Slsmslsmsmslsms
___________________________________
Minho
Ani bir hareketle dolabın kapağını açtığımda şansıma küfür ederek karşımdaki bedene baktım.Resmen donmuştum ve gözlerimi Jisung'dan ayıramıyordum...
________________________________Minho
Dolabı açtığımda gördüğüm yüz ile resmen beynim işlevini yitirmişti.Kollarını birbirine kenetlemiş çatık kaşlarıyla dolabın içinde bana bakan Jisung beni ürkütmeye yetmişti bile.Titrek adımlarla gerilediğimde o da dolaptan çıkmış üzerime doğru ilerliyordu.Beni korkutan şey ise her şeyi duymuş olmasına rağmen olan sessizliğiydi.Gözlerim Jisung hariç her yerde dolaşırken diyeceğim şeyleri aklımda toparlamaya çalışıyordum.
Gözlerim tekrar Jisung'u bulduğunda yüzüne yerleştirdiği gülümsemeyle daha da gerilmiştim.Kelimeler boğazımda dizilirken Jisung çoktan kollarını çözmüş sakin adımlarla ilerleyerek abimin masasına yaslanmıştı.Gülümseyen suratıyla masadaki dosyaları incelerken en sonunda konuşmuştu "Vay Lee Minho, tehditlerinde ciddiydin demek?" Kafasını kaldırıp bana baktığında gülümsemesi hafif bir sırıtmaya dönüşmüştü, ben ise korkudan olduğum yere çakılmış bir şekilde ona bakıyordum.
Yaslandığı masadan ayrılıp yavaş adımlarla ilerleyip tam önumde durmuştu.Kafamı hâla yerden kaldıramazken çenemde hissettiğim parmaklar Jisung'a bakmamı sağlamıştı "Oysa ben de tehditlerimde ciddiydim Min ve bunun olacağını çok önceden tahmin etmiştim, o yüzden elindeki bilgileri çok da önemseme, hâla bilmen gereken şeyler varken beni sinirlendirip değerli bilgileri kaybetmek istemezsin?" Soru sorar gibi kurduğu cümleyle yutkunup bakışlarımı kaçırmıştım.
Bu hareketimle Jisung derin bir nefes almış ve çenemdeki dokunuşlarını sıkılaştırarak bakışlarımı tekrar kendisine çevirmişti."Ben konuşurken sadece bana bak Minho, şimdi soruma cevap ver şu an benim yerimde olsan ne yapardın söylesene?" Gözlerimi kapatıp titrek bir nefes almıştım "Eğer elini suratımdan çekersen adam akıllı konuşabiliriz Jisung" sözlerimi bitirip kafamı geriye çekerek tutuşundan kurtulmuştum.Bir kaç adım geri gidip derin bir nefes daha aldım "Sana söylemiştim, sen adi bir katilden başka bir şey değilsin Jisung sevgine karşılık vermemi bekleme demiştim, ayrıca farkındaysan şu an karakoldayız üstelik abimin odasındayız seni anında yakalatabilirim." Söylediklerimi kaşları çatık bir şekilde dinlemişti.
Elimden geldiğince cesur davranmaya çalışıyordum fakat titreyen ellerim bana hiç yardımcı olmuyordu.Sonuçta şu an sinirli bir katille tek başımdaydım ve beni şuracıkta sessizce öldürüp arkamdan kahve bile içebilirdi.Neyime güvendiğim hakkında hiç bir fikrim yok cidden.Jisung'a doğru yavaşca adımlayıp tam önünde durduğumda yüzünde yan bir sırıtış vardı.Hiç bir şey olmamış gibi gülmesi çok sinirime dokunsa da şu anlık tehlikeli olduğu için susuyordum.
Aniden belimde hissettiğim ellerle şok olmuştum.Jisung belimdeki elini sıklaştırıp kulağıma doğru eğilmişti "evet Minho şu an karakoldayız neden beni ihbar etmiyorsun?" Kafasını kaldırıp yüz yüze gelmemizi sağlamıştı "Ama bir şeyi anlamlandıramıyorum." Tek kaşımı kaldırıp rahatsızca yerimde kıpırdanmıştım "elini belimden çekersen kafandaki soruları cevaplayabilirim." Jisung dediğimin aksine daha çok yaklaşarak bu defa boynuma eğilmişti "anlamadığım şey şu sevgilim, abin şu an tamamen savunmasızken nasıl bu kadar cesurca konuşabiliyorsun"
Söyledikleriyle eş zamanlı olarak karakolda silah sesi patlamıştı.Kaşlarımı çatıp Jisung'a baktım, aklıma dolan düşünceler yüzünden kafayı yemek üzereydim.Elinden kurtulup yüzüne sert bir yumruk attım "Şerefsiz herif abime bir şey olduysa sana yemin ederim katilin olurum." Sinirimi alamayıp yüzüne bir yumruk daha geçirdim ve koşarak kapıya yöneldim.Kapıyı açtığımda gördüğüm görüntü görmeyi beklediğimden çok farklıydı.Düşündüğümün aksine abim ortalıkta yoktu, tek gördüğüm şey elindeki silahla kendi kolunu tutan aptal bi kırmızı kafaydı.
Önce Chrisin elindeki silaha sonra da kolundaki mermi izine baktım, aptal kendisini mi vurmuştu? Kafam karışmaya başlarken odadan duyduğum kahkaha sesiyle tekrar içeriye yöneldim.Bıraktığım yerde kendi kendine kahkaha atan Jisung'un yakasına yapışmıştım "Şerefsizin tekisin Jisung, senden nefret ediyorum" Söylediklerimle Jisung'un yüzündeki gülüş kaybolmuş ellerini yakasındaki ellerime götürüp yakasını tutuşumdan kurtarmıştı "Bu sadece bir hatırlatmaydı bebeğim, sana olan sevgimden dolayı ufak bir kıyaktı başkasına göstermem bak bu toleransı."
Sözlerinin ardından gülümseyip odadan dışarıya çıkmış ve Chris'in yanına ilerlemişti 'Aptal çocuk naptın yine seni karakol köşelerinden topluyorum, annem sana dememiş miydi bir daha seni buralarda görmeyeceğim diye." Ardından etrafındaki polislere dönmüştü "kusura bakmayın silahlara çok meraklıdır da ben onu tedavi ettireceğim sağolun ilginiz için görüşmek üzere" en son polislere gülümseyip elini kolunu sallayarak karakoldan çıkmıştı.
Yaşadığım anın saçmalığından ve şoktan dolayı bacaklarım tutamaz olmuştu.Odadaki koltuğa oturup elimle yüzümü sıvazladım.Biraz daha kendime gelince karakoldan çıkmak için kapıya yöneldim, eve gidip uyumak istiyordum...
______________________________________FINISH
700 kelime
Of yazarken çok zorlandım uykum olduğundan herhalde
Neyyyse Minho abisine söylemeli mi sizce
Jisung'un Minho'nun abisiyle olan derdi hakkındaki düsüncelerinizi almak istiyorum doğru tahmin eden olur mu acaba????
NEYSEEE BAYSS
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dark side of the moon // Minsung
General FictionAilesinin ölüm sebeplerini öldüren birisi masum mudur? Semesung Ukemin