2

1.7K 135 443
                                    

"Nolur uyansın yoksa majesteleri bizi sağ bırakmayacak." Gözlerimi açtığımda kendimi başka bir oda da buldum. Oda etrafımda dönüyor gibiydi, bir iki kez göz kırpıştırdım ve nerede olduğumu kavramaya çalıştım.

"Şükürler olsun yüce İsis! Uyandı!"

"Majestelerine haber verin!"

Başımdaki hizmetçiler neredeyse sevinçten ağlayacak durumdaydılar. Neye bu kadar sevinmiştiler? Herneyse, asıl sormam gereken soru ben neden bu ihtişamlı odada yatıyorum?

"Şey... Burası neresi?" Ağlamakla meşgul olan bir hizmetli kadın sorumu yanıtladı. "Yeni Firavun'umuz Levi hazretlerinin odası." Prens Levi... Yeni efendim...

Yatağın hemen karşısındaki büyük kapı açıldı ve Levi ile göz göze geldik. Bu kadar çabuk nasıl geldi!? Hâlâ anlamlandıramadığım bir şekilde bakıyordu bana, benden istediği tam olarak ne?

Yataktan kalkmaya çalıştığımda omuzlarımdan tuttu ve beni geri oturttu. "Yorgun olmalısın, dinlen." Omzunun üzerinden odadaki diğer hizmetçilere baktı, işareti alan hizmetçiler hızla odayı terk ettiklerinde Levi ile başbaşa kalmıştık...

Yatağın ucuna oturdu ve bir elimi avcunun içine aldı. "Seninle güzelce ilgilendiler değil mi? Bir yanlışları olduysa söyle, hemen gözlerinin önünde idam ederim."

"Ha-hayır efendim! Hiçbir yanlışları olmadı!" Bu manyak ciddi ciddi onları öldürecek mi!? Tanrım ben neye bulaştım böyle? Önceden hep isyan ederdim ama beterin beteri varmış meğer...

"Güzel... Sen bana aitsin o yüzden en az benim kadar değer görmek zorundasın..." Bu adam beni ilk kez görmüyor mu? Neden bana bu kadar değer veriyor?

"Ama ben sadece bir cariyeyim. Yani demek istediğim basit birisiyim, kim neden bana böyle bir makamı yakıştırsın?"

"Saçmalamayı kes. Cariye falan değilsin, sarayımda senden başka kadın yok ve hiçbir zaman da olmayacak." Bana neden bu kadar değer veriyorsunuz majesteleri..?

"Efendim, neden sadece beni sağ bıraktınız..?" Bir süre yüzüme şaşkınlıkla baktı, söylediklerimde ciddi olup olmadığımı anlayabilmek için. "Ah, hatırlamıyorsun değil mi?"

"Hatırlamak?"

"Herneyse unut gitsin. Şu an nasılsın? Bayıldığında çok endişelendim."

"Üzgünüm... Sizi endişelendirdiğim için..." Mahcubiyetle başımı eğdim.

"Saçmalama." İki parmağıyla çenemin altından tutarak tekrar gözlerine bakmamı sağladı. Uzun süre yüzümü inceledi unuttuğu herşeyi tekrar hatırlatmak ister gibi.

"Şimdi gitmeliyim işlerim var ama sakın yatağından çıkayım deme. Bugün dinleneceksin." Hızla tekrar odadan ayrıldı ve koca yatak odasında tek başıma kaldım.

"Off bu kadar yakışıklı olmak zorunda mı?" Az önceki yakınlık hâlâ kalbimin hızlı hızlı çarpmasına neden oluyordu.

Solumdaki duvarda bir kitaplık vardı. Sanırım Prens Levi dönene kadar onlarla vakit öldüreceğim.

•°•Levi'ın bakış açısı•°•

"Üzgünüm canım abicim ama bu seçimi yapmak zorundasın." Yeni tahtıma kurulmuş ve ailemden geriye kalanların bana biat etmesini bekliyordum. Sanırım biraz zor olacak...

"KIZ KARDEŞİMİ ÖLDÜRMÜŞKEN BENDEN BUNU NASIL BEKLERSİN! Hekith'imi benden almışken..." Cidden ağlayacak mı? Bir ağlak bebek eksikti tam oldu, mükemmel.

"Hekith'in neden öldüğünü gayet iyi biliyorsun abi. Sümerlerle bir olmuş ve vatanına ihanet etmişti. Ne yapmalıydım?" Abim belli ki kız kardeşine olan aşkı yüzünden bazı şeyleri görmek istemiyordu. (Evet eski Mısır'da hanedan üyeleri arasında kardeş evliliği yapılıyordu kendi soylarının başka insanlara geçmemesi için. Araştırırsanız daha fazla bilgi alabilirsiniz)

Firavun (Levi X Yn)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin