Bölüm5: ÖLÜMLE DANS

162K 7.7K 4.8K
                                    

Ben geldimmmm💙💙💙

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Yorumlarda görüşürüz 💋💅

Duyurular için Helinmavi1 takip edebilirsiniz.

İyi okumalar 🤗

💋

Yanlış anlaşılmamak için daha çok yanlış yapar insan.

Yalan söylememek için daha çok yalana batar.

Günün sonunda yalan ayağına dolanır düşersin. Günün sonunda yalan boynuna dolanır nefes alamazsın. Günün sonunda ölürsün, dayanamazsın.

Doğru yolda yapılan yanlış, haklıyken haksız olmak gibidir.

Yaptığım yanlış mıydı bilmiyorum ama doğru olmadığı ortadaydı. Engebeli olan yoluma kendi ellerimle diken serpmiş her adımımda dikenler ayağımı delmişti. Canım acıyor muydu? Hayır. Benim acıyacak bir canım kalmamıştı.

Dakikalar önce kalbimde öldürdüğüm sevdiğime, bittiğimizi söylemiştim. Biten biz değil bendim. Karşımda duran adam öyle durmuş bana bakarken gözlerindeki anlamın karşılığını bilmiyordum.

Karşımda duran adam, evin etrafımda dönmesine sebep olmuştu. Dünya benim etrafımda dönmüyordu ama evim etrafımda dönüyor bana dengemi kaybettiriyordu.

Yapma Elif. Yıkıldın biliyorum. Canın çok acıyor biliyorum. Ama şimdi değil. Şimdi dizinin üstüne çökemezsin. Şimdi ağlayamazsın. Elif sen şimdi krize giremezsin.

Polat.

Polat kapıdaydı.

Polat'tan beş dakika önce Barlas çıkmıştı. Karşılaşmış mıydılar? Görmüş müydü Barlas'ı?

Kalbim deli gibi atıyor, başım dönüyor ve en önemlisi nefes alamıyordum.

"Uyumamışın." dedi. Elimdeki notu avuçlarımın arasına hapsettim.

Bir kağıda yazılan yazılar insanı yakar mıydı? Avucumun içi yangın yeriydi.

"Ne?" diyebildim sadece. Kafam o kadar mahşer yeri ki anlamıyordum.

"Eve gidip uyumak istiyorum dedin." Gözleri beni baştan ayağa süzdü. Kaşları, havaya kalkıp kalkmamak arasında kalmış en sonunda çatılmıştı "Uyumamışsın." dedi tekrar.

Gözlerim o kadar yanıyordu ki açık tutmakta zorluk çekiyordum. Polat ne anlatıyordu hiçbir şey anlamıyordum. Burda ne işi vardı? Niye gelmişti ve en önemlisi ne biliyordu? Düşündükçe başım çatlayacak gibi oluyordu.

"Polat." dedim zar zor çıkan sesimle. Gözleri gözlerime kaydı. Gözleri gözlerime kısık gözlerle bakıyordu. Polat bana böyle bakarken konuşmak çok zordu. İkinci bir yüzleşmeyi, zayıf kalbim ve hasta ciğerim kaldırmazdı. "Senin burda ne işin var?"

Dudaklarını diliyle ıslattı. "Kötü görünüyordun." Gözlerini yüzümün her miliminde gezdirip "Bakıyorum da, daha da kötüleşmişsin." dedi. Yüzüme düşen saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. Ne kadar kötü göründüğümü tahmin edebiliyordum. "Bir şey de yemedin." Elinde olduğunu fark etmediğim poşeti yukarı kaldırıp görmemi sağladı. "Bir şey yemeden uyuma diye bize yemek getirdim."

"Yemek?" dedim. Buraya yemek getirmek için mi gelmişti yani.

"Lahmacun." dedi. "Sever misin?" Yine o rahat tavrı vardı. Beni çileden çıkaran rahat tavrı.

DİLHUN ZALİM AĞA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin