2 - Fermuar

19.6K 2K 1.3K
                                    

Haiii ben geldiiim.

Bol bol oy ve yorum isteriim, yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

Defileye kaldığım yerden devam edip bir tur daha yürüyerek sıradaki kıyafetlerimi alıp paravana geri girmiştim.

Yine bir mavi kot pantolon giyecektim, fakat bu diğeri kadar dar kesim değildi. Kargo pantolonumu giyip iç çamaşırımın lastiğini pantolonumun dışından görünecek şekilde çekiştirip düzelterek ayarladım.

Önden tamamen spor görünen, ve arkasından fermuarı olan, transparan bir crop giydim.

Fermuarını çekmek konusunda sıkıntı yaşayınca kasılan omuzlarımı sıvazlayıp inledim. Ah siktir, fermuarı çekmeye çalışacağım derken omzum karıncalanmıştı.

Normalde pratik yaptığımda bu kıyafetin fermuarını kendi başıma çekmiştim, şimdi niye çekilmiyordu ki! Sıkışmış olmalıydı. Ah kahretsin ya!

"Jeon?"

Dakikalarca paravandan çıkamadığım gerçeğini, ancak Bay Kim'in sesini duyunca fark ettim.

Telaşla paravanın kapalı perdesine bakıp soluk soluğa cevap verdim. "Bay Kim çok üzgünüm..."

"Ne oldu?" Soğuk sesi kulaklarımı doldurduğunda dudaklarımı şişirip ofladım. Cidden batırıyordum. Aksi gibi fermuarın sıkışacağı tutmuştu. Dar olduğu için geri de çıkaramıyordum. Yarıya kadar çekmeyi başarmıştım ama şimdi ne yukarıya doğru çıkıyor, ne de aşağıya iniyordu fermuarı.

Şansımı bir kez daha deneyip yine hüsranla sonuçlanınca ayağımı yere vurup sızlayan omzumu sıvazladım parmak uçlarımla. "Crop sıkıştı ve fermuarı oynatamıyorum..." Çekinceli bir sesle mırıldandım.

"Çıkar o zaman?"

Perdenin arkasında olmasını ve beni görmediği rahatlığıyla gözlerimi devirdim. "Bunu ben de denedim, ama crop çok dar ve yarıya kadar fermuarını çekmeyi başardım. Şimdi fermuar sıkıştı sanırım ve ne aşağıya çekip açabiliyorum, ne de tamamen kapatabiliyorum." diye ona açıkladım.

"Hmm, yardım lazım yani." diye hırıltılı bir sesle homurdandı paravanın arkasından. Ensemi sıvazlayarak başımı olumlu anlamda salladım. Sonra beni göremediği gerçeğiyle yüzleşerek, sesli bir şekilde onu onayladığıma dair homurtular çıkarttım.

"Dışarıya çık." dediğinde perdeye uzanıp paravandan çıktığımda, aynanın önünde dikiliyor olduğunu gördüm.

"Gel, bir bakalım şu sorun çıkaran fermuarına." diyerek parmaklarıyla yanına gelmemi işaret ettiğinde alt dudağımı kemirerek aramızdaki adımlık mesafeyi kapattım.

Arkama geçtiğinde, önümde kalan boy aynasından çaktırmadan ona baktım.

Soğuk parmakları açık tenime değdiğinde tenim büsbütün karıncalandı. Fermuarı kavrayarak sıkıca çekiştirirken dudaklarına ufak bir gülücük asıldı. "Bu fermuar çok küçük, elimde kalacak." dedi sıktığı dişleri arasından. Bakışlarını sırtımdan ayırıp aynadaki aksimizle buluşturduğunda sertçe yutkundum.

"Çok üzgünüm, ben acele ettiğim için sıkıştırmış olmalıyım, hepsi benim suçum."

Aynadan gözlerimin içine bakarak fermuara asılıp çektiğinde sırtım göğsüne çarptı. Parmakları sırtım ve onun göğsü arasında sıkıştı.

"Fermuarı çektim." dediğinde gülümseyerek sırtımı onun göğsüyle olan ufak temasından ayıracak şekilde toparlandım.

Tam teşekkür etmek için dudaklarımı aralayacağım sırada uzun, ince parmakları arasında parlayan metal fermuarı başımın arkasından görebileceğim şekilde kaldırıp aynaya doğru gösterdi.

COME CLOSER • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin