28

820 52 4
                                    

Jimin kafede Sung Woo'yu bekliyordu. O kadından nefret ediyordu. Elinde değildi nefret etmemek. O kadını hayatlarına Jungkook sokmuştu. Lanet ediyordu her gün o kıza. O olmasaydı belki de Jungkook onu aldatmayacaktı. 

Jungkook ile araları şu zamanlarda iyiydi. Kendisine arkadaş gibi yaklaşıyordu. Ama bunun böyle sürmeyeceği ortadaydı. Çünkü Jungkook'un zaman zaman Jimin'in dudaklarına baktığını Jimin görüyordu mesela. Veya Jimin'e eski anıları hatırlattığında ki gözlerinin parlamasını Jimin bunların hepsini görüyordu. 

Jimin gayet kendisini kamoflaj etmişti. Evet bir kafede gözlük ve maske ile durması ilgileri üzerine çekiyordu ama korona virüs tehlikesinden kaynaklı artık eskisi kadar ilginç bakmıyordu insanlar. 

"Jimin!" dedi ince bir ses arkadan. Jimin hemen arkasını döndü. Evet koca bir göbekle karşılaşmayı beklemiyordu. Jimin yukarıya doğru baktı. Sung Woo ona mahcupça gülümsüyordu. Jimin onun karnını görünce istemsizce gülümsemişti. 

Sung Woo ilk geldikleri zaman çok güçsüzdü. Bir kitap bile kaldıramıyordu. Çok zayıftı. Sürekli kanaması geliyordu. Jimin onu sürekli hastaneye götürürdü. Hastaneden çıkana kadar beklerdi. Sung Woo her zaman ona minnettar kalırdı. 

"Jimin-sshi seni yorduğum için özür dilerim. Beni beklemek zorunda değildin." 

"Sung Woo her hastane çıkışı bunu konuşmak zorunda değiliz. Hem iyilik bulaşıcıdır. Bir gün de borçlarını sen ödersin. Bana bir iyilik yaparsın. Belki hayatım kurtulur. Ne bilirsin?" 

Jimin bu borcu sevgilisini elinden alarak olacağını düşünmemişti. Jimin ayağa kalktı. Sung Woo'nun kolundan tuttu. Sung Woo hızlıca kolunu çekti. Doğru Sung Woo herhangi bir erkek temasına karşı korkardı. 

"Kusura bakma yürümekte zorlanıyorsundur diye yardım edip sandalyeye oturtacaktım." dedi Jimin hızlıca. Sung Woo gülümsedi. 

"Unutmamışsın ayağımdaki yarayı." dedi Sung Woo. Vücudundaki yaralar o abisi olan orospu çocuğundan kalmıştı. Sung Woo karşısına oturdu Jimin'in. 

"Bir şey alır mıydın?"

"Kızım olacak." dedi Sung Woo birden. 

"Jimin-sshi!"

"Efendim bebeğim?"

"Çocuğumun cinsiyetini ilk sana söyleyeceğim." 

"İlk bana söyleyeceksin çünkü ben de yanında olacağım." 

"Çocuğumun babasının sen olmasını isterdim." dedi Sung Woo. Jimin gözlerini sonuna kadar açarak şaşkınca baktı Sung Woo'ya. Sung Woo yanlış anladığını anladı. 

"Hayır hayır Jimin-sshi öyle değil." dedi Sung Woo gülerek. "Sen çok iyi birisisin. Bu çocuk keşke senin ve Jungkook'un çocuğu olsaydı. Çok güzel babalar olurdunuz." 

"Sung Woo sen de çok güzel bir anne olacaksın." 

"Annemle her kavga ettiğimizde ona benzediğimi söylerdi. Eğer ben annem gibi anne olacaksam olmayayım daha iyi." 

"Deme öyle."

"Yalan değil Jimin. Hayatım boyunca annem gibi anne olmamak için dua ettim ben."

Jimin'in aklına eski anılar gelince gülümsedi. 

"İlk ben olmadım ama bana söylediğin için çok mutlu oldum." dedi Jimin. 

"Hayır ilk sana söyledim. Yemin ederim. Ne zamandır bu anı bekliyordum. Ama çoğu şey daha kesinleşince bekletmek istemedim."

"Doğumuna ne kadar kaldı."

"3 hafta. Ama doğum mu denir? Yoksa cenaze mi bilinmez." dedi Sung Woo birden. 

"Nasıl yani?"

"Rahim kanseriyim." 

"Ne?"

"Annem gibi yine annem gibi." dedi Sung Woo ve ağlamaya başladı. Annesine benzemekten hayatı boyunca korkan bir küçük kızın zorla annesine benzemeye başlaması Jimin'i çok kırmıştı. 

Hayır

Hayır

Hayır hayat adil değildi. 

Hayır hayat güzel değildi. 

Sikiyim motivasyonunu. 

Hayat sikim gibidir. 

Senin istemediğini gözüne sokan bir puşttur. 

Seni zorlayan bir şey nasıl güzel olabilir ki?

"Sung Woo!" dedi kırık sesle Jimin. Sung Woo hemen başını kaldırdı. 

"Sakın bana üzülme Jimin. Sakın bana acıma. Ben hayatım boyunca mutsuz bir kadındım. Hayatımda ilk kez mutlu olacağım. o doğum anında çocuğumu 1 kere görürsem bile mutlu olacağım. O masa belki benim ölüm yerim olacak ama ben hayatımda tek bir kere yaşayacağım. Zaten ölmüş bir kadını öldüremezler. Ben bu yüzden o masada kızımı görünce ilk kez yaşayacağım. Ben mutluyum. Aslında acınasıyım değil mi Jimin?" dedi Sung Woo ağlayarak. Jimin'in kalbi paramparça olmuştu. Kalbinin parçaları tüm organlarını kanatmıştı. Jimin'in içi kan dolmuştu. 

"Hayır Sung Woo sen hayatımda gördüğüm en güçlü kadınsın." 



Bu bölümde en zorlandığım yerleri yazdım. Ama bu bölümden daha zor bir şey varsa o da diğer bölümdür. İçimi dökmek istiyorum ama diğer bölüme saklıyorum. 

Moth To A Flame X JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin