《 32. Bölüm 》

490 51 0
                                    


Selamın aleyküm kar çiçeklerim 🙋‍♀️

Sembolümüzü alabilir miyim ❄

İki günde bir atacağım dedim ama dayanamıyorum her gün atıyorum durdurun beniiiii jdbdksndkndk

Keyifli Okumalar...

Yağmurda bir süre yürüdükten sonra bir taksiye binip Nilay'ın evinin adresini verdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yağmurda bir süre yürüdükten sonra bir taksiye binip Nilay'ın evinin adresini verdim. Göz yaşlarım durmuş, bomboş hissediyordum kendimi. Kendi evime gitseydim Demir'in beni hemen bulup evime girmenin de yolunu bulup yalnız bırakmayacağını biliyordum. Bu yüzden biraz kafamı dinleyebilmek için Nilaylar da kalabilirdim bir gün.

Nilay'ı arayıp sorduğumda anne babasının mesaide olduğunu Alpay ile yalnız olduklarını ve rahatlıkla gelebileceğimi söylemişti. Minnettarlıkla teşekkür etmiş kapatmıştım. Taksi verdiğim adresin önünde durduğunda derin bir nefes vererek ücreti ödeyip indim.

Bahçe kapısından geçip zile bastığımda çok geçmeden Nilay pijama takımıyla açtı kapıyı. Benim bitik halime bakarak "Kız ne oldu sana böyle?" derken çabucak aldı beni içeri. Kapıyı kapatıp salona yönlendirirken Alpay'ın eşofman polar yanımıza geldiğini görünce biraz çekindim ama belli etmedim.

Koltuğa oturmadan ayakta dururken "Bana birkaç parça verir misin? Bunlar ıslak da." Dedim mahcubiyetle. Nilay hızla "Gel kız tabi vereyim hemen." Diyerek odasına çekiştirdi. Odası tek kişilik bir baza ve üç kapaklı dolabın yanında ki masadan ibaretti. Sade küçük şirin bir odaydı. Nilay eline aldığı eşofman ve kazağı uzatırken "Al bakalım sen giyinirken bende kahve hazırlayayım." Dediğinde sessizce onayladım.

Odadan çıkınca kapıyı kilitleyip üzerimi değiştirdim. Islak kıyafetlerden kurtulmak daha iyi hissetmemi sağlarken saçlarımı da Nilay'ın bıraktığı kurutma makinası ile kurutup odadan çıktım. Salona geçtiğimde Nilay ve Alpay'ın kumanda kavgası yapmasına burukça gülümsedim.

Tekli koltuğa geçerken "Bizim fakirhanede burası işte." Dediğinde sessiz kaldım. Nilay her zaman benim evimi beğenir ve abartırdı, burası oldukça küçük ama sıcak bir yuvaydı. Yine de şikayetçiydi. Kahvemden bir yudum alırken "Ne oldu, niye sırılsıklamdın sen?" sorusuyla olduğum yerde gerildim. Alpay anlamış gibi "Daraltma kızı isteyince anlatır. Hadi film izleyelim kafamız dağılsın biraz." Dediğinde onayladık.

Ne açtıklarını dahi bilmiyordum ama gözlerim ekrandaydı. Işıklar kapalıyken elimde ki kahvemden bir yudum daha aldım içimi ısıtmak istercesine. Demir benim için öyle değerliydi ki, bazen ona olan hislerimi tanımlayamıyordum. Bu hissin tarifi yoktu işte. Şimdi bana başta ilik için yaklaştığını söylemesi canımı yakmıştı.

Ama bir yandan da düşündüğümde hak veriyordum. Daha beni tanımıyordu, kimse ailesinden kendisine tek kalan insanın sakat kalmasına vesile olmuş birisine sempati beslemezdi. Benim hakkımda düşündüklerine hak veriyordum. Dışarıdan çok korkak ve zayıf görünüyordum, biliyorum ama sevdiklerim söz konusu olduğunda ne zayıftım ne korkak.

KAR ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin