12

884 61 122
                                    

Sabah yorgunluktan gözümü açamayacak gibi hissediyordum. Bir tur olacağını söylemişti ama her bittiğinde tekrar bir tur daha diye yalvarınca karşı koyamamıştım ve sonuç olarak bitik durumdayım.

"Üzerimi giyinmeliyim..." Yatağın öbür tarafında Levi'ı bulamayınca biraz moralimin bozukduğunu hissetsem de umursamamaya çalıştım. Şu meşgul günlerin son bulmasını istiyorum artık.

Bana bağlı iki hizmetçi beni hazırlamak için odaya girdiler. Tam zamanında. "Hanımım ne giymeyi arzu eder?"

"Sade ama şık bir şeyler olabilir."

"Nasıl emrederseniz." Vay be, demek ki sana hizmet edilmesi böyle bir his. Bunca senedir sürünmelerim bugünler içinmiş demek.

Hizmetçiler beni giydirmeye başlarken hafıza işini nasıl halledecileceğimi düşünüyordum. Giden anılarımın geri gelmesinin bir yolu var mıydı? Çözüm bulamazsam bile Levi her şeyi oturup tek tek anlatmaya kararlıydı. Onu hatırlamamı istiyor ama bu kadar basit bir şeyi bile beceremiyorum...

Boy aynasında son bir kez görüntümü kontrol ettim. Kendini beğenmiş kadar abartı değil ama ezik kadarda sade değildi, tam istediğim. Levi kadar eşi olarak benim de bir sürü görev ve sorumluluklarım vardı.

Şimdi Historia ile ilişkilerimi biraz daha geliştirme zamanı. Sıkı bağlar kurmak her zaman işe yarar.

Onu bulmak için ben gidecekken Historia çoktan odamı ziyaret etmişti. "Biraz geç bir saat ama yine de günaydın Yn'cim."

"Yorgun olduğum için geç oldu mazur görün lütfen."

"Sorun değil, ne de olsa yeni evlisiniz." Cidden bu kız utandırmayı çok seviyor. Cam kenarındaki çay masasına beni yönlendirdi. Çay ve kek servisi yapılırken paranoyak yanım kendisini servisin içinde zehir olabileceğini söyleyerek belli ediyordu. Aslında haklılık payı var. Geç etki edecek bir zehir ile beni öldürüp savaş başlatabilirler. Mısır, Roma'ya direnebilir mi?

"Majesteleri?"

"Huh?"

"Daldınız sanırım."

"Hâlâ yorgunum ondandır ve midem bunları kaldıramayacak gibi."

"Yoksa!" Biraz bana eğilerek elini ağzının yanına siper etti." Hamile olmayasınız?"

"Bir hafta da hamilelik belirtileri göstereceğimi sanmıyorum." Çocuk dedikodusu çıkmadan önce önüne geçsem iyi olur. "Sanırım yorgunluktan."

"Haklısınız." Acaba Levi ne yapıyor?

•°•★•°•

(Levi'ın gözünden)

"Uzlaşmaya varmanız sizin için daha iyi olacaktır." Uzlaşmaymış götüm. Beni ezebilecegi her türlü açığı yaratmaya çalışıyor, karşı çıkınca da barbar gösteriyor. Çok iyiymiş. "Kendimi ateşe atmıyorum diyelim."

Sinsi bakışlarını önündeki kağıtlara diktikti. Ne düşünüyor bu sarı pipi?

"Eşiniz hakkında bir soru sorabilir miyim?" Eceline mi susadı bu..? "Hayır."

"Bu hızlı bir cevap oldu." Şu siratam yüzme yumruk attığımda neyin daha hızlı olduğunu öğreneceksin. "Eşiniz bir soylu değil, değil mi?"

"Bunu düşündüren nedir? Eşimi araştıracak kadar sapkın olduğunuzu bilmiyordum. Evli kadınlara ilginiz mi var?"

"Ah hayır. Yanlış anlaşıldım-"

"Kendisi İsis'in yeryüzündeki temsilcisi." İkimizin de basit kişiler olmadığını şu aptal kafasına ne zaman sokacak? "Epey güçlü bir çift... Benim gibi yanlız bir adama karşın."

"Yakın zamanda düğününüzün olduğunu sanıyordum."

"O konuya değinmişken aklıma geldi. Bir kaç gün içerisinde olacak düğüne sizin de katılmanızı isterim." Neden böyle bir teklifle geliyor? Yakın bir ilişkimiz olduğunu tüm krallıklar duyurmak mı yoksa beni rezil etmeyi mi amaçlıyor? Armin'in zihnine erişmek sandığımdan da zormuş. "Mutlaka bulunacağız." Bakalım neler olacak?

•°•★•°•

(Annie'nin gözünden)

"O kıza neden bu kadar ilgi duyuyor!?" Elime geçen bir yastığı rasgele odamın içinde fırlattım. Şu Mısırlı Kraliçeye neden bu kadar takmıştı ki!? Senin için yeterli değil miyim Armin!? "Bende eksik olan ne!?" Daha da şiddetlenen ağlamamla olduğum yere çöktüm. Onun için herkese karşı gelip en iyisi olmak için gece gündüz çalışıyordum ama hâlâ yeterli bulmuyordu. "Ya ikinci bir eş alırsa?" Bana sadık kalır mı? sorduğum soruya gülmek istedim. Armin ve sadakat aynı cümlede bile bulunamazdı.

"Sorun nedir sevgilim?" Hemen arkamda duyduğum sesle irkildim. O ne zaman?..

Yutkundum. Zaten titrerken üstüne hissettiğim korku da eklenince konuşamayacak kadar gerilmiştim. "Sevgilimi üzen şeyi öğrenmek istiyorum."

"Önemli bir şey değil." Sonlara doğru kısılan sesim cümleme yardım edememişti. "Yn için mi endişeleniyorsun?" İrkildim. Bu kadar zeki olmak zorunda mısın Armin? "Hayır-"

"Bana güvenmemen kalbimi o kadar kırdı ki..." Arkamdan belime dolanan kollar ve boynuma gömülen bir kafa ile kaskatı kesilmiştim. "En iyisi olduktan sonra endişelenmene gerek yok..." Ne kadar çabalasam da en iyisi olamıyorum... "Armin-"

"Düğüne kadar biraz ayrı kalmalıyız." Ne? "Neden!?" Ayağa kalkıp yukarıdan mavi irislerini benim gözlerime sabitledi ve donuk yüz ifadesini takındı. "Bazı şeylerin anlaşılması için. En azından Yn kadar bilge olmayı deneyebilirsin." Daha fazla konuşmayı reddederek odada beni tek başıma bıraktı. "Lanet olsun!"

•°•★•°•

(Yn'nin gözünden)

"Yn'cim aklıma gelmişken söyleyeyim hemen. Malum yakında abimi düğünü olacak, sizi de aramızda görmek isterim." Düğüne bir çok krallıktan soylular geleceği için Mısır'ın ilişkilerini geliştirmesi için mükemmel bir avantaj olacaktır ama Levi işlerini daha kısa sürede halleder ve katılmak isterse ne yapacağım? "Bu konuyu eşimle konuşacağıma emin olun."

"En iyisi size daha fazla rahatsızlık vermemeliyim, zaten eşiniz de birazdan size katılır." Tam vedalaşırken söylediği gibi Levi gelmişti. Gülümsedikten sonra ikimizi baş başa bırakabilmek için odadan ayrıldı.

"Toplantı nasıl geçti?" Daha fazla sabredemeyerek kalın kollarını belime sararak başını omzuma yasladı. "Canımı sıkıyorlar ama halledemeyeceğim bir sorun değil."

"Sana güveniyorum." Siyahın en koyu tonundaki saçlarında parmaklarımı gezdirerek hasret giderdim. "Düğüne davetliyiz."

"Biliyorum, Armin de aynı teklifi yaptı. O herife hiç güvenmiyorum ama yapacak bir şey yok."

"O zaman senin için kıyafet seçmeye başlamalıyım. Kötü bir şey hazırlatayım ki kimse kocama bakmasın." Gülüşünü omzuma gömdü. "Sana bakan erkekleri ne yapacağız?"

"Arkamda kocam olduğu için sorun değil, döversin onları."

"Sen de bana bakanları döv o zaman."

"Hemen saç baş girişirim sen merak etme." Boynum ile omzumun birleşiminde ıslak dudaklarını hissettiğimde iç çektim. "Levi, beni öldürmek mi istiyorsun?"

"Hayır..." Bunu elbisemi çekiştirirken söylemişti. "Ellerin öyle demiyor ama."

"Tüm gün boşuz zaten..."

"Ah Levi. Nazik ol ama, hâlâ canım acıyor." Birden beni kucağına aldığında panikle ona tutundum. "Söz veremem."

Firavun (Levi X Yn)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin