Moth To A Flame X Jikook

30

"Ne?" dedi Jimin şaşkınlıkla. Artık çoğu şey ona yabancı gelmeye başlamıştı.

"Özür dilerim."

"Bana yalan atmıyorsun değil mi?"

"Hayır tabiki de istersen eski fotoğraflarımızı da gösteririm."

"Göster." dedi Jimin. Sung Woo telefonundan küçüklük fotoğraflarını, aile fotoğraflarını açıp gösterdi. Bunlar shop olamayacak kadar gerçekçiydi. 

"Abim bana ulaştığında Jungkook'ta kaldığımı öğrenmiş. Abim kendine rakip yapmış. Jungkook ile sürekli kendini kıyaslıyordu. Benim Jungkook'tan hamile olduğumu düşündü. Karnım o zamanlarda çok yoktu ama o farkederdi. Ben ondan hamile olduğumu söyledim. Buna sevindi biliyor musun? Ayrıca Jungkook'un sevgilisi olduğunu söyledim." dedi Sung Woo. 

"Bir dakika bir dakika Jackson benim Jungkook ile sevgili olduğumu biliyor muydu?"

"Baştan beri biliyordu hem de." 

"Bana oyun oynadı." 

"Senin hayatına girdiğinden beri seninle oyun oynuyor. Evet seni çekici buluyordu ama asıl sana bu denli takıntılı olmasının sebebi Jungkook'tu. Jungkook'tan nefret ediyordu. Onun bu kadar sevilmesinden, bu kadar başarılı olmasından nefret ediyordu. Onu çok kıskanıyordu. Onun her yaptığı şeyde deliriyordu. Onu kopyalamaya çalışıyordu. Bundan dolayı bir olay uydurdu. Ben ise ona uymak zorunda kaldım. Yoksa beni öldüreceğini söyledi. Biliyordum yapardı."

"Bize niye söylemedin?" diye sordu Jimin. 

"Siz çok mutluydunuz. Size kıyamadım."

"Kendine kıydın."

"Size bu olay hiç dokunamayacak sanmıştım ama dokundu. Bir gün beni bir kulübe götürdü. Kulüpte arkadaşı Namjoon'da vardı. Namjoon o gün bayağı bir dertli gibi görünüyordu. Jackson içkisinin içine azdırıcı koyup uzaklaşmıştı. Beni onunla beraber yalnız bıraktı. Gitmeden önce bana onunla birlikte olmam gerektiğini söyledi. Bunu Namjoon'a yapamazdım ama yaptı süsü verebilirdim. Namjoon içki ve hapın etkisiyle bana sürekli yanaşıyordu. Onunla kulübün üst katındaki odaya çıktım. Ona hiç dokunmadım. Direkt yatırdım uyuttum. Sonra yanına üstümü çıkarıp yattım. Onun da pantolununu ve tişörtünü çıkarmıştım. Sabah uyanınca şok oldu. Ona çok üzülmüştüm. Sonrasında bunu unutmamız gerektiğini, kendisinin hatırlamadığını falan söyledi. Açıp ağzımı bir şey diyemedim. Şimdi sana çok ilginç geliyor olabilir ama ben 10 yaşımdan beri bu adamın tacizine uğruyorum beni o kadar etkisi altına almış ki böyle iğrenç bir oyunun içinde bulmuştum kendimi. Bunu yapmasının sebebi Namjoon'u kullanacak olmasıydı."

"Nasıl kullanabilir ki?"

"Size ulaşmak için. Sence BigHit gibi köklü bir şirket Jackson'ı alır mıydı? Namjoon sayesinde almıştı. Sonrasında sanki çocuk Namjoon'danmış gibi davrandı. Çocuğun bakımını üstlenmesini istedi. Hepsinin bir amacı vardı. Sonrasında bana Jungkook ve Jimin'i ayırmalıyız dedi. Bunu yapmayacağımı söyledim. Öldürse bile yapmayacaktım ama Jimin seninle tehdit etti. Çok savunmasız olduğun anların fotoğraflarını atıp bana burada öldürebilirdim. Şurada sikebilirdim gibi mesajlar atıyordu. Yapardı. Çok korkmuştum. Sonra yapmak zorunda kaldım. Jungkook'u içirmeye götürdüm. Çok içmeyeceğini söylemişti. Sana söz vermiş sanırım. Jackson bana bir uyuşturucu vermişti. Bunu içkiye atacaktım ama yapamadım. Sonra Jackson zaten bana güvenmediğinden barmen ile anlaşıp içkisine uyuşturucu atmıştı. Halisünasyon görüyordu. Belki de o zaman göremiyordu bile. O sırada senin sesini telefonumdan açtım. Beni sen zannetti. Jimin diyerek dudağıma doğru yaklaştı. Ama dudağımdan öpmedi. Yanağımdan öptü. O derece iyi değildi ki yanağımı dudak sandı. Jackson ile kamera açısı ile dudağımdan öpüyormuş gibi gösterdi."

"Jungkook beni aldatmadı mı yani?"

"Hayır Jimin. Bu mümkün bile değil. Jungkook seni çok seviyordu." 

"Ben onu dinlemedim." 

"Belki de hayırlısı buydu. Benim sana büyük bir borcum vardı. Bunun için benden istediğin bir şey var mıdır?" dedi Sung Woo. 

Jimin için bunlar çok zordu. Öğrendiği şeyler olsun. İnsanlara güvenişi olsun. Haytaı boyunca kandırılan bir insan olması onu artık yoruyordu. Ama şimdi Jimin'in zamanı gelmişti. 

"Borcunu ödemeye hazır mısın?" dedi Jimin. Sung Woo hiç düşünmeden kafasını salladı. 

"Oyunumun baş rolü olmaya hazır ol. Büyük bir oyun oynayacağız. Ya da oyun demeyelim ben şuna kumar diyeyim. Kumarımda partnerim olmaya var mısın?"

"Sorman hata." 

Allah Allah ne oluyor bu Jimin'e?