"Uyuyan çirkinimiz uyuya mı kalmış?" dedi Jungkook. Jimin güldü.
"Ne güzel bülbül gibi şaktı salak." dedi Jin. Jimin kendini daha iyi hissediyordu fakat Jungkook'un durumunu çok merak ediyordu. Jimin gerçekte öpüşmediği halde Jungkook'un o videolarını izleyince çok kötü olmuştu. Acaba şu an Jungkook ne hissediyordu?
"Hadi götürelim. Jimin senin evine götüreceğiz değil mi?" dedi Namjoon. Jimin kafasını salladı. Namjoon ve Jin Jackson'ı kollarından tuttu. Dışarıya doğru gitti.
"Jimin hadi." dedi Jungkook. Jimin Jungkook'a baktı.
"Nasılsın?"
"Ne?"
"Nasılsın diye soruyorum."
"İyiyim."
"Kendi kötü hissetmiyor musun?" dedi. Jungkook neyden bahsettiğini anlamıştı. Gülümsedi.
"O herifi öldürmek istiyorum ama bunu sana yansıtmam." dedi Jungkook. Jimin gülümsedi. Bar taburesinden indi.
"Hadi eve gidelim."
"Ben de mi geleceğim?" dedi Jungkook şaşkınca.
"İstemiyorsan gelme." dedi Jimin bir kaşını kaldırarak.
"Yok yok isterim gelmek. Yani evine gelmek tabi." dedi Jungkook. Jimin gülümsedi.
"Gel o zaman gidelim." dedi Jimin. Dışarıya çıktılar. Kapının önünde Namjoon ve Jin duruyordu.
"Yerleştirdik. Bundan sonrası sizde." dedi Namjoon. Jungkook gülerek Namjoon'un kolunu sıktı.
"Teşekkür ederiz." dedi Jungkook.
"Asıl ben teşekkür ederim. Siz olmasanız Jackson beni kandırmaya devam edecekti." dedi Namjoon. Jin kolunu okşadı.
"Hepimizin sayesinde." dedi Jimin. Namjoon gülümsedi.
"Görüşürüz o zaman." dedi Jin.
"Görüşürüz." dedi Jimin. Jungkook ve Jimin arabaya bindi. Arkada yatan Jackson'a bakmadan eve doğru sürdüler. Jimin arada Jungkook'a bakıyordu ama Jungkook tamamen yola odaklıydı. Jimin bu durumdan hoşlanmamıştı. Jimin ilgi odağı olmayı pek seven bir yapısı yoktu ama Jungkook'un her zaman onunla ilgilenmesini isterdi. Eve gelince park etti Jungkook. Jimin çıktı. Tam arka kapıyı açacakken Jungkook'un sesini duydu.
"Jimin sen yukarı çık. Bu şerefsize dokunma." dedi Jungkook. Jimin hızlıca başını salladı. Jimin evin kapısını açtı. Jungkook Jackson ile birlikte içeriye geldi. Jackson'ı yukarıya çıkardı. Jimin ise üstünü değiştirmeye giyinme odasına geçti.
"Jimin ben oturma odasındayım." diye seslendi Jungkook. Jungkook'un ilgisiz tavrı hiç hoşuna gitmemişti Jimin'in. Jimin Jungkook'a ne yapacağını biliyordu. Giyinme dolabından sadece bir uzun sweat çıkardı. Üzerine geçirdi. Altına hiçbir şey giymemişti. Jungkook Jimin'le bakalım şimdi ilgilenmeyecek miydi? Altında dar bir boxer ile üstünde sadece bir sweatle aşağıya indi. Jungkook oturma odasında telefonuyla uğraşıyordu. Jimin yavaşça merdivenlerden indi. Jungkook hala bakmıyordu. Bu sinirini bozmuştu artık. Jungkook'un solundaki ikili koltuğa oturdu. Jungkook nihayet Jimin'e bakmıştı. Bakmıştı ama...
"Jimin altına niye bir şey giymedin?" dedi Jungkook şaşkınlıkla. Jimin şaşkınca bakmış gibi yaptı. Jimin insanlarla oynamayı severdi.
"Hava sıcak değil mi? Bana çok sıcak geldi. Ondan dolayı." dedi Jimin. Jungkook ince bembeyaz pürüzsüz bacaklara bakmadan duramıyordu. Alt dudağını ısırdı. Jimin kıvama geldiğini anladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Moth To A Flame X Jikook
FanfictionŞöhretlerdi onlar. Şöhretin altında yaşanan bir aşk. Yanlış anlaşılma sonucu biten bir ilişki. Dönmek isteyen taraf. Yol gösteren taraf hangisi kazanacaktı? Texting, düzyazı, instagram Kookmin #1 Jikook #1 Sope #1