7 - Yetiştim!

15.8K 1.7K 698
                                    

Hayatımda, hiç bu kadar hızlı bir duş almamış, hızlı hareket etmemiştim gerçekten.

Hızlıca duş alıp tam anlamıyla bile kurulanmadan elime geçen kıyafetleri giymiş, telefonumu , cüzdanımı kaptığım gibi evden çıkmıştım.

Panikle sokağımdan bir taksi geçmesini bekleyemeyeceğim gerçeğiyle ana caddeye çıkmak üzere koşturduğumda bir araç kornaya bastı.

Taksi olduğu düşüncesiyle hızla elimi kaldırıp durması için işaret vereceğim sırada, siyah bir mercedes ile karşı karşıya kalınca elimi geri indirdim.

Şoför kapısının camı açıldığı gibi beyaz tenli, orta yaşlarda takım elbiseli bir adam açık camdan başını dışarıya çıkarttı. "Jeon Jungkook?"

Kaşlarım çatıldı. "Sen kimsin?"

"Beni Bay Kim yolladı. Sizi holdinge götürmem gerekiyor." Gözlerim faltaşı gibi açılırken taksi bulmayla vakit kaybetmeyeceğim için deli gibi mutlu oldum.

"Gıcıklık yapsa da bana adam yollamış..." diye mırıldanarak araca yönelirken yüzüme geniş bir gülücük yayıldı.

-

"Ya şu aradan falan geçemez misin?! Bak geç kalacağım!" Telaşla telefonumdan saatimi kontrol ederken elimin ayasını aracın torpido gözüne vurdum.

"Bay Jeon, uçurayım mı arabayı? Trafik var, görmüyor musunuz?" Oflayarak aracın zeminindeki paspası tekmeledim. "Bay Kim'in verdiği sürede orada olmam lazım, anlamıyorsun ki beni! Kaldırıma çıksana, bak bak kaldırıma çık. Sağa kır hadi hadi!"

Başını çevirip kaldırımı kontrol ederken onaylamaz bir şekilde cıkladı. "Bay Jeon yaya yolu orası, insanlar var nasıl kaldırıma çıkayım Tanrı aşkına?"

Araca binerken nasıl mutluydum oysaki, ama şimdi yine sinirim bozulmuştu ve stresten terlemeye başlamıştım.

"19 dakikam kaldı..." diyerek başımı oturduğum koltuğun başlığına vurdum. Yeşil ışık yanıyordu ama araçlar milim ilerleme kaydetmiyordu.

Telefonumu cebime tıkıştırıp emniyet kemerimi çözdüğüm gibi torpido gözüne elimin ayasıyla bir kez daha vurdum.

"Trafiğin açılmasını bekleyecek vaktim yok!" diyerek trafik lambasına ve ilerlemek bilmeyen öndeki araçlara bakmaya son verip kapıyı açıp fırladım.

"Bay Jeon-"

"İyi günler!" diyerek kapıyı kapattığım gibi araçların arasından sıyrılarak karşı caddeye geçtim.

Holdinge çok büyük bir mesafe kalmamıştı. Ve neyse ki bildiğim kestirme bir yol vardı. Bu yüzden ara sokağa saparak tabana kuvvet koşmaya başladım.

Dakikalarca hiç duraksamadan, dinlenmeden koşup holding kapısı önüne vardığımda merdivenlerde tökezleyerek yapıştım.

Ama neyse ki ellerimden tutunarak destek alıp hızlıca toparlanmaya güç bulabildim. Enerjim tükenmek üzereydi ve ciddi anlamda ter içinde kalmıştım.

Merdivenlerin basamaklarına düşmemle kalkmam bir olurken döner kapıya yönelirken soluk soluğa telefonumu çıkarttım.

Yalnızca 4 dakikamın kaldığını görünce gözlerim faltaşı gibi açıldı. Ağzım dilim damağım kurumuştu.

Antrenmansız olduğum için epeyce paslanmıştım ve dehşet yorulmuş hissediyordum. Tanrım, yetişmem lazımdı!

Koşturarak güvenlik görevlilerinden birinin koluna yapıştım. "Jeon Jungkook ben, lütfen acilen kart geçirip turnikelerden geçmeme izin verir misin?"

COME CLOSER • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin