40

815 67 6
                                    

"Hoş geldin Jackson." dedi Jimin. Gözleri çökük bir biçimdeydi Jimin'in. Tabiki de roldü. Ne güzel oyuncuydu Jimin.

"Jimin iyi misin?" dedi şaşkınca. Jimin bir adım atarak Jackson'a sarıldı. Evet iyidi ama stresliydi. Ama Jackson Jimin'in bu halinden dolayı çok sevinmişti. Jimin gittikçe Jackson'a bağlanıyordu. 

"Hayır değilim Jackson. Herkes benim arkamdan vurmak zorunda mı? Ben sırf Namjoon'un arkadaşı diye o kızı eve aldım be. O naptı? Resmen beni arkamdan vurdular." dedi Jimin. Jackson Jimin'in tam olarak neyden bahsettiğini anlamamıştı. Sung Woo ile tanışıyor olması lazımdı Jimin'in. Çünkü bir zaman önce de Sung Woo'yu evlerine almışlardı. 

"Sen Sung Woo'yu Namjoon'un arkadaşı diye mi eve aldın?"  dedi Jackson şaşkınlıkla. 

"Başka nereden tanıyacaktım ki Sung Woo'yu?" dedi Jimin sahte bir şaşkınlıkla. 

"Bilmem belki tanıyorsundur diye." 

"Yok tanımıyordum. Sırf Namjoon'un arkadaşı diye. Bir de Namjoon bana ne dedi biliyor musun? Yok işte Sung Woo iyi kızdır. Onun abisini falan tanırım dedi. Yok nerden tanıyacak? Sung Woo'nun abisi falan yokmuş. Kız kendi ağızıyla söyledi."

"Öyle mi söyledi?" dedi sinirlenerek Jackson. 

"Sen niye sinirlendin?" 

"Sinirlenme değil. Sadece öyle mi söyledi diye sordum. Ne var bunda?" dedi sinirle Jackson. Batırıyordu. Jimin bu adamın bu kadar aptal olmasını beklemiyordu. 

"Tamam bir şey demedim sakin ol. Senin sakinleşmen lazım." dedi Jimin ve iki elini de Jackson'un boynunda birleştirdi. Jackson bu temas karşısında şok olmuştu. Eli ayağına dolaşmıştı. 

"Nasıl sakinleşeceğim?"

"Imm bilmem." dedi Jimin cilvekar bir tavırla. 

"Nasıl bilmezsin?"

"Mesela biraz bir şeyler içmeye ne dersin?" 

"Hayır deme şansım var mı sence?"

"Bilmem var mı?"

"Yok." dedi Jackson. 

"O zaman mükemmel."


💔


Günün sabahı:

Jin evde yalnızdı. 

Hayatının yalanını öğrendiği günün sabahıydı. Dün gece defalarca aranmıştı. Namjoon kapısına dayanmıştı ama yine de açmamıştı. Jimin'in yaptığı yanlışa düşmek istemiyordu bu yüzden hiçbir arkadaşına da sormuyordu. 

Jin her kendini kötü hissettiği zaman temizlik yapardı. 

Kalktı yatağından. Salona indi. Evdeki tüm çöpleri çöp poşetine doldurdu. Atılmaya hazır hale getirdi. Kapıyı açtı ve karşısında yerde yatan Namjoon'u gördü. Gözü morarmıştı. 

"Ne işin var burada?" 

"Jungkook'un fikriydi." dedi Namjoon. 

"Küçücük çocuğun taktiğini mi uygulıuyorsun cidden?"

"Beni neden dinlemiyorsun?" 

"Ne anlatacaksın?" 

"Sen söylemiyor muydun? Jimin'e çok kızıyorum. Jungkook'u dinlemedi bile diye. Şimdi niye böyle olduk?"

"Namjoon sen benim sevgilim değilsin ki? İstediğini yaşayabilirsin. Ortada sıkıntı yok." 

"Nasıl yok Jin? Hem biz Jungkook'a bile sevgili olduğumuzu söylemiştik." 

Moth To A Flame X JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin