*¹⁷*

361 40 32
                                    

Beyninizi yakıcam sizin beyninizi
______________________________________

Minho

Jisung'un gerçek intikam konuşmasından sonra onu çok sık görmemiştim.Fakat karakolun karmaşasından yine bir işler peşinde olduğunu anlayabiliyordum.
Karakoldakiler sağa sola koşturup, telefonlara cevap verirken biraz ilerde kaşlarını çatmış etraftakilere bağıran Jeongin'i gördüm ve hızlı adımlarla yanına ilerledim "Jeongin! Neler oluyor burda?" Jeongin anında bana dönüp derin bir nefes alarak başını tuttu "Birileri sanki örgütlenmiş gibi şehrin farklı yerlerinden cinayetler işliyor!" Gözlerimi dehşetle açıp tekrar karmaşa içerisinde olan karakola göz attım.Polisler gelen ihbarları yazıyor ve hemen ardından gelen başka aramaları da cevaplıyorlardı.

Jisung'un yaptığına inanamaz bir şekilde abimin odasına koşup içeriye girdim ve bilgisayarı açıp dava dosyasının yedeğini kendi telefonuma aktardım.Böylece işlenen cinayetleri takip edebilecektim.Masum insanların ölmesine daha fazla göz yumamazdım.Bu yüzden Jisung'u bulmak için hemen karakoldan ayrılıp arabama bindim ve Jisung'un gidebileceği yerleri düşünmeye başladım.

Genelde benim evimde ve benim çevremde olurdu ama bir kaç gündür hiç bir yerde yoktu.En sonunda aklıma gelen fikirle Jisung'un evine doğru sürmeye başladım.Chris Jisung'un yerini biliyor olabilirdi.Yaklaşık 15 dakikanin ardından Jisung'un evinin önünde durdum ve aceleyle arabadan inip kapinın önüne ilerleyerek kapıyı tıklattım.

Beklediğim süre boyunca içimi kötü bir his kaplıyordu fakat kapı hâlâ açılmıyordu.Kapıya yumruk atacağım sırada elimi dokundurduğum gibi kapının açılmasıyla aptal olduğumu anladım.Kapı zaten açıkmış ve ben aptal gibi boşuna beklemişim.Fakat kapının açik olmasının nedenini anlamlandıramadım ve bu belirsizlik beni daha da gerdi.Kapıyı yavaşça ittirdim ve karanlık eve girdim.Evin içerisini göremediğimden telefonumun ışığını yaktım ve etrafta bir şeyler aradım.Koltuğun yanındaki sehpaya ilerlerken ayağıma çarpan şey ile duraksadım.

Elimdeki işığı yere çevirdiğimde siyah bir torbanın içerisinden uzanan bir kol ile dehşetle bağirarak geriye çekildim.Kalbimin ritmi bozulurken yalpalayarak yere düştüm ve o sırada evin tüm ışıkları açıldı.Artık önümdeki cansız bedeni daha net görüyordum.Kan ile kaplanmış kolun bilek kısmında bir bileklik vardı.Ellerim titrerken yavaşça bilekliğe uzandım ve gördüğüm isimle gözlerim doldu.Bu hem bende hem de Ryujin'de olan bir arkadaşlık bilekliğiydi.

Gözlerim korku ve üzüntüyle açılırken ellerim titreyerek siyah torbayı  açtım ve eski dostumun kanlı suratına baktım.Elimdeki telefonu yere düşürdüğümde evin içinde bir kıkirtı sesi yankılandı Tıpkı ilk gün ki gibi. Ses gittikçe yaklaşırken kıpırdayamıyordum.En sonunda omzumda hissettiğm el ile kafamı yavaşça Jisung'a çevirdim.

Yüzündeki aptal gülümseme ile bana bakıyordu.Elini çenemde hissettiğmde yoğun bir öfke hissettim "Ah sevgilim...hediyemi böyle görmeni istemezdim." güldü ve başını yana yatırıp korkunç bir ifade ile konuştu "İntikamımı hafife alma Minho" cümlesini bitirip ayağa kalktı ve yerdeki cesedi hafifçe tekmeleyerek karşıdaki koltuğa oturdu.Gözlerim kararmadan önce en son gördüğüm şey  bir kaç polisin Jisung'un bileklerine kelepçe taktığıydı...

________________________________________

FINISH

asırlar sonra yeni bölüm almak nasıl bir his gencler.
Her neyse bölüm hakkında ve hikayenin gidişatı hakkında yorumlarınızı alabilir miyim bebeklerim🙏
Kısa bir bölümdü sonraki bölümü en gec cuma atarım.Artık sınav haftasına kadar bölümleri bu düzende atmayı planlıyorum.Zaten 20 küsür bir bölümde final olacak.

dark side of the moon // MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin