KAR ÇİÇEĞİ

《 22. Bölüm 》

Selamın aleyküm kar çiçeklerim 🙋‍♀️

Sembolümüzü alayım ❄💕

BU BÖLÜME REKOR YORUM İSTİYORUM LÜTFEN GÖREYİM SİZİ💕

Multi: Güneş Lara Soykan

Keyifli Okumalar...

" Bana ne yapıyorsun bilmiyorum ama iyi ki yapıyorsun be Safir. Senden uzak kalamamak bu hayatta kendime hakim olamadığım tek konu ve ben bundan nefret etmem gerekirken senin için olduğu aklıma gelince yine seviyorum."

Yüzümde ki gülümsemeyi güçlükle zapt etmeye çalışırken sakince gözlerine bakarak " Bütün gün ilk kez Safir dedin." Dediğimde ona ' sen ' diye hitap etmeme şaşkınlık ve mutlulukla gözleri irileşirken neşeyle parlamasına baktım.

Sadece tek sözüme bu kadar mutlu olan başka kimseyi tanımıyordum. Gözlerinde kendimi görebiliyordum. Bana olan hislerini sadece gözlerinden anlayabiliyordum...

Başını usulca sallarken " Bütün gün kafayı yiyecektim. Bana tek kelime cevap vermeden sadece asistanım gibi davranmam aklımı ve kalbimi karıştırdı. Odamdan çıkarken gözlerinin dolduğunu gördüm ya..." dedikten sonra elimi alıp her zaman yaptığı gibi yerinden atacakmış gibi çırpınan kalbinin üzerine götürdü.

Dokunmam ile dahası mümkünmüş gibi hızlanan kalbine avucumu bastırarak " Burası alev alev yandı. Gözünden aktığını düşündüğüm her damla için burası kavruldu. Her damlan lav olup buraya aktı Safir." Diye fısıldadı.

Acı çekiyor gibi olması canımı yaktığında dayanamadan alnımı alnına bastırarak gözlerimi kapattım. Titrek bir soluk verirken kendimden beklenmeyecek şeyleri dile dökdüğümde sonradan pişman olacak olmam dahi umurumda değildi.

" Sen... Seni tanıyana kadar sadece derslerini, ailesini ve hayvanlarını düşünerek yasayan sıradan biriydim. Sonra sen geldin bir anda. Bana iltifatlar ettin, bana yaklaştın, notlar bıraktın, bana baktın, güldün, öptün..." deyip sustuğumda yanaklarım utançla kızarmıştı ve gözlerim hissettiklerim yüzünden dolmuştu.

Demir'in de gözlerinin kapalı olduğunu hissediyordum ama bir eliyle dizimi tutarken diğeri ile hala elimi küt küt atan kalbinin üzerine sıkıca bastırıyordu. Sessizce " Susma... Ne düşündüğünü söyle ne olur? Buna ihtiyacım var." Dediğinde bir damla yaş aktı gözümden.

" Başta korktum. Benimle neden ilgilendiğini anlayamadım. Beni sevmen çok imkânsiz gibiydi. Sen çok... fazlasın. Etrafında seni isteyen, seven, ilgi gösteren onlarca kadın var. Demir gerçekten kadın var etrafında bir sürü. Onların yanında ben küçük bir kız çocuğu gibi kalıyorum. Kendimi küçük görmek ya da aşağılamak değil ama daha kendinden ne hissettiğinden emin bile olamayan bir çocuk gibiyim ben. " dedim isyan eder gibi.

Demir'de acı çekiyormuş gibi başını iki yana sallarken dizimde ki elini çekip yüzüme getirdi ve alnımı alnından ayırdı. Uzaklaşmadan az bir mesafeden bana bakarken gözlerimi bende araladım ancak göz yaşlarım yüzünden ve utancımdan tam olarak bakamıyordum.

Onunda dolan gözlerini gördüğümde dişlerimi sıktım. Sağ yüzümde ki yaşları baş parmağı ile silerken " Bak gözlerime. Utanma benden. Utanılacak hiçbir şey yapmıyorsun. Diyorsun ya hani ben çocuk gibiyim, o kadınlar gibi değilim. Hiç düşünmedin mi be Safir o kadınlar gibi olmadığın için seni sevdiğimi. " dedi usulca.

Gözlerine bakarken sanki anlamam onun için tek yolmuş gibi tane tane konuştu. " O kadınlar gibi her yakışıklı erkeğe gözün kaymadığı için seni sevdim, o kadınlar gibi makyaja düşüp kendini başka birisi yapmadığın için seni sevdim, o kadınlar gibi tek derdin cinsel temas olmadığı için seni sevdim. Kalbin için seni sevdim. Hayvanlarınla ilgilenirken gösterdiğin şefkate aşık oldum, ailene gösterdiğin sevgiye aşık oldum, arkadaşlarına gösterdiğin fedakarlığa aşık oldum, seni sen yapan tüm güzelliklerine aşık oldum. Ah be Safir kendini benim gözümle göremedikçe asla beni anlamayacaksın. "

Titreyen alt dudağımı ısırırken gözlerimi çekmeden büyük bir cesaretle konuştuğumda bu kez bir cevap bulamayacağına emindim. " Benden sıkılacaksın. Düşünmüyorsun hiç Demir benden sıkılacaksın. Şimdi sevdiğin için fark edemiyorsun ancak insan sevgilisine dokunmak, öpmek belki daha fazlasını yapmak ister. Zaman geçtikçe sende isteyeceksin. Benim dinime göre bunlar günah ve sen beni öptüğünde dahi günlerce tövbe edip ağladım. Dudaklarımı yıkayıp kazımaktan yara içinde bıraktım. O kadar yara oldu kanadı ki yemek yiyemez hale geldim. Bir daha tekrarının olmasına izin vermem ve sende er geç bir başkasına bakacaksın başka kadınlarda ten arayacaksın. Sana bağlandıktan sonra bana bunu yaparsan kaldıramam. Anlıyor musun beni? Aldatılmak benim dayanabileceğim bir şey değil. Çok üzgünüm seni üzmek istemiyorum ama biz diye bir şey olmaz."

Demir bana inanamıyor gibi yüzümde ki elini çekti ve kalbinde tuttuğu elimin üzerinden elini çekti. Bende elimi kendime çekerken Demir hoca dizlerinin üzerinden kalkıp arkaya adımladı ve benden uzaklaşıp yere otururken sırtını ortada ki sehpaya yaslayıp bana baktı. Sinirden ne diyeceğini bilememiş gibi alt dudağını ısırıp güldü bunları nasıl söylediğime inanamıyor gibi.

Bir anda bana bakarak " Sen beni hiç anlamıyorsun. Beni hiç tanımıyorsun. " dediğinde şaşkınlıkla kaldım. Öfkeyle ayağa kalkarken " Ne sanıyorsun sen beni? Seninle yatana kadar tavlamaya çalışan bir şerefsiz miyim senin gözünde? Ben sana bakmaya kıyamıyorum bakmaya. Konuşurken yanlış bir şey söyleyeceğim de aşık olduğum kalbin kırılacak diye ödüm kopuyor. Seni üzeceğim de o büyülendiğim safirlerin dolacak diye kafayı yiyorum korkudan. Sen bana temas isteyeceksin diyorsun." Diye bağırdı.

Ben ona o anlamda demedim demek istedim ama buna izin vermeden inanamıyor gibi başını iki yana sallayarak saçlarını dağıttı.

" Dinine olan bağlılığını biliyorum bu temasları doğru bulmadığını da biliyorum o öptüğüm zaman bir anda kendimi kontrol edemedim ancak tekrarı olmayacaktı zaten. Senin ağladığını gördüğüm an tekrarı olmayacağını söyledim kendime. Ama sen olayı çok yanlış anlamışsın. Ben seninle gönül mü eğlendireceğim sanıyorsun? Seninle evlenecek kadar çok seviyorum seni. Seninle ilgili onlarca , yüzlerce hayal kurdum ve bunların hiç biri temaslı bir şey değildi. " dedikten sonra önümde tekrar diz çöküp gözlerime yakından bakarken konuştu anlamam inanmam için.

" Ben seninle oturup sabaha kadar sohbet etmek istiyorum. Sevdiğimiz kitaplardan, iyi hissettiren müziklerden, romantik ya da aksiyon filmlerinden bahsetmek istiyorum. Ben seninle susmak sessizliğimizin gürültüsünü dinlemek istiyorum. Ben seninle yağan yağmuru izlemek o sonrasında ki toprak kokusunu solumak istiyorum. Ben sadece senin safirlerinde soluk almak istiyorum. Ben seninle huzuru tatmak istiyorum. Ben senin bedenini değil ruhunu istiyorum. Beni neden hiç anlamıyorsun ki Safir?"

Sözleri ok olup kalbime batarken dayanamadan bir yanda ağlarken diğer yandan gülmeye başladım. Başımı arkaya atıp hem gülüp hem ağlarken onun şaşkınlık ile bana baktığını biliyorum. Tavana bakarak gülerken başımı iki yana sallayarak " Şaka gibi... Aklımı kaybetmiş olmalıyım." Dedikten sonra başımı eğip dikkatle bana bakan Demir'in gözlerine bakarak sessizce " Seni anlıyorum Han... Ve sana inanıyorum." dedim.

Ona ilk kez ikinci ismi ile seslenmiştim.

Gözleri şaşkınlık ile büyürken küçük bir çocuk sevinci ile dolan gözlerine baktığımda içimde sanki kıyamet kopmaya başladı. Şaşkınlık ile bana bakarken " Yani bu...bu ne demek?" Derken kekelemesi bile şu an içimde ki heyecandan dolayı tam olarak fark edip idrak edemeyeceğim bir durumdu.

Hani her şey kader deyip geçerler ya, o öyle değil aslında. Ben fark etmeden adını yazmışım en sol yanıma.

Tebessüm ederek " Deneyelim demek." derken gözümden akan bir damla bu kez mutluluktan akmıştı.

Üzüleceksem bile sevdiğim, kalbimi hızlandıran adam yüzünden üzüleyim. Hepsine değer...

                     BÖLÜM SONU

Evet arkadaşlar bir günde fazlası ile bölüm attım ve artık güzel uzuuuun yorumlarınızı okumak istiyorum. Bu kadar dersin ve işlerimin için de emek verip yazıyorum sizde karşılığını verirsiniz diye umuyorum kâr çiçeklerim ❄💕

Bir daha ki bölüme kadar kendinize iyi bakın kar çiçeklerim 😘❄