Bölüm1: TÖRE KURBANI

222K 9.2K 4.2K
                                    

İyi okumalar 🤗

Kitabın iki emojisi var bunu okurken de anlayacaksınız. 💅💋

Duyuru:
Kurguda yazım ve mantık hataları vardır. Bunu görmezden gelecekseniz okuyun ama görmezden gelemeyecekseniz lütfen kurgunun düzelenmeye alınmasını bekleyin. Sınavdan sonra düzenleyip en güzel şekilde paylaşacağım.

𓆩♡𓆪

Dudağıma tırnaklarımla aynı renk olan koyu kırmızı ruju sürüp aynadaki yansımama baktım.

Kendinden emin, güçlü ve güzel bir kadın görüyordum kendimde. Kendi kendini yetiştirmiş korkusuz ve cesur bir kadındım. Kolay yıkılmaz ve gözü karaydım.

Böyle olmak zorundaydım.

Büyütülme şeklim ve doğduğum coğrafya olduğum kadın için çok zordu.

Ben ülkenin doğusunda annesiz büyüyen babası bir kan davası uğruna öldürülen, kız kardeşine annelik yapmak zorunda olan bir kadındım.

Benim yıkılmaya hakkım yoktu. Üzülebilirdim ama ağlayamazdım. Acı çekebilirdim ama yansıtamazdım. Ben duygularımı hep içimde yaşamalıydım.

Sevgisiz büyümeyen ama en önemli iki sevgiden mahrum kalan bir kadındım.

Ben bir ablaydım. Kardeşine anne olan bir abla.

Telefonum çalınca kendime bakmayı bırakıp yatağın üstüne bıraktığım çantamı ve hemen yanında duran telefonumu alıp çıktım evden.

"Alo!" dedim, beni bekleyen taksinin kapısını açarken.

"N'apıyorsun güzelim?" dedi Barlas.

"Elbisemi almaya gidiyorum Sevgilim." dedim heyecanla.

"Benim yanıma gelirken bile bu kadar heyecanlanmıyorsun aşkım." dedi yarı alaylı yarı ciddi.

"Abartma aşkım yaaa. Biliyorsun bu elbiseyi bulana kadar canım çıktı. Gidip denemek için can atıyorum resmen."

Haftaya mezuniyet törenim vardı ve ortada hâlâ bir elbise yoktu. Ne giyeceğime bir türlü karar veremiyordum. Ne zaman kıyafet seçemezsem annemin sözlerini hatırlıyor ve gülümsüyordum. Ben daha küçükken, annem daha yaşıyorken, bana kıyafet alındığında Mardin'in bütün mağazalarını gezer yine de hiçbir şey beğenmezdim. Babam bana kıyamayıp çevre illere de götürür içime sinen bir elbise bulana kadar usanmadan benimle gezerdi. Annem ise her seferinde "Sen kocanı nasıl beğeneceksin çok merak ediyorum." diye sitem ederdi.

"Tamam tamam bir şey demedim." dedi gülerek. "Çok özledim ben seni. Elbiseni aldıktan sonra buluşalım."

"Olur sevgilim."

"Ve şunu da aklından çıkarma. Sen ne giyersen giy balonun en güzel kızı sen olacaksın. Ve o elbise eminim ki sana mankenden daha çok yakışacak."

Sözleri beni gülümsetiyor ve dünyanın en güzel kızı olduğumu hissetmeme sebep oluyordu. Zaten ben ne giyersem giyeyim Barlas beğeniyordu.

"Bana en çok yakışan sensin." dedim.

"Sana tek yakışan benim." dedi.

"Sen seviyorum Barlas."

"Seni seviyorum Elif Naz." Barlas ne zaman ciddi bir şey söylese iki adımı berber kullanırdı. Beni sevdiğini söylediği her an iki ismimi kullanır onun dışında hep Elif derdi.

Telefonu kapatıp beni sürekli almaya gelen şoför abiye gideceğim yeri söyledim.

Barlas'la olan telefon görüşmemden beş dakika sonra telefonum tekrar çaldı. Bu sefer arayan kişi yüzümü daha çok gülümsetmişti.

DİLHUN ZALİM AĞA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin