir yataktı.Abimin çoktan evden çıktığını anlayıp mutfağa yöneldim.Kendime basit bir kahvaltı hazırlayıp evden çıktım. Arabaya binip motoru çalıştırdım ve abimin çalıştığı karakola doğru yol aldım.
On beş dakikalık bir yoldan sonra sonunda karakola ulaşmıştım.Kendi kendime şarkı söyleyip yerimde zıplayarak karakola girdim."GÜNAYDIN ABİLERİN PRENSESİ" heyecanım bir balon gibi sönmüştü çünkü abim yerine çaylaklara denk gelmiştim.Mahcup bir tebessüm bırakıp abimin odasına doğru hızlı adımlarla ilerledim.Aynı şekilde kapıyı çalmadan girip cümlemi tekrarlamıştım "GÜNAYDIN ABİLERİN PRENSESİ" bu sefer istediğime ulaştığımdan yüzüme memnun bir gülümseme yerleştirdim.Abim dosyalardan başını kaldırıp bana bıkkın bir bakış atmış ardından tekrar kafasını dosyalara çevirmişti."Ne var minho niye geldin yine" gözlerimi sonuna kadar açmış ve elimi abartılı bir şekilde ağzıma çarpmıştım(😱)."Ne demek niye geldin, buraya seni ziyaret etmek için gelemez miyim ben, ayıp".
Abim şakaklarını ovup "yoruyosun minho, bir işin yoksa git burdan" demesiyle suratımı asmıştım."bu aralar bi gerginsin sen he, bu seferki vaka çok mu zorlayıcı? " abim elindeki dosyayı sertçe masaya bırakıp derin bir nefes almıştı. "1 yıldır pesinde olduğumuz seri katil bir süre ortalıktan kaybolmuştu, bundan dolayı da dava kapanmıştı, ama şu son zamanlarda onun cinayetlerine benzer ciyanetler işleniyor, ve her cesetin alnına belirli iki tane harf bırakıyo adi puşt" düşünceli bir şekilde abime bakıp " dosyaları görmemde sakınca varmı? " demiştim. Abim başını ovmaya devam ederek " hayır, alabilirsin" dedi. Dosyaları elime alıp göz gezdirdim, vahşice öldürülmüş birden çok cesedin resmi vardı. Resimlere daha detaylı baktığımda, abimin dediği gibi hepsinin alnında iki tane harf vardı.
Fark ettiğim şeyle gözümü resimlerden ayırmadan "katilin ismi ne demiştin? " dedim. Abim biraz düşündükten sonra cevaplamıştı " peter " duyduğum isimle kaşlarımı çattım, "çok tuhaf, izlediğim filmlerdeki katiller genelde kendi isminden harfler bırakırdı ama burada H ve J harfleri var " abim kafasını bana çevirip " yani bunun bir takma isim olduğunu mu söylüyorsun" kafamı onaylar biçimde sallayıp abime döndüm " evet öyle görünüyor ki sizin elinizdeki isim sadece bir takma isim" anladığını belli edercesine kafasını salladı.
Oda bir müddet sessizleştikten sonra abim ayağa kalkıp kapıya yönelirken konuştu " her neyse evet git sen ve bu davaya bulaşma sana bir şey olmasıni istemem" kaşlarımı çatıp bende ayaklandım. Hafif şikayet eder bir tonda " hadi ama ya, bu yardım ettiğim ilk dava değil üstesinden gelebilirim." Abim bu sefer bana dönerek konuşmaya devam etti " daha önce hic bu kadar tehlikeli bir davaya yardım etmemiştin minho, lafımı ikiletme" son sözü söyleyip odadan çıkmıştı.
Sinirle koltuğa tekrar oturmuştum ki odanın içinden bir kıkırtı sesi duyar gibi olmuştum. Kaşlarımı çatıp etrafa göz gezdirdiğimde tekrar önüme dönüp uykusuzluktan olduğu kanısına varmıştım. Ayağa kalkıp abimin arkasından odadan çıktım.
Karakolda abimi biraz daha rahatsız ettikten sonra eve gitmek için arabama yöneldim. Arabaya bindiğimde geriye yaslanıp abimin gösterdiği dosyayı düşünmeye başladım. "İsminin Peter olduğu biliniyorsa, H ve J harfleri de neyin nesi" gözlerimi kapatıp arkama yaslandığımda kulağıma bir fısıltı geldi, "Han Jisung" kaşlarımı çatıp gözlerimi açtığım anda dikiz aynasında bana gülümseyen bir beden gözüme çarptı. Harekete geçmeme izin vermeden boynuma dolanan ip ile nefesim kesilmişti. Çırpınıp elinden kurtulmaya çalıştığımda abimin ofisinde duyduğum kıkırtı sesini tekrar işitmiştim.
Bir şekilde boynumdaki ip çözüldüğünde şoför koltuğunu arkaya doğru yatırıp kahkahalarla gülen bedeni sıkıştırmıştım.Vakit kaybetmeden kendimi arka koltuğa atıp hala gülen bedenin suratına bir yumruk savurdum. Ama savurduğum yumruk boşa gitmişti ve kendimi aniden yapılı bedenin altında buldum. Çırpınmaya devam ettiğimden bileklerimi tutup koltuğa kenetlemişti. Çaresiz olduğumdan öfkeyle konuştum " bırak beni adi herif, kimsin sen?! " üstümdeki beden gülümseyip yavasça kulağıma fısıldadı " memnun oldum minho ben Peter. "...
____________________________________
FINISH
605 kelime
Oy verir misiniz??
2. Bölüm çoktan hazır bu arada.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dark side of the moon // Minsung
General FictionAilesinin ölüm sebeplerini öldüren birisi masum mudur? Semesung Ukemin