OY VE YORUMLARINIZLA DESTEKLERİNİZİ BEKLİYORUM ARKADAŞLAR.
YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN.
"Bazıları için karanlık sadece dışarıda değil, içeridedir de; kendilerinden kaçmaksa neredeyse imkânsızdır."
(Lucia)
Herkesin iki gecesi vardı; biri zamanı, diğeri acıları gösterirdi. Bir insan kaç kez geceye uyanırdı? Bu soruyu defalarca kendime sormuştum. Annemin kaybından beri kendimi toparlamaya çalışsam da, üzerimde karanlık bir gecenin izleri hâlâ duruyordu. Her gün, o geceye uyanıyordum. Annem, benim deniz fenerim; ışığımdı. Ama o ışık kaybolduğunda, karanlık üzerime çökmüştü. En büyük korkum, onu kaybetmekti. Ancak asıl korkumun bunun ötesinde olduğunu fark etmemiştim.
Kendi içimdeki karanlığa sürüklenirken, belirsizliklerin oluşturduğu bir şelaleye yaklaşıyordum. Çevremdeki insanların yansıttığı panik havası, benim de gerginliğimi artırıyordu. Korku büyüyordu; bilinmeyenler birikiyor, her adımda boğulacak gibi hissediyordum.
Ertesi gün uyandığımda, Pedro'nun bir öğrencisini göndereceğini bildiğim için vakit kaybetmeden hazırlandım. Pedro, hayatımda önemli bir figürdü; tıpkı Chloe gibi. Ona saygı duyuyor, yardımını takdir ediyordum. Bu yüzden söylediklerine itaat ediyordum. Ancak tüm bu karmaşanın içinde, Lucas yine yoktu. Onu aramayı çok istedim ama telefonu elime aldığım gibi bıraktım. Lucas'ın yokluğu içimdeki boşluğu derinleştiriyordu, ama bunu kendime itiraf edemiyordum. Ona olan ihtiyacım ve içimdeki karışıklık giderek büyürken, bir yandan özlem ve karmaşa içinde kayboluyordum.
Bir süre odada bekledim, fakat kimse gelmedi. Saat ilerliyordu. Pedro'yu bekletmemek için dışarı çıktım. Danışmanların binasına doğru ilerlerken, tanıdık bir takip edilme hissi etrafımı sardı. Fakat içimi huzurla dolduran deniz kokusu beni olduğum yere mıhladı. Okyanusun çağrısına karşı koyamadım.
Ayakkabılarımı çıkardım, çantamı fırlattım ve mavi sulara doğru ilerledim. Su, ayak bileklerime vurdukça beni sakinleştiriyor, korkularımı alıp götürüyordu. O an, dünya sadece okyanus ve benden ibaretti.
"Lucia!" Bir sesle irkildim. Arkama döndüğümde, Pedro'nun sert bakışlarıyla karşılaştım. Gözleri her zamanki gibi soğuk ve buyurgandı, ama bu kez altında bir öfke gizliydi. "Burada ne işin var?" diye sordu, sesi keskin bir rüzgâr kadar soğuktu.
"Yoruldum sadece," dedim, neredeyse bir fısıltıyla. Pedro'nun ifadesinde bir yumuşama yoktu. Yanıma geldi ve kolumu sertçe tuttu. Parmaklarının baskısını hissettim; bu, onun içindeki koruma isteğinden kaynaklanıyordu.
"Seni korumak için ne kadar çaba sarf ettiğimizin farkında mısın?" dedi, dişlerinin arasından. Tonu sertti ama gerçekti. "Tehlikenin farkında değilsin, Lucia. Burada durarak ne yaptığını sanıyorsun?"
"Anlatmıyorsunuz ki..." dedim, gözlerimi ondan kaçırarak. Umutsuz bir başkaldırıydı bu, çünkü Pedro'yla tartışmak çoğu zaman boşunaydı.
Kısa bir sessizlik çökmüştü aramıza. Sonunda, iç çekerek sabrını yitirmiş gibi konuştu. "Benimle gel," dedi, kesin bir tavırla. "Nereye?" diye sormak zorunda kaldım; sanki bilmek beni rahatlatacakmış gibi. Ama yanıt vermedi.
Bunun yerine yerdeki ayakkabılarımı aldı ve beklenmedik bir hareketle önümde diz çöktü. Ayaklarımı dikkatlice temizledi. Hareketleri kontrollü ve kararlıydı. Bir an, sadece onu izledim; bu, gerçek dışıydı. Ama Pedro'yu izlerken, onun bana olan tavrının öfkesi kadar derin olduğunu fark ettim. Sanırım Lucas haklıydı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLK AŞK (Düzenleniyor)
RomanceCASUSLUK AKADEMİSİNDE EĞİTİM GÖREN BİR KIZ İLE MAFYA LİDERİNİN AŞKI... BAŞ DÖNDÜRÜCÜ BİR OYUN, SONSUZ BİR AŞK. KALP SERİSİ 1. KİTABI. Sarsıcı. Beklenmedik. İlgi Çekici. Güç, aşk ve intikam arasında kaybolan masum ve gerçek kimliğini bilmeyen bir kız...