❄TAMAMLANDI❄
Hafif geri çekildi ama uzaklaşmadı. Ben titrek bakışlarla ona bakarken yüzümün kırmızının hangi tonu olduğunu düşünmek bile istemiyordum. Utançtan gözlerine bakamıyordum ve bana bunu yapmasına engel olabilecek gücü, iradeyi kendimde bul...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
[Demir'den]
Bazen karşınıza güzel insanlar çıkar. Onları bilmeniz, bulabilmeniz gerekir. Görmeniz hatta daha da önemlisi değer verip sevmeniz gerekir. Benim de karşıma güzellerin en güzeli çıkmıştı, onun içinin de güzel olduğunu bildim, buldum ve görüm ama daha da önemlisi değer verip sevdim.
Onu öyle seviyordum ki her zaman benden daha önemliydi benim için.
Bir insanı hiç kendinden fazla sever mi insan? Seviyordum, delicesine hem de.
Ona delirdiğimi söylediğimde iltifat ediyorum, güzel sözler ediyorum sandı. Hayır ben onun yokluğuna bir dakika bile tahammül edemeyecek kadar delirmiştim. Onun kokusunu soluduktan sonra uzak kalmak imkansızdı. Bilmeden önce hayalini kurmak kolaydı, yaklaşmamak uzaktan sevmek kolaydı.
Kimi kandırıyorum ki kokusunu bilmeden önce de berbattı.
Ama öğrendikten sonra uzak kalmak, benim için imkansızdı.
Eve geldiğimde annemle onları görmek beklediğim bir şey değildi ama konuştuklarını duymak beynimden vurulmuşa çevirmişti beni. Günlerce o korkak kız aptal kız istesem anneme iliğini vermez diyerek ettiğim hakaretler çınladı kulağımda ilk başta. Sonra anneme söylediği güzel sözler.
Benmişim asıl aptal, ona bu düşünceyi konduracak kadar aptal.
Gözlerim yaş akıtmak istiyordu yıllar sonra, küçük bir kadından sakladıklarım için. Şu an umurumda dahi değildi o düşünceler ama Safir onları düşündüğümü öğrenmeliydi, başta ona bu amaçla yaklaşmak istediğimi ama yapamadığımı bilmeliydi. Ama ya bunu öğrenince benden vaz geçerse?
Ben onsuz yaşayamazdım. Ben onsuz nefes alamazdım.
Annem her şeyden bir haber bizi tanıştırdığında gözlerinde gördüğüm korku bir an nefesimi tıkadı. Ondan nefret ettiğimi sanıyordu belki de yaşadıklarımızın bir oyun oluğunu düşünüyordu bilmiyorum ama daha fazla yüzüne bakacak yüzüm olmadığı için odama çıktım hızla.
Gelirdi, biliyordum.
Ve gelmişti de.
Ona ne hissediyorsam anlatmaya çalıştım ama içimde öyle yoğundu ki, onu anlatırken daha fazlasını söylemek istiyordum, tüm güzel sözler onun için yazılmış gibiydi sanki. Her şeyin daha fazlasını ve en güzelini hak ediyordu ama ben onu ağlatmıştım. O kıyamadığım göz yaşlarının sebebi ben olmuştum.
Ağladığında hissettiğim çaresizlik, elimi kolumu bağlıyordu ve bu defa kendi elimi kolumu bağlamıştım. Yalnız kalmak isteyip koşarak gittiğinde arkasında enkazdan başka bir şey bırakmadı.