1

2K 150 299
                                    


Büyük ihtimalle 100 okunma ve 10-15 oy gelmeden yb yi atmam gerçi taslakta da istediğim kadar bölüm biriktiremedim ama neyse

Bol bol yorum bekliyorum ona göre

Seviyorum sizi❤️❤️❤️

•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°

"BIRAK BENİ!" Yüzüme inen tokatla kendimi yerde buldum. Güçlü piçin eli fazlasıyla sertti, burnum kanamaya ve kulağım çınlamaya başladı. "Sadece sikimi indirmek için varsın! Bana karşı gelebilecek konumda değilsin seni aptal sürtük!" Kolumdan sertçe tutup ayağa kaldırdı beni. Kalan son gücümle onu itmeye çalışıyordum ama beni koca yatağa fırlatıp atınca kaçacak yerim kalmamıştı. "Lütfen..." Çaresizce yalvarsamda umurunda olmadığı çok belli çünkü şu an odaklandığı tek şey benim gibi bir bakire güzelliği nasıl daha önce fark etmediğiydi.

Tam üzerime çıkmıştı ki odanın kapısı sertçe açıldı ve birkaç asker içeri akın etmeye başladı. "SİZ NE HALT!?-" Askerler kenara çekilince Prens Levi'ı gördüm. Bu da ne demek oluyordu!? Darbe mi!? Eğer Prens Levi başa geçerse bu benim ölümüm olurdu!

"Sevgili babacığım, senden oğlun için ölmeni istiyorum o yüzden lütfen zorluk çıkartma." Majestelerinin yüzü bembeyaz kesilmişti. İki asker onu yaka paça odanın ortasına görürdüklerinde Prens Levi yanındaki askerden yayını aldı. "Pis kanını görmek istemiyorum o yüzden bu şekilde halledeceğim."

"SAÇMALAMA! MİKASA BUNU YANINA BIRAKMAZ!" Prens birden kahkaha atmaya başlayınca korkudan titremeye başladım. "Sana Mikasa'nın senin tarafında olduğunu düşündüren nedir?" Prens alayla bakarak Kral'ın yüzüne eğildi. "Sana bir şey söyleyeyim mi? Şu an ölecek olmanın sebebi Mikasa. Eğer o olmasaydı saraya bu kadar kolay giremezdim." Kral uğradığı ihaneti öğrenince konuşamadı.

Tam o sırada diğer bir asker beni kolumdan tutarak Prens'in hemen yanına getirdi. Prens'in ruhsuz gözleri yüzüme bakınca anlık parlasa da hemen toparlayıp tekrar babasına döndü. Yay kirişini boğazına geçirdi ve döndürerek kirişi sıkılaştırdı.

Kral gözlerimin önünde yere yığıldında bana geldiğini bildiğim sıra korkudan ağlamama sebep oldu. Yere çöküp ağlamaya başladım. Ölmek istemiyorum, burdan kurtulma hayalim var.

Prens karşımda dikildiğinde kanla bulanmış ayakları görüş açıma geçti. Benimde kanım oraya mı bulaşacaktı?

"Sana dokundu mu?" Sorduğu soruyla şaşkınlıkla ona baktım. Şu an neden bunu soruyordu ki? "Cevap ver." Sesi öncekinden daha soğuk bir hâl alınca kendime gelmeye çalıştım. Onu sinirlendirmek en son istediğim şeydi. "Ha-hayır efendim." Önümde eğildikten sonra çenemi avcunun içine aldı ve ona bakmam için yüzümü yukarı kaldırdı. "Bu yaşına kadar bakire kalmana inanmak zor."

"Ye-yemin ederim efendim. Ben-"

"Ekselansları, bu fahişe ile zaman kaybediyoruz. Onu hemen öldürüp Mikasa hanımın birliğine katılmalıyız."

"Ne zamandan beri bana emir veriyorsun?" Ayaktaki askere attığı bakış onu öldürmeye yeterdi. Adam yutkunup başını hemen yere eğdi. "Bağışlayın efendim." Bu meseleyle vakit kaybetmek istemediği için olsa gerek sadece Tch'layıp boşverdi.

"Ayağa kalk." Emrine karşı gelmeyip dediğini yaptım ama korkudan titreyen bacaklarım bana pek yardımcı olmuyordu. "Sakin ol, seni öldürmeyeceğim." Şaşkınlıkla yüzüne baktım, yalan söyleyip söylemediğinden emin olmak için. Şu ana kadar başa geçen tüm krallar olası bir başka prense karşı önceki kralın tüm cariyelerini öldürmüşlerdi. Neden beni sağ bıraksın ki?

"Cariyeleri öldürmeyecek misin?" Prenses Mikasa kapının önünde kollarını bağlamış ve Prens Levi'a çatık kaşlara bakıyordu.

"Öldüreceğim ama sadece onu kendime ait kılacağım." Az önce büyük bir katliam yapmamış gibi gülümseyerek bana baktı. Yüzündeki kanlar olmasa çok masum gülümsüyor diyebilirdim ama yanımda duran ceset ve kan gölüne dönmüş koridor bana tam tersini söylüyordu.

"İki seçeneğin var kadın. Ya kardeşimin olursun ya da... Söylememe gerek yok herhalde." Mikasa bu işten sıkılmış olacak ki hemen bir karar vermemi istedi. "Si-sizin için yaşayacağımdan emin olabilirsiniz efendim." Tüm hanedandaki en zalim prens ile nasıl yaşayacağım hakkında hiçbir fikrim yok...

Yanaklarımdan akan yaşları eliyle sildikten sonra beni kendisine çekerek sarıldı. Kitlenip kalmıştım. Az önce kardeşlerini katleden adamla şu an sarılıyorduk. Başını iyice boyun girintime sokarak kokumu içine çekti. Kana bulanmış elleri uzun kahverengi saçlarımda gezinerek onlarıda kırmızıya boyuyordu. "Uslu bir velet olduğun sürece herşey yolunda olucak." Beni sıkıca sardığından mı yoksa herşeyin üst üste gelmesinden mi bilmiyorum, nefes almam zorlaştı. Ardından ise hatırladığım tek şey bacaklarımın bağının çözülüşü ve karanlık.

.·°•·.★.·•°·.

Cok fazla istediniz o yüzden dayanamadım ve size şimdilik bu bölümü yayınlıyorum.

Firavun (Levi X Yn)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin