Bölüm şarkıları:- Erkin Koray / Seni her gördüğümde
- İlyas Yalçıntaş / Sadem<3
Sabah uyandığımda Defne gelip bana kendi kıyafetlerinden verdi, evden çıktığım apar topar çıktığım için yanıma hiçbir şey almamıştım. Defne'ye ve ailesine minnettardım, çok iyi insanlardı çok seviyordum onları. Ben hazırlanırken Defne de yanımda durup çene çalıyordu:
"Feride, dün sormak istemedim ama siz niye abimle birlikteydiniz? Aranızda bir şey mi var yoksa? " Hızlıca ona dönerek:
"Saçmalama Defne aramızda bir şey yok. Sadece geçen beni eve bıraktığında arabada cüzdanımı düşürmüşüm onu almaya gittim, o da beni eve bırakmak istedi bu kadar. Başka bir şey yok." Gerildiğim için çok hızlı konuşmuş nefes nefese kalmıştım. Defne inanmamış gibi yüzüme bakıyordu. Ona göz devirirken odadan çıkıp ve mutfağa gittim. Kahvaltı hazırlayan Nergis teyzeye yardım edecektim ama o çoktan her şeyi hazırlamıştı. Ben hazırladıklarını masaya götürürken Defne de abisiyle birlikte gelip sofraya oturmuştu. Osman amca ve Nergis teyze de oturunca kahvaltıya başlamıştık. Kahvaltıdan sonra Egemen bizi okula bırakmak istedi. Defne ve o önden inerken ben de arkalarından indim. Defne garip bir şekilde hızlı hızlı aşağı iniyordu, ona garip garip bakarken o hemen arka koltuğa kurulmuş ve eşyalarını yaymıştı. Ona kınayan bakışlar atarak:
" Defneciğim biraz kenara kayar mısın canım arkadaşım?" Defne kafasını sallayarak :
"Çekilemem Ferideciğim, lütfen öne oturur musun? Eşyalarım dağıldı biraz kusura bakma canım." Ona göz devirerek ön koltuğa yerleştim, Egemen'e döndüğümde onun dudaklarını birbirine bastırarak gülmesini engellemeye çalışıyordu. Okulun kapısının önünde durduğumuzda Egemen'e teşekkür edip arabadan indik. Derse giderken bize doğru geldiğini gördüğüm Kadir'le keyfim kaçmıştı. Defne de onu fark ettiğinde oflayarak göz devirmişti. Kadir yanımıza gelip:
"Feride naber güzellik,nasılsın?" Defne'yi görmezden gelerek direkt benimle konuşmasına alışmıştık artık. Kadir bu sene okulun başlarında bana açılmıştı, ancak kalbimde sadece Egemen'in açtırdığı çiçekler için yerim olduğundan onu kibarca reddettmiştim. Ama o, o kadar ısrarcı birisiydi ki sürekli peşimizde dolaşıp bana rahatsız olduğum bir şekilde iltifat edip duruyordu. Ona bıkkın bir ifadeyle :
"Kadir seni daha kaç kere uyarmam gerekiyor, bana böyle kelimeler kullanma diyorum sana." Yanından geçip giderken Defne de ona bir kaç kınayıcı bakışlar atarak yanıma gelmiş ve söyleniyordu:
"Feride'm sana diyorum şu salağı abime söyleyelim bir gözünü korkutsun diye ama dinlemiyorsun ki beni."
"Defne lütfen bak söyleme abinin bir ton işi var zaten, bu sıralar çok yük oluyorum size bir de bununla ilgilenmesin." Sınıfa gelip oturduğumuzda Defne bana öldürücü bakışlar atarak:
"Feride bak artık gerçekten kızıyorum ama ne yük olması ya sen benim arkadaşımsın tabii ki senin yanında olacağım. Sen benim için yapmaz mıydın?" Ona kocaman sarılarak minnet duygumu göstermek istedim. Uzun bir ders gününden sonra Defne'yle kafeteryada oturmuş çay içiyorduk. Telefonu çaldığında Defne ilk bana imayla bakıp sonra telefonu açtı:
"Efendim abiciğim." Defne Egemen'i dinlerken bana bakmaya devam ediyordu.
"Evet evet biz de yeni çıktık sayılır, yolda mısın sen? Ha geldin sen, tamam tamam geliyoruz biz." Olayı anladığım için yerimden kalktım ve kampüsün çıkışına doğru ilerledik. Egemen'in arabasını görünce hızlı adımlarla ilerleyip Defne'ye fırsat vermeden arka koltuğa oturdum. Defne bana kısık gözlerle bakarken ön koltuğa oturmuştu. Egemen arabayı çalıştırdığında Defne tabii ki beni dinlemeyerek abisine döndü ve:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk-ı çiçek
Dla nastolatków"konumun gösterdiği binanın önüne geldiğimde onu gördüm, üstünde bedenini saran polis üniforması vardı yere eğilmiş apartmana girmek isteyen bir kediyi seviyordu. O formayı giyip de yakışmayan hiç kimseyi görmedim ama Egemen o an, o üniformayla eğil...