Uyandığımda sesler duyuyordum. Gözlerim hala kapalıydı. Stanley ve Hector konuşuyorlardı.
Hector
"Onu asla bırakmamalıydım. Ya güçleri de olmasaydı. Öldürürlerdi onu."bağırıp duruyordu.
Aklıma Alex geldi,bir anda doğrulunca gözlerim bir kaç saniye karardı.
Hector ve Stan arkasını döndü.
Serumu kolumdan söküp yürümeye çalıştım. Revirden çıkıp kapıya doğru yöneliyordum ki kolumu Hector tuttu.
"Victoria! Ne yapıyorsun sen?"
"Onu kurtarmam gerek."
"Kim? Kimden bahsediyorsun?"
"Alex! Sen,sen onu bayılttın! Beni o kurtardı. Ona can borcum var!"diye bağırdım.
Bana pişmanmış gibi bakıyordu. Gözleri gidip gidip geliyor etrafa bakıyordu.
"Gidip onu kurtaralım."dedi Hector.
Stanley hemen otoparka gitti çocukları çağırıp arabaya bindik.Mekana geldiğimizde görevlileri atlattık. Onun nerde olduğunu hissediyordum. Gücümü kullanıp onun beni zincirledikleri odanın yanındaki odada olduğunu gördüm. William'da oradaydı.
Hemen odaya William'ın arkasına ışınlandım. Sessizce masanın üstündeki sopayı aldım. William sıcak bıçağı Alex'e değdirecekti. Sopayı William'ın sırtına geçirdim ve bayıldı.
"Alex!"
Vücudunun üst kısmı çıplak ve yara bere içindeydi. Çok fazla kan vardı. Her yerinde...
Zincirleri yakıp Alex'in kolunu omzuma attım.
Kanı üstüme bulaşıyor ve her yeri kanıyordu.
"Alex kaldır kafanı lütfen."
Neden cevap vermiyor?!
Stanley hemen Alex'i kucağına aldı. Arabaya bindiğimizde en arka üçlü koltuğa Alex'i yatırdım. Öndeki üçlü koltuktaki Eva bana sargı bezine bir şeyler döküp veriyordu. Ben de Alex'in yaralarına bastırıyordum.
"Alex dayan az kaldı."
Koltuk ve ellerim kan içindeydi. Ağlamaktan gözlerim acıyordu.
Alex,yarasına bez tuttuğum ellerimden birini tuttu
"Shh. Ağlama iyi olacağım."
Sanki ben bu kadar yara almışım gibi konuşuyordu.
Bir anda arabanın savrulmaya başlamasıyla iki koltuğun arasına düştüm.
"Noluyor lan."diye bağırınca Cedric'te bana bağırdı
"Ne olacak şerefizler silahla ateş ediyorlar."
Ormanlık alandan geçerken Stan'in direksiyonu sağ tarafa kırmasıyla ormanlık alana düştük. Ben Alex'e daha fazla bir şey olmasın diye onu tutarken çocuklar arabada bir oraya bir buraya savruluyorlardı.
En sonunda takla atan araba tekrar dört tekeri üzerinde durdu. Arabadan 'çıt' çıkmıyordu.
"Çocuklar?"diye seslendiğim an, arka cama bir mermi girdi ve ön camdan çıktı.
"Pekala şuanlık yalnız kalmış olabilirim. Ama daha fazla gücüm olduğunu söyledin Bay William. Arkadaşlarıma zarar vermene göz yummayacağım."
Arabadan çıkıp ellerimi 'teslim oluyorum.' anlamında kaldırdım.
Adamlardan biri hiç dinlemeden üstüme kurşunları yağdırdı. Kurşunların hepsi bir anda havada takılı kaldılar. Anasını satayım Cedric'in telekinezisi bende de mi var?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAN ve YARALARI
Science Fiction"Hector beni ve belimi rahat bırak."diye fısıldadım. Neden onu uyandırmaya kıyamıyorum? ~ "O üç gün önce tanıştığın biri senin için uykusundan vazgeçti. Ve senden bir kaç dakika daha uyku istiyor." "Ben uyku muyum?" "Hayır sen huzurlu uykusun. Şimdi...