Enemies-Lauv
"Bana çok soğuk bakıyorsun,
yaşadığımız onca şeyden sonra
nasıl sanki ben tanımadığın biriymişim gibi davranabilirsin?"05.10.2022
Bugün, Choi Beomgyu'yu görmeden geçirdiğim beşinci gün. Eventus'a girdiğimde gözlerimin aradığı ilk insan, onu nefes alsa ensesinde soluyacağıma inandırdığım; benim şeytan olduğumu söyleyen ama ona her yaklaştığımda bana asıl cehennemi tattıran Choi. Severken yaktığım canını ve bunu yaparken kendimi de yaktığım Vanilya.
Üç yıl düşünün, kendi kafamın içinde verdiğim savaşlara her yenilişim, onu anlamadan başka bir gün geçirişimdi. Ve ben o savaşların birinden bile galip gelmeden, onun hislerinden de habersiz bir şekilde yaşayıp gitmiştim. Geriye baktığım zaman şimdi, ne kadar zavallı olduğumu düşünüyorum. Kallisto'da ona kaçacak hiçbir yer bırakmayan ben, kaçmasın diye de sıkı sıkıya tutmuştum onu her zaman. Merkür'e her gelişim onun içindi, Paramore yalnızca onun için; canını yakmak için değil belki, kendimi kandırdığımın aksine yalnızca geçmişi hatırlatmak içindi. Sonra geçmişin canını yakışlarını anladım, pişman oldum ancak hepsi buydu, pişmanlık hiçbir boka yaramıyordu çünkü.
Hiçbir zaman dinlememek onu, benim aptallığımken, bana hiçbir zaman bir şeyler anlatmayışı onun korkaklığıydı. Korkması da benim suçumken, nasıl her şeyi yükleyebilirdim onun omuzlarına? Belki de üç senenin sorumlusu yalnızca bendim diyorum, sonra Kamal'ın suratı beliriveriyor gözümün önünde ve siktiri çekiyorum. Biraz daha düşününce bütün bu yaşananlar geleceğe daha güçlü adımlar içindi belki, tanıdığımızı sandığımız insanların aslında sandığımız gibi olmadıklarını anlamak için birer fırsattı. Kendimi her böyle teselli edişimde de Choi'nin ne kadar üzüldüğünü hatırlıyorum. Kallisto'da ikimize yer yok desem de şimdi daha iyi anlıyorum, benim yerim onun yanıydı. Onu ne kadar sevdiğimi, gözümü kör eden öfkem peşimi bıraktığında anladım. Kendimden vazgeçecek kadar, bu vazgeçişlerle ölecek, kendimi öldürebilecek kadar sevdiğimi fark ettim onu. Benim Kallisto'daki ölümlerimin tek sebebi bendim yine, anladım.
Bugün Eventus'da Vanilya'yı arayan gözlerim sonunda aradığına kavuştuğu vakit, benim gülümsemelerimin bütün sebebinin o olduğunu biliyordum. Daha bir hafta önce gitmesine izin vermemişim sanki, Kamal bir defa daha yıkmamış gibi bizi; gülümsedim ve sırtımı arkamdaki duvara yaslarken irislerimi üzerine diktim. Yanında Soobin ve Yeonjun vardı, benim olduğum tarafa doğru yaklaşırlarken bizim aramızda değişen onca şeyin arasında değişmeyen; benim onun kaçmasına hiçbir zaman izin vermeyecek olmamdı. Kendine bencil diyen Choi, henüz en bencilinin karşısında durduğunu anlayamamış mıydı? Yanımda dursun diye ikimizi de öldürebilirdim, tereddüt etmezdim.
Yanıma geldiler, Soobin bir kolunu omzuna atmışken gördüm onu; Beomgyu'yu, nasıl kafasını başka yöne çevirip bana bakmamak için kendiyle savaştığını gördüm. "Günaydın Taehyun." Dedi Yeonjun, hafifçe gülümserken bana neden eskisi kadar kızgın olmadıklarını bilmiyordum, belki de hepimiz yorulmuştuk. Birbirimizi bu kadar iyi tanıyorken, asla yapmayacağımızı bildiğimiz şeylere kafa yormak istemiyorduk belki. Öyle olmasını umarak, "Günaydın." dedim. Fakat aklım başka yerdeydi, tek bir kişide, Vanilya'da. Artık onsuz geçen günlerin kurbanı olmak istemiyordum, bana baksın istiyordum. Beni görsün, onun için burada olduğumu ve nasıl derbeder olduğumu anlasın.
"Ders başlayacak şimdi, sen niye burada dikiliyorsun?"
Soobin konuşurken kaşları havalandı, yüzündeki alaycıl gülümsemenin anlamını bildiğim için göz devirdim. Sonra irislerim yine ona kaydı, üzerinde siyah bir ceket, içindeki beyaz gömleğin birkaç düğmesi açılmıştı. Yutkunurken, dağınık kiraz saçlarında dolanan bakışlarım dudaklarına indi. Saçlarıyla aynı renkte, şimdi onu öpmeden nasıl durabildiğimi bilmiyordum. Yumruk yaptığım elimi hafifçe duvara vururken başka yöne çevirdim bakışlarımı, "Birini bekliyordum." dedim. Sonunda bakışlarını yakalayabildiğimde, boş bakan irisleri parladı; hafifçe gülümserken "Beni beklediğini söyleyemeyecek kadar korkaksın işte." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
merkür'ün ardındakiler 𐦍 taegyu
Fanfiction✧ İstediğimde benim ol Choi, istemediğimi anla. Çünkü bu sana son seslenişim.