Ağlayan Çınar ağacı

99 10 13
                                    

Bölüm şarkıları:

        - Yalın / Her şey sensin

        - Madrigal / Ne zamandır sendeyim

1 ay sonra :

"Feride, hadi artık çık ağaç olduk burada." Defne'nin sabırsız ve bıkkın sesini duymamla elbisemin eteklerini düzelttim. Evet yarın istemem vardı, bu yüzden 1 hafta önce okullarında tatil olmasıyla Bursa'ya gelmiştim. Biz annemle evde halledilecek şeyleri halletmiştik ancak elbisemi kızlar olmadan almak istememiştim, bu yüzden iki gün önce Defne ve Bahar gelmişlerdi. Defne bu süreçte ne kadar erkek tarafı olsa da ısrarla kız tarafı olduğunu hatta gelinin kız kardeşi olduğunu söylüyordu. Bahar'la çok kısa bir süre önce tanışmış olsakta gerçekten birbirimizi çok sevdik, bu yüzden de onu da çağırmak istedim. Dışarıdan duyduğum oflama sesiyle son kez aynaya bakıp hızlıca çıktım. Üstümde yeşil kelebek şeklinde işlemeleri olan tül bir elbise giymiştim, bugün denediğim 11. elbiseydi haliyle hepimiz çok sıkılmıştık ama sanırım değmişti çünkü aralarında en sevdiğim buydu. Kızların karşısına geçip etrafımda döndüm ve ellerimi belime yerleştirip heyecanla konuştum:

"Nasıl olmuşum?" Defne, Bahar, annem ve mağaza çalışanının gözleri bana döndü. İlk konuşan tabii ki Defne'ydi.

"Ayy Feride bu çok güzel olmuş. Diğerlerini de beğenmiştim ama bu çok ayrı olmuş ya, bayıldım." Bahar'da onu onaylayarak kafa salladı

"Bence de en güzeli bu oldu Feride, saçlarına da kelebekli bir taç alırız harika olur." Taç fikri çok mantıklıydı, heyecanla onu onaylayıp anneme döndüm.

"Ee Aylin sultan, sen beğenmedin sanırım. Hiç sesin soluğun çıkmıyor." Annem ona ettiğim sahte sitemime sadece koluma vurarak tepki vermişti. Ellerimi tutup bir tur daha etrafımda dönmemi sağladıktan sonra nihayet konuştu

"Çok güzel olmuşsun kızım, bence de çok yakıştı. E hadi karar verdiysen alalım bunu, koş çıkar haydi." Dediğinde çantamdan telefonumu alıp elbisenin bir fotoğrafını çektim ve kabine ilerleyip üstümden çıkarmaya başladım. Elbiseyi kağının üstünden kızlara uzatıp kıyafetlerimi giymeye başladım.

"Feride'm biz kasanın oradayız."

"Tamam anne, geliyorum bende birazdan." Diye seslendim. Saçımı düzeltip çantamı omzuma taktım ve kabinden çıktım. Kabinlerin olduğu yerden çıkarken bir yandan da çantama takılan saçımı çıkarmaya çalışıyordum. Sonunda saçımı kurtardığımda tam kafamı kaldıracakken bir şeye çarptım, daha doğrusu birine. Hızlıca geri çekilip çarptığım kişiye baktım

"Ay çok özür dilerim, iyi misiniz?" Çarptığım 20'li yaşlarda bir adamdı, o benim aksime endişeyle değil sinirle bakıyordu,

"Biraz dikkat etsene kardeşim, çantana bakacağına önüne bak." Bir anda yüksek sesle konuşmaya başlamasıyla gerildim, bir adım geriye gidip

"B-ben çok özür dilerim. Saçım sıkışmıştı çantama ve-" Cümlemi tamamlayamadım çünkü sol tarafımdan tanıdık bir ses buna engel oldu.

"Hayırdır birader bir sıkıntın mı var? Kız yanlışlıkla çarptı, e özür de diledi ne uzatıyorsun daha?"  Soluma döndüğümde Egemen'in gergin adımlarla yanıma geldiğini gördüm. Ben ona şaşkınlıkla bakarken o direkt olarak Karşımdaki adama bakıyordu. Yanıma geldiğinde gözlerini nihayet bana çevirdi elini uzatıp elimi tuttu ve sakin ol dercesine göz kırptı.

Aşk-ı çiçekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin