33-A.B.

71.5K 4.4K 601
                                    

🦁🥀

Devrim Ömer Arnas...*

Kaçıncısı olduğunu saymadığım bitmiş sigarayı söndürdüm.Gözlerim, camın arkasından ona bakıyordu.

Güzel saçları yastığa dökülmüştü, elalarını kirpikleri örtmüştü.Beyaz teni daha da beyazlamış sanki, öpmeye doyamadığım kırmızı dudakların rengi kaçmıştı.

Gözlerim, güzel yüzünden karnına doğru kaydı, korka korka.Çarşafın üzerinden göremediğim, dümdüz karnı, bir kaç ay sonra büyüyecekti.Zaten sevimli olan kadınım, evimin içinde paytak paytak yürüyecekti...

Parmak uçlarım, camın üzerine dokundu.Odaya giremiyordum.Kendimi suçlu hissediyordum.

Bu kadar güçlü olup da karımı koruyamadığımdan dolayı kalbim ağrıyordu.

Neredeyse üç gündür bir kaç saat dışında uyumadığımdan dolayı acıyan gözlerimi yumdum.Bedenim çok yorgundu, eğer dinlenmek için uyursam, bir daha uyunamayacağımı düşünüyordum.

"Devrim bey?" Diyen doktorun sesini duyduğumda başımı çevirdim.Başını çevirip, bir kaç saniye karıma baktı, daha sonra gözlerime odaklandı."Zor bir ameliyattı.Düşen bebeği aldık ama Ahsen hanımın rahim duvarları çok zorlandı...Maalesef şu an rahimde bulunan bebek de düşme tehlikesinde..."

Doktorun dediklerine boş gözlerle bakıyordum.O kadar güçsüz ve aciz hissediyordum ki kendimi...Dokunsalar yıkılacak gibi.

Zaten bir evladımı kaybetmişken, diğerini de kaybetme eşiğinde olduğumu söylüyordu, doktor. Nereyi yıksam, yaksam...içimdeki acı geçecekti?

Doktor, gözlerimdeki ifadesizlikten cesaret almış olacak ki konuşmaya devam etti."Hastaneden çıktıktan sonraki ilk aylar çok önemli, kontrollerin aksatılmaması gerek.Ahsen hanım, tuvalet ihtiyacı haricinde bu ilk aylarda yataktan başka bir durumda çıkmaması gerek.Elinizden geldiğince stres, korku, kaygı veya fazla heyecandan uzak tutun, onu." Derin bir nefesi bıraktı doktor.

"Böylelikle düşme riskini en aza indirmeye çalışacağız." Dedi sözlerini tamamlarken.

Ona hiçbir şey dememiştim.O da bir şey dememi beklemedi, gitti.

Ellerim cebimde bekledim bir süre daha.Bugün hastahanedeydi.Akşama kadar uyuyacaktı.

Küçük bedeni çok yorulmuştu.

"Ağabey..." Diyen Hamza'nın sesini duydum.

Evladımı ilk öğrenenlerden biri olduğunu biliyordum.Söylemiyordu ama ben onu yıllardır tanıyordum.Benden sakladığı çok netti.

İyi mi yapmıştı?
Belki.

Ahsen, kaçırıldığında bu kadar delirdiysem, Ahsen'in karnında evladımı taşıdığını bilsem, taş üstünde taş bırakmazdım.

Hamza boğazını temizledi, "Samet Çelik ... şu an depoda abi, ne yapalım?" Diye sordu.

Ne yapsam, giden evladımın yeri dolacaktı?
Ne yapsam, karımın canı daha az yanacaktı?
Ne yapsam, içimdeki ateş sönecekti?

Derin bir nefes verdim.En başından beri düşündüm her şeyi, bana bunu yapan en yakınlarım değil miydi? İhaneti affetmem derken bile onlara kıyamıyordum. Merhamet bize yakışmıyor derken bile onlara merhamet ediyordum...

Ama artık devir kapanmıştı.
İnsanlara kim olduğumu hatırlatmam gerekiyordu, karım ve evladımın en iyi şekilde yaşaması için...

"Meydana götürün Hamza." Dedim sert sesimle.

AHSEN|BerdelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin