Selamlar! Nasılsınız bakalım? Ben iyiyim teşekkür ederim.Umarım sizlerde iyisinizdir.Bugün söyleyeceğim bir duyuru yok.
Hadi çok uzatmadan yeni bölümümüze geçelim derim
Yazarınız;
DilaraEclipse'in Ağızından;
İlk dersler bittikten sonraki öğlen arasında,buluşmak için toplandığımız Cennet Bahçesine geldiğimde gözlerim bir anormali arıyordi
Müdür John ile şüpheli konuşmadan beri,gözlerim bir dedektör gibi anormali arayışı içindeydi.Bunun için Troy ve Tralia'yı sıkmış bile olabilirdim çünkü ilk dersim Troy ve Tralia ileydi ve onları görür görmez bir soru yağmuruna tutmuştum.Tabii benden böyle bir tepkiyi görünce şaşkınlığa uğramışlardı ancak ne olup bittiğini söyleyince,anlayış göstermişlerdi
Etrafı bir kamera gibi inceliyor ve bir anormali arıyordum.Şu anlık hiçbir tehdit ile karşılaşmamıştım.Cennet Bahçesinin etrafı şu anlık sadece konuşan,oturan,ders çalışan veya dinlenip uyuklayan öğrenciler ile doluydu ve konuştukları sohbetlere bakacak olursak ve gülüp eğlendiklerine göre havadan sudan falan konuşuyorlardı
Tabii ki konuşmalarına kulak misafiri olmamıştım.Tamam,Anormali falan arıyordum da.O kadar da değil be
İnsanların arasından geçerken,gözlerim,ufak bir gölün yanında oturan Datrone'a doğru çarptı.Bacaklarını karnına doğru çekmiş,kalabalığa dönük bir biçimde oturuyordu.Yani istese beni görebilir di ki gördü de
Datrone,beni görür görmez,Tatlı bir biçimde gülümsedi ve sol elini kaldırarak nazikçe kolunu yavaşça bir sağa bir sola doğru salladı
Pekala şu an gerçekten bir anormaliden bahsedecek olursak,kesinlikle Datrone'un benim üzerimdeki etkisinden bahsederdim.Ne kadar stresli olursam olayım,ki şu an biraz stresliydim.Onun bir bakışı ve bir gülümsemesi,yaz sıcağının altındaki buzun şapır şapır erimesi gibi stresi veya korkuyu şapır şapır eritiyor ve yerine güller açtırıyordu
Bu muhtemelen hoşuma giden anormalilerden biriydi ve asla bitmesini istemiyordum
Sanki içimde bir şey kopmuş ve uçup gitmiş hissine kapılınca bütün vücudumu bir huzur kaplamıştı.Öylece durup Datrone'a doğru gülümsemeye başlamıştım ancak içimde aniden bir şimşek çaktı ve Datrone'a doğru gitmem için işaret verdi
Yoksa biraz daha olduğum yerde durup Datrone'a doğru garip bir biçimde gülümsemeye devam edersem net bu çocuk beni deli zanneder
Datrone'un sol yanına doğru yanaştım ve dizlerimin üzerine doğru oturdum.Dudaklarına ufaktan bir öpücük bıraktım ve gözlerinin içine doğru bakmaya başladım
"Biliyor musun? Sen benim için üzüntüme iyi gelen bir çikolata gibisin"dedim saçma sapan bir cümle kurarak
Datrone ise hiç taviz vermeden romantik bir biçimde gülümsemesine devam etti
"Hmm? Öyle mi? Sende benim için gecemde parıl parıl parlayan bir ay gibisin"dedi Datrone fazlasıyla yavaş ve romantik bir biçimde
Burunlarımız ve alınlarımız birbirimize doğru değmişti,şu an sadece Datrone'un benim gözlerime doğru bakan simsiyah gözleri vardı.Açıkçası bundan aşırı derecede mutluydum çünkü o simsiyah gözler bana engin ve uçsuz bucaksız olan uzayı hatırlatıyordu
"Bir oda bulun kendinize!"diye birinin bağırması ile hızlıca sesin geldiği tarafa,yani arkama doğru döndüm.Troy ve Tralia yanlarında Coral ile birlikte bizim yanımıza doğru oturuyorlardı
Sesin sahibinin anında Troy olduğunu anlamıştım,alaycı bir biçimde bize bağırmıştı.Troy,tam Datrone'un karşısına doğru oturmuştu,Coral hemen Troy'un solundaydı,Tralia ise hemen benim karşımda oturuyordu
Üçü de yan yana oturunca aniden ilk amacımı hatırladım.Anormali bulmak
Aniden Datrone'un kafasını ellerimin arasına aldım ve yanaklarına baskı yaparak sıkmaya başladım.Dudakları ördek gagası gibi olmuştu
"Bebeğim bana bir gerçek söylemeni istiyorum.Son zamanlarda durumun nasıl? Fazla mı yorgunsun? Fazla mı açsın? Fazla mı susuzssun? Çok fazla şey mi düşünüyorsun? İçinde çıkmak isteyen bir şey veya varlık mı var? Nasıl hissediyorsun kendini?"diye böyle uzadıkça uzayan sorular soruyordum
Bu davranışım o kadar ani olmuştu ki Datrone bana şaşkınlıktan bön bön bakıyor ve gözlerini kırpıştırıyordu.Tabii şu an yanaklarını sıktığım için ne tür bir yüz ifadesi veriyor göremiyordum ama ancak şaşırdığını her şekilde belli ediyordu
Datrone bir cevap bulabilmek için Troy ve Tralia'ya baktı.Troy ise hafiften kıkırdayarak ellerini iki yana doğru açtı ve Datrone'a doğru hafiften sırıtarak bakmaya başladı
"Korkmana gerek yok,Datrone.Sabahtan beri böyle,Yeni Ay,güçlerimiz ile ilgili bir anormali konusunda bir kehanette bulunmuş o yüzden sabahtan beri böyle,sen birde onu sabah görmeliydin,bizi bir soru yağmuruna tuttu ki sorma"dedi Troy
Datrone bir süre sonra daha Troy'a baktıktan sonra bana doğru döndü ve benim onun yanaklarını sıkan ellerimi tutarak yavaşça ellerimi yanaklarından çekti.Ellerimi tutarak bu sefer bana birazcık şaşkınlıkla bakmaya başladı
"Bir anormali yok merak etme Geçen ki günlere göre daha enerjik ve daha canlıyım"
Ona doğru şüpheci bir şekilde baktım
"Emin misin?"
Datrone bu sefer Bana doğru sakin bir biçimde gülümsedi ve yavaşça alnını benim alnıma doğru yanaştırarak,alınlarımızın birbirlerine değmesini sağladı.Bu esnada ise ellerimi sıkı sıkı tutuyordu
"Dediklerimden adım gibi eminim Bebeğim...Ama merak etme,eğer anormal bir şey ile karşılaşırsam sana direkmen haber vereceğim"dedi Datrone
"Tamam,ama ver lütfen.Bu bir oyun değil aksine fazlasıyla ciddi bir mesele! Evreni etkilecek bir mesele bu"dedim sakinliğimi korumaya çalışarak
Ben bunu der demez Datrone aniden kafasını benim alnımın üzerinden çektim ve kendini birazcık daha geriye doğru iteledi ama hala ellerimi tutmaya devam ediyordu.Datrone bana kaşları hafiften çatılmış ancak fazlasıyla şaşkınlık dolu bakışlar atmaya başlamıştı
"Evreni etkileyecek bir şey mi? Ne?"
Aa doğru ya Datrone'a anlatmamıştım.Sabah ilk karşılaştığım kişiler,Trot ve Tralia olduğundan en azından onlara neler olup bittiğinden haberdar edebilmiştim ancak bir şartım vardı.Ne olursa olsun kimseye bir şeyden bahsetmeyeceklerdi.Eğer bu konuyu ben haricinde biriyle konuşmaya kalkarlarsa,Ondan ona,Ondan ona şeklinde ilerleyecek ve bir karmaşaya dönüşecekti
Okulda böyle bir kargaşa istemediğimden,bunu önce üçümüz sonrasında ise en yakın arkadaşlarımız arasında bir sır olarak tutmaya karar verdim
Bundan sonrasında ise datrona yaşadığım her şeyi anlatmaya başladım Gece gelen Yeni Ayın kehaneti,ondan sonra Müdür John'a doğru gitmem, Müdür John'un bana fazlasıyla inandırıcı olmayan bir yanıt vermesi ve bir şeyleri sakladığından şüphelenmem ve Ondan sonrasında ise bu olayı Troy ve Tralia anlatmama kadar ki olan kısmı anlattım Datrone ve Coral da dahil olmak üzere hepsi beni pür dikkat dinlediler
"Tamam,Eclipse.Eğer bir sıkıntı olacak olursa direk sana haber vereceğim.Söz veriyorum"dedi Datrone
"Bende"diye ekledi Coral
Onlara doğru gülümsedim
"Teşekkür ederim,Biliyorsunuz bu hem sizin hemde okulun hemde tüm dünyanın iyiliği için"dedim
Dediklerimin arkasındayım da hem okulun hemde tüm dünyanın güvenliği için her hangi bir anormali karşısında hemen bana bildirilmeleri gerekiyordu
Şimdi bu iş tamam da sonrasında ne olacağını bende bilmiyordum ama en azından işin bir ucundan tutmak bana yetiyordu
En azından büyük gün gelene kadar önlem almak iyi olacaktı,Bu tüm okulun öğretmenlerin,öğrencilerin iyiliği,fiziksel ve psikolojik olarak sağlıkları içindi
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melezler Okulu-4:Ateş Çemberi
FantasyPrens İlkay olayının ardından tam 2 sene geçmiş,Eclipse Nightinggale artık 18 yaşına gelmiş olan genç bir kızdır.Melezler Okulunda geçireceği 4.Senesine hazırlanırken adettendir bir olay ile karşılaşır Ancak karşılaşacağı bu olay,Evrenin tamamen de...