*⁷*

548 52 112
                                    

Minho

Sabah yaşadığım şoktan sonra bir süre kendime gelmeyi beklemiştim ardından ise abimi uzun bi süre karakolda rahatsız etmediğim aklıma gelmişti. Şu an moralimi yerine getirecek tek şey buydu.Hemen odama çıkıp açık olan perdemi kapattıktan sonra üstüme gündelik ama şık olan birkaç parça bir şey geçirmiştim.Yerimde zıplayarak kapıya kadar gelmiştim.

Komodinden araba ve evin anahtarını alıp evden çıktım.Hava sanki benim enerjime uyuyormuşcasına güneşliydi.Fakat bu enerjim arabama yaslanmış bana bakan katili görünce bir anda uçup gitmişti.Gözlerimi devirip arabanın şoför koltuğuna doğru ilerledim.

Jisung onu görmezden gelmeme sinir olmuş bir şekilde bana bakıp yan koltuğuma oturdu.Sanki bir polisin kardeşi değilmişim gibi rahat olan tavrıyla derin bir iç çektim.Gerçekten umursamaz ve enteresan bir insandı.Arabayı çalıştırmadan bir süre kafamı arkaya yaslayıp gözümü kapatarak bekledim.

Tabi bu beklemem yanımda oturan katilin konuşmasıyla son bulmuştu "güzelim eğer beni bu şekilde baştan çıkarmaya çalışıyorsan inan ki başarıyorsun" kafamı ona çevirip ne diyon amına dercesine bakmıştım.Arsız katil bana gülümseyip kafasıyla direksiyonu işaret etti.

Bir an acaba direksiyonu söküp kafasına geçirsem mi diye düşünsemde sakin bir şekilde arabayı çalıştırmıştım.Karakol yolunda ilerlerken aklıma gelen saçmalıkla kaşlarımı çatıp yanımdaki katile ufak bir bakış attım.Ama sapık katil hiç bir şey olmamış gibi kafasını koltuğa yaslamış beni izliyordu.

Tekrar gözlerimi devirip konuşmaya başladım "gerizekalı benimle karakola teslim olmaya mı geliyosun?" Jisung bu sözlerimle sanki nereye gittiğimizin daha yeni farkına varmış gibi afallamıştı "karakola mı gidiyoruz, o zaman beni müsait bir yere tükür güzelim" kurduğu cümleyle istemsizce gülmüştüm "üzgünüm bebeğim suçluların yeri hapishanedir."

Jisung arsızca gülüp bir elini bacağıma atmıştı "bebeğin miyim gerçekten?" Takıldığı noktayla içimden sövüp kafamı onaylamaz bir şekilde iki yana sallamıştım."Bebeğim değilsin Jisung, hem araba sürüyorum elleşme" dediğimle beraber elini bacağımda ilerleterek biraz daha üste götürmüştü.Derin bir nefes alıp tek elimle elini tuttum ve ittim.

Kucağımdaki telefonu açıp eline verdim "rahat dur, al şurdan oyun oyna" sanki küçük bir çocuğu susturmaya çalışıyormuş gibi hissetmiştim.Jisung dediğime yan bir gülüş atmış ve telefonuma bakarak konuşmuştu "galerine girip bazı fotoğraflarına bakmamda sakınca yoktur herhalde?"

Ne demek istediğini anlayıp göz devirdim "merak etme Jisung aradığın o tür fotoğraflardan yok galerimde." Görücez der gibi kafasını salladığında bende arabayı bir kafenin önünde durdurmuştum."Sen burda bekle ben abimle bana kahve alıp geliyorum" tamam dercesine kafasını sallayıp telefonumda gezmeye devam etmişti.İç çekmiş ve kafeye doğru adımlamıştım.

Çok geçmeden tekrar döndüğümde kapıyı açıp arabaya binmiştim."Sanada kahve aldım nasıl içtiğini bilmediğim için benim sevdiğimden aldım ama eğer beğenmezsen gidip değiştire-" Jisung'un beni dinlemeyip telefonuma kitlendiğini fark edince kaşlarımı çatıp kolunu dürttüm "Jisung beni dinliyomusun sen?" Çenesini kasıp kafasını bana çevirdiğinde gözlerinin dolu dolu olduğunu gördüm.

Aniden içimi nedenini bilmediğim bir endişe kaplamış ve Jisung'un omzunu tutup ne olduğunu sormaya başlamıştım.Jisung hiç bir şey söylemeden telefonumu üstüme doğru atıp arabadan inmişti.Neden aniden böyle olduğunu anlamak için telefon ekranına baktığımda Yuna'nın resmini gördüm.

Sanırım yanlış anlamış ve sevgilim olduğunu sanmıştı.Ama bu zamana kadar tanıdığım Jisung bunun için böyle bir tepki vermezdi.Ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu ve anlamak içinde Jisung ile konuşmalıydım.Ama o çoktan gitmişti..
_____________________________

dark side of the moon // MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin