"Bugünler de daha bir sessizsin." Akhen birden arkasında beliren Mikasa ile kasıldı. "Sinir bozucu bulunduğumu sanıyordum."
"Hâlâ öylesin ancak... Böyle daha da sinir bozucu oluyorsun." İkisi kindar bakışlarını bozmadan göz savaşı veriyorlardı. "Ee, Mikasa. Seni buraya getiren nedir? Neden sabahın köründe odamda boynuma hançer dayanmış bir haldeyim?"
"Hançer dayandığıma göre aşk ilanı olmalı."
"Üzgünüm tatlım, ben hanım hanımcık kızlardan hoşlanıyorum."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Yazık oldu desene."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Maalesef..."
Mikasa hançeri saplamamak için kendisiyle büyük savaş veriyordu. Boğazında açtığı yarıktan akan kanı izlemek... Ama Akhen gibi bir belirsizliği bu kadar kolay öldüremezdi.
"Mikasa... Söylesene. Abin nasıl ölmüştü?..." Mikasa'nın alaycı sırıtışı soldu. "Kardeşin olacak Thot-"
"Hayır tatlım, gerçeği anlat." Akhen boynuna dayalı hançeri hiç umursamıyordu. Mikasa hançeri çekip ondan uzaklaştı. "Fazla bilgi can yakar. Şansını zorlama." Mikasa kapıya doğru yöneldi. Çıkmadan önce son bir kez Akhen'e döndü. "Seni öldüren kişi ben olacağım."
"Bekliyorum."
•°•★•°•
"Efendim?" Mikasa odasına giden yol üzerinde Eren'i görünce onu bileğinden tutup peşinde sürüklemeye başladı. "Önemli bir işin var mıydı?"
"Hayır."
"Güzel, o zaman tüm gün benimsin."
Mikasa acele bir şekilde odasına girdiğinde kapıyı ikisinin üzerine kilitledi ve hızla Eren'e dönüp onun canını yakacak bir öpüşme başlattı.
"E-efendim." Mikasa onu itip yatağa düşürdü ve kucağına oturdu. "Umarım dayanabilirsin."
Eren'in giyisileri Mikasa tarafında hırçınca üzerinden alındığında ikisi de nefes nefeseydi. "Mika neden sinirlisin?" Mikasa gömüldüğü Eren'in göğsünden başını kaldırdı ve normalde sıcak bakan bakışlarının bu seferki soğukluğuyla Eren'i gerdi. "Sen kafanı bunlara takma."
