Evet. Galiba büyüme vakti geldi... Babamsız kutlayacağım ilk doğum günü... 17. Yaş hoşgeldin agam.
Merhaba ben Victoria. Üniversite geçmem için son bir gün var. Ama... Sanırım geçemeyeceğim. Neden mi? Hadi gelin birlikte hikayeme bakalım.
Kimin sesi bu? Tanıyor muyum. Ah evet kahretsin tanıyorum.
Kapkaranlık boşluktan -rüyamdan- beni sesiyle uyandıran canım ablam. Bugün pazar ne bu heyecan,enerji?
Gözümü açmaya çalıştım. Evet çalıştım diyorum çünkü başaramadım. Yüzümü aslında yastığa gömdüğümü ve gözlerimi zorladığımı ablamın odaya dalmasıyla anladım.
"Kızım sabahtan beri bağırıyorum cevap versene!" Ya abla bağırma sesin binayı inletti öf.
"Abla yavaş FBI ajanımısın dalıyon içeri."bana ters ters bakmasıyla devrelerimin değişmesi bir oldu.
"Tamam ablacım geliyorum." Kapıyı kapatıp çıkınca kendime gelmek için yaptığım şeyi uyguladım ve yorganı üstümden atıp ayağa fırladım. Bir anda kalktığım için gözlerim karardı ve bir kaç saniyelik ayağımdaki tüm güç çekildi. Hoşuma gitmesi normal mi?
Şimdi iki saat banyoya git, yüzünü yıka,giyin vesaire vesaire.
~
Masaya oturduğumda ablam bana tip tip bakıyordu. Sırıtıyo mu o sabah sabah. Omeygat kıyamet kopacak.
"Ablam, ablacım,canım iyi misin?"
Gözünün önünde iki kere parmaklarımı şıklattım. Elime şaplak atınca iyi olduğunu anladım."Napıyorsun manyak iyiyim ben!"abla tamam kızma ayol.
Yüzüme şu ifadeyi takınınca(🤨) tekrar konuştu.
"Bil bakıyım küçük hanım bugün kimin doğum günü?"nerden biliyim? Ordan bakınca takvime mi benziyorum. Ablamın arkasındaki duvarda asılı olan takvime gözüm ilişti 30 Ağustos... Aaa benimmiş.
"Abla ben hatırlamazken sen nasıl hatırladın ki,sen akşam ne yediğini bilmiyosun." Eyvah! Yemin ederim bugün son doğum günüm olabilir. Bir saniye... Ablam neden sakin?.
"Bugün doğum gününü kutlayacağız kuzum ama sadece ikimiz."
Durun durun her şeyi durdurun. Baştan alıyorum. Ablam Vera, kendimi bildim bileli çalışkan, güzel ve dünyanın en iyi ablasıdır. Üniversiteyi başarılı bir şekilde bitirip hemşireliğe başlayalı 2 yıl oluyor. Okula erken başladım. Ve ta daa tesadüfe bak ki onun olduğu şehirde tam burslu bir üniversite tutturdum bu sebeple de artık birlikte yaşıyoruz. Devamke
"Abla seviyom seni he." Seviyom bu kadını.
"Bende seni kuzum. Bu gün akşama kadar alışverişmerkezindeyiz haberin ola"
Sıçış
~
Eve dönüp elimdeki alışveriş poşetleriyle kendimi yatağa bıraktım. Fakat ablamın odaya dalmasıyla bir oldu.
"Kalk bakim ellerini yıka fırlatmıyım terliği kafana."
Size bir öneri hemşire bir ablanız varsa ve elinizi yıkamadan yatağa yattıysanız... Kaçın"Abla dur,Allah rızası için bak." Kafama terliği fırlatmaya çalıştığında arkam dönük banyoya koşuyordum. Ablam asla ıskalamaz. Kısacası sıçtım. Attığı anda bir şeyler oldu... Ne olduğunu bilmiyorum. Bir güç,biri ve ya bir şey benim eğilmemi sağladı. Kafamın üstünden geçip giden terliğe baktım. Ablama baktım ağzı açık duruyordu. Banyoya koştum,ellerimi yıkadım.
Ablam,ben banyodan çıktığımda ekmek alıncağını söyledi... Şaka... ABLA SEN ŞAKA MISIN!?
Pekala ben hala headshot yemek istemiyorum. Hazırlanıp çıktım. Arabaların geçiceği yollardan biri asfaltlanıyordu. Ama küçük bir kısmı, diğer arabalar asfaltın yanından geçebilirdiler. Ama 'Aman arabama asfalt yapışmasın da borca harca girmeyeyim'diyen bir dıngıl bana çarpıp daha fazla borca gireceğini bilmiyordu.
Az önce ters yönden gelen bir araba bana çarptı ve arabanın camını kırıp en az 5 metre uçtum. Şaka maka uçtum yani.
Gözümü açtığımda başım dönmeye başladı. Bana çarpan şahıs her kimse çarpıp kaçmıştı. Allah belanı versin kırıldı bir taraflarım.
Doğrulup üstüne düştüğüm omzuma baktım. Lan...
Niye hiçbir bokum yok. Düştüğümde bir kaç saniyelik hissettiğim acının olduğu yere bastırdım. Acımıyor. Her yerim kendi kanımla kaplı fakat kanın kaynağı yok şaka mı bu...Kalktım. Kimse yoktu. Beni gören,yanıma gelen. Galiba ihtiyacım da yoktu. Acılarım ve birkaç saniyelik ağrılarım tamamen geçmişti. Hem o salak adam kırık camla nasıl gitti. İnşallah önünü göremezsinde baraja uçarsın. Peki ben ne yaptım. Evet ekmek alıp geri eve döndüm.
Ablam kapıyı açtığında büyük bir kalp krizi geçirdi. Kapıda bir kaç saniye bakıştıktan sonra gelsin soru yağmuru. Anlattım. Adamın arkasından bi ton küfür ettikten sonra. Üstümün kanla kaplı olup nasıl yaram olmadığını sordu.
"Abla Allah (c.c.) ben bilmiyorum."dedim çünkü gerçekten o sırada ne olduğunu anlamamıştım. Hasteneye gitmemiz için yalvardı bir şekilde ikna ettim. Saat akşam 20.27 Ben saat 20.28 de doğduğum için saati saatine kutlardık doğum günümü.
Ablam pasta ve üzerinde 'İyi ki doğdun kalbim' yazan pastayla içeri girdi. İyi ki doğdun şarkısını söyledikten sonra dilek tuttum. Saate baktım yelkovan 28 sayısının üstüne geldiği anda burnumun kaşıntısıyla hapşırdım. Burnumdan bir şey aktığını hissettim fakat refleks olarak elimle burnumu kapadığım için ne olduğunu anlayamadım. Banyoya koştum lavaboya baktığımda burnumdan şarıl şarıl kan akıyordu. Yıkıyorum geçmiyor,siliyorum geçmiyor. Bir kaç kere tekrarladığımda pes edip kanın burnumdan akmasına izin verdim. Aynaya baktığım anda arkamda duran,yaşıtım olduğunu düşündüğüm çocukla göz göze geldim...
"Selam Victoria"
MERHABAA... Hayatımda bilmem kaçıncı defa wattpad kitabı yazıyorum. Bunlar sadece kafamda kurduğum senaryolar. Beğenileceğini umuyorum. Eğer beğenmediyseniz kötü yorumlarınızı kendinize saklayın. Yanlış yaptığımı düşündüğünüz bir şey var ise nazikçe uyarın teşekkürler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAN ve YARALARI
Science Fiction"Hector beni ve belimi rahat bırak."diye fısıldadım. Neden onu uyandırmaya kıyamıyorum? ~ "O üç gün önce tanıştığın biri senin için uykusundan vazgeçti. Ve senden bir kaç dakika daha uyku istiyor." "Ben uyku muyum?" "Hayır sen huzurlu uykusun. Şimdi...