《 37. Bölüm 》

433 51 0
                                    


Selamın aleyküm kar çiçeklerim 🙋‍♀️

Sembolümüzü alabilir miyim ❄

Keyifli Okumalar...

Duyduğumuz söz ile ben donakalsam da Demir benim ona söylediklerimin yüzünden olsa gerek duyamamıştı diyecektim ama Demir ışıl ışıl gözlerle ninesine dönüp gülerek konuştu. "Yok kraliçem kızın da gönlü var, rızasıyla getirdim el öpmeye."

Bütün teyzeler imalı gülüşler atarken genç kızlar ıslık çaldığında bu kadar kalabalıkta kime bakacağımı bilemiyordum. Yanaklarım kırmızının en koyu tonuna bürünürken birazdan utançtan moraracağıma emindim. Demir hızla gidip anneannesine sarılırken herkes Demir'e büyük bir sevgiyle bakıyordu.

Bu hallerini yüzümde bir tebessümle izlerken herkes bir yerden bir şeyler söylüyor sorular soruyordu Demir'e ve o da gayet alışık olduğu bir durumun içindeymiş gibi rahatlıkla herkesle sırasıyla sarılıp kimisi ile tokalaşarak yanıtlıyordu.

Sarılma fasılları biterken gözler bana döndüğünde Demir gelip belime elini koyarak ilerlettiğinde elimi kolumu nereye koyacağımı bilemedim. Yaşlı ninenin önünde durduğumuzda Demir gülen yüzüyle "Gelinin Güneş Hayriye sultan." Dediğinde eğilip elini öpüp başıma koyduğumda memnuniyetle gülümsedi.

Baştan ayağı beni incelerken "Ha bu kız adı gibu ışık saçayi. Fuşki yemişin oğli nası kandurdun kızi?" dediğinde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Demir alınmış gibi yalandan tavır alırken "Aşk olsun sultanım benim neyim var da ama haklısın az koşmadım peşinden." Dediğinde sona doğru muzip çıkan sesine gözlerimi kaçırdım.

Demir bu halime bıyık altından sinsi sinsi gülerken teyzeleriyle dayılarıyla ve kuzenleriyle tek tek tanıştırdı. Hiçbirinin ismi aklımda kalmazken bozuntuya vermeden kibarca selamlaştım. Yol yorgunuyuz diye bizi içeri davet ederlerken evin içi oldukça güzel görünüyordu. Bizim evde ki klasik modern halıların aksine burada işlemeli geniş kilimler vardı.

Koltukların üzerinde ki motifli örtülerden duvarlara kadar her şey ince ince işlenmiş gibiydi. Herkes koltuklara otururken ben gençlerle beraber mutfağa geçtim. Hepsi çok cana yakın davranıyordu biri hariç. O da tepkisizdi açıkçası ne iyi ne kötü davranıyordu sessiz kalıyordu sadece. İsmi Merve'ydi sanırım.

Çay suyu koyarlarken sarışın olan "Nasıl tanıştınız Güneş?" diye sorduğunda gülümsedim. Masanın önünde ki sandalyelerden birinde otururken diğer kızlarda bir yerlere oturmuş ya da yaslanmışlardı. "Okulda hocamdı, aynı zamanda karşı komşummuş."

Hepsi çok romantik alan diyerek erirken bu hallerine kıkırdadım. Esmer olan tabaklara servis açarken "Valla helal olsun diyorum Demir abimi bu halde ilk kez görüyoruz. O şimdiye kadar bize hiçbir kız arkadaşı ile gelmemişti. Aksine ömür boyu bekar kalacak diye korkuyorduk. Durmuş durmuş turnayı gözünden vurmuş." Dedi memnuniyetle.

Ömür boyu bekar kalacağını düşündükleri Demir'in her dakika beni evliliğe ikna etmeye çalışması şoku...

Kızlar içeri gidip servis edip geri geldiklerinde hepimiz koyu bir sohbete girdik. Herkes bir şey anlatıyordu. Önce beni konuşturmuş ardından diğerlerine geçmiştik. Hilal'in platonik aşkı varmış ve sevdiği çocuk onu kardeşi gibi gördüğü için aşkını yıllardır içinde taşıması gerekiyormuş. Ferda nişanlıymış çocukluk aşkıyla ve Nur da daha bir haftalık hamileymiş. Mine ve Sena bekarken sevdikleri dahi olmadıkları için baya müzdariplermiş bu durumdan.

Hepsi okuyordu Nur dışında. Nur okulu bitirmiş ama kocasının durumu iyi olduğu için ve hamile olduğunu da öğrendiklerinde işten ayrılmış. Bana biraz garip gelse de kendi tercihleri olduğu için yorum yapmadım. Biz iyice sohbete dalmışken saatin kaça geldiğinden bir haber oturuyorduk.

KAR ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin