*¹⁹*

350 38 47
                                    

Hikayenin yavaş yavaş sonuna yaklaşıyoruz :(
Sizin de şu ana kadar anladığınız gibi
Bizim çiftler maalesef ki birleşemeyecek
Ama nerden bilebilirsiniz ki ters köşe yapmayacağımı :)

____________________________________

Minho

Şu an tamamen kafayı sıyırmıştım.Hızla Jeongin'in odasına gittiğimde onun artık orada olmadığını fark ettim.Ağlama isteğimi bastırıp abimin nerede olabileceğini düşündüm.O sırada telefonuma bilinmeyen bir mumaradan mesaj geldi

0***********

Abini canlı bulmak istiyorsan 10 dakika içerisinde bu adrese gel
Konum

Konumu açtığımda buradan 5 dakika kadar uzaktaki bir depo olduğunu fark ettim.Fakat kafamı karıştıran şey, suç işlenecek bir yerin neden karakola bu kadar yakın olmasıydı.Bunu düşünmeye vaktim olmadığını fark edip hızla karakoldan çıktım ve arabama binerek adrese sürmeye başladım.Adrese vardığımda torpidodan küçük bir tabanca çıkartıp deponun girişine ilerledim.Derin ve titrek bir nefes alıp deponun kapısını araladım.

İçerisi sadece kapıdan gelen hafif ışıkla aydınlanıyordu.Karanlık depoya adımımı attığımda farkına vardığım gerçekle dona kaldım.Burası Hyunjin'in beni getirdiği depoydu.Bu demek oluyor ki Hyunjin de Jisung'un planınin bir parçası.Yüzüme çarpan gerçeklerle nefesim daraldı.Chris ile tanışmam, Hyunjin tarafından rehin alınmam hepsi Jisung'un planıydı.Bu da demek oluyor ki, Jisung'u tutuklayamadılar.Düşüncelerimle boğuşurken depodan gelen kıkırdama sesi ile dolan gözlerimi deponun içerisine çevirdim.

Her ne kadar karanlıktan göremesem de bu kıkırtının Jisung'a ait olduğunun farkındaydım.Kapı ardımdan kapandığında deponun ışıkları açılmıştı.Hemen karşıda bir sandalye ve sandalyeye bağlı bir adam gördüm.Bu adamın düşündüğüm kişi olmaması için dua ediyordum fakat kafasını kaldıran bedenle kalbim sıkıştı.Abim Jisung'un elindeydi.Hemen abime doğru ilerlemek için bir harekette bulundum ama abimin kafasına yaslı tabancayı fark edince durdum.

Tabancayı tutan kişiye baktığımda bunun Hyunjin olduğunu gördüm.Başım ağrıyordu ve adrenalinden midem bulanıyordu.Hyunjin'e karşı titrek bir sesle seslendim "Hyunjin...yalvarırım abimi bırak" Hyunjin sözlerime gülmüş ve başıyla arkamı işaret etmişti.Arkamı döndüğümde saçlarını tekrar mavi yapmış olan Jisung ile karşılaştım.Jisung'a ilerleyip dizlerimin üzerine çöktüm "Jisung...lütfen, yalvarırım abimi bırak" Jisung yalvaran sözlerimi umursamayıp sırıtarak eğilerek çenemi tuttu ve hafifçe okşadı "Bana bu şekilde yalvarma Minho, tetikleniyorum güzelim." sözlerini bitirip gülümsedi ve bana göz kırparak tekrar ayağa kalkıp abimin yanına ilerledi.

Jisung'un merhamet etmeyeceğini anladığımda, Jisung'un ardından ayağa kalkıp belimdeki tabancayı Jisung'a doğrulttum.Titreyen ellerimle silahı sıkıca tutuyordum "Jisung, eğer abimi ve beni bırakmazsan bu tabancayı kullanmaktan çekinmem." Sesim olduğundan daha kısık çıktığında Jisung yavaşça bana döndü ve gülümseyerek bana yaklaşıp kafasını tabancanın ucuna yasladı.Bana gülümsedi ve tabancayı tutan elimi tuttu "ölümden korksaydım en başından bu işe başlamazdım bebeğim"  titreyen elimden tabancayı yavaşça almasına izin verdim çünkü kullanamayacağımın ikimiz de farkındaydık.Titrek bir nefes alıp abime baktım ve hâlâ baygın olduğunu anladım.Şu an tamamen çaresizdim.

Jisung'a baktım ve son joker hakkımı kullandım "o halde, artık ipler senin elinde olduğuna göre, lütfen bana abim ile ne yaşadığını anlat, en azından bunu öğrenmeliyim Jisung." Jisung gülümsedi ve bana dönerek derin bir nefes aldı "ablamı tanıyorsun Minho, nasıl öldüğünü de sana yakın zamanda anlatmıştım.Ablamın eşi senin abinin yakın arkadaşıydı." Duyduklarım ve duyacaklarıma karşı kendimi hazır hissetmiyordum.Fakat şimdi öğrenemezsem bir daha asla öğrenemeyeceğimi de biliyordum.

dark side of the moon // MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin