4 - Tatlı Değilim

18.4K 1.9K 2K
                                    

Haiii, ben geldiiim. Son bölümün yorumları düşüktü, umarım bu bölüm artar, bol bol oy ve yorum istiyorum. Hayalet olmayı bırakın lütfen!

Yazım yanlışlarım varsa affoluna, keyifli okumalar dilerim! Xx

+++++

Başını bana doğru çevirip aracın içinden, ona gelmem için işaret verdi. Ardından derin sesi kulaklarıma çarpıp geçti. "Gel Jeon, geçerken seni de bırakayım evine."

Aralanan ağzımdan rüzgar içeriye girerken, ensemdeki saçlarımı sıvazlarcasına kaşıdım. Gerçekten beni kabul ettiğini, olumlu olduğunu söylemişti. Beni şirketi için reklam yüzü yapacağını söylemişti. Ve tüm aksiliklere, hatalarıma rağmen görmezden gelmişti...

"Jeon, akşama kadar seni mi bekleyeceğim?!" Aralık kapıdan bana seslenen Bay Kim'in derin sesiyle birlikte düşüncelerimin derinliğinden sıyrılıp silkelenerek kendime geldim.

Adamı defilenin başından beri uğraştırmıştım. Benimle uğraşmak zorunda olmadığı halde her aksilikte bana yardım etmişti. Üstelik buraya bile araçla gelmemi sağlamış, evime bir araç göndermişti. Şimdi bir de evime kadar bırakmasını isteyemez, aracına binemezdim.

Buna hakkım yoktu. Ona ciddi anlamda çok zahmet vermiştim.

"Bay Kim, siz gidin lütfen, zahmet vermeyeyim size daha fazla." Sesimi yükseltmek istesem bile, çok fazla bağıramamıştım. Ama beni duymuş olmalı ki ceketinin yakalarını çekiştirerek düzeltirken kapıya doğru eğilen bedenini geri çekti.

Sırtını arkasına yaslayıp başını önüne çevirdiği gibi kapısını şoförü kapatacağı sırada eğilerek, "Teşekkür ederim Bay Kim, çok çalışacağım!" diye seslendim.

Burnunu kaşırken, gülümsediğini gördüm, lakin bu saliselik sürdü çünkü kapısı kapandı ve siyah camlar içeriyi göstermediği için görüntüsü karardı.

Şoför, aracın etrafında dolaşıp hızlıca direksiyonun başına geçti ve kapısını çektiği gibi araç uzaklaşmaya başladı.

Araç uzaklaşırken bile eğilip onu minnettarlıkla selamladım, sanki beni görebilecekmiş gibi...

*

Telefonumun melodisiyle başımı soktuğum yastığın altından sürükleyerek çıkartıp gözlerimi aralayarak uyku sersemi etrafıma bakındım.

Sonra da istikrarlı bir şekilde çalmaya devam eden komodinin üstündeki telefonuma uzandım.

Yüzüstü yatmaya devam ederken, ekrandaki patron yazısını görünce bulanık görüş alanım netleşmiş, açılmakta güçlük yaşayan gözlerim irileşmişti.

Öksürerek boğazımı temizlerken hızla yattığım yerden doğrulup oturur pozisyona geçerken bacaklarımı yataktan aşağıya doğru sarkıttım.

Ve daha fazla bekletmeden patronun beni fırçalamasına hazırlanarak derin bir nefes alıp telefonu açarak kulağıma yavaşça yasladım.

"Patron, uyuyordum üzgü-"

"Jungkook! Sana inanamıyorum!" diye bağırdı patron. Ama bu kez azarlar gibi değildi. Buna rağmen saçlarımı karıştırıp dağıtarak, "Ne oldu patron?" diye mırıldandım.

"Bay Kim'in sekreteri bana ulaşım sağladı. Seni holding reklam yüzü seçmiş! Gerçekten başarmışsın!"

Hâlâ rüya gibi geliyordu. Rahat bir nefes alarak geriye doğru kayıp sırtımı yatağa çarparak yatakla buluşturdum.

Kulağımdan santimlik kayan telefonumu düzelttim. "Evet... Size söylemiştim ben. Ama bana yalan söylediğimi dile getirip telefonu suratıma kapatmıştınız." diye ona hatırlattığımda kıkırdadı.

COME CLOSER • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin