Selamlar! Nasılsınız bakalım? Ben iyiyim teşekkür ederim.Umarım sizlerde iyisinizdir.Bugün söyleyeceğim bir duyuru yok.
Hadi çok uzatmadan yeni bölümümüze geçelim derim
Yazarınız;
DilaraEclipse'in ağızından;
Sıcaklık ve Yumuşaklık...
Uzun süredir hissettiğim boşluğun ardından hissettiğim en yeni duygu buydu sanırım...
Soğuk ve Boşluğu o kadar uzun süredir hissediyordum ki aniden gelen Sıcaklık ve Yumuşaklığı hemencecik hissetmiştim...
Kulaklarıma aniden bir ses doluşuyor...Bu bir bipleme sesi
Afallıyorum.Bipleme mi?
Her ne kadar bu ses ile afallamış olsam da bu ses bana tanıdık geliyor
Kalbin ritminin ölçülmesini sağlayan aletin biplemesiydi bu! Ve görünüşe bakılırsa atıyordu!
Bu...Bana mı aitti?
Bunu denemek için kollarımı ve bacaklarımı oynatmayı deniyorum.Her ne kadar birazcık uyuşmuş olsalardı oynuyorlar! Onların oynaması ile Ölçerin şiddeti daha çok artıyor
Bu bana aitti! Hala yaşıyordum! Ben hâla yaşıyordum! Gerçi öleceğime pek fazla inanmasam da içeride bir yerde o his hala durmuştu ama artık bunun bir önemi yoktu çünkü hala yaşıyordum! Muhtemelen bu olay olduktan sonra baygınlık geçirmiştim ve bir süreliğine bütün bedenimi kaybetmiştim ama şu an yaşıyordum ve bundan adım gibi emindim
Yavaş yavaş gözlerimi açmayı denedim ilk denemede başarısız oldum tabii ki sonra iki...üç...Yine de başarısız sonrasında beynimde bir şeylerin oynadığını fark ettim.Sanırsam bilincimi açmaya çalışıyordum.Bilincimin açıldığını hissettiğimde yeniden gözlerimi oynatmayı denedim Dört...Beş...
Altıncı denemede ise gözlerim tamamen açıldı.Her ne kadar aniden giren ışık gözlerimi mahfetse de umursamadım.Bu acıyı bile hissetmek bana iyi gelmişti
Gözlerimi tam olarak açtım ve etrafı incelemeye başladım.Bir yatağın üzerinde yatıyordum.Çevremde 3 köşemi birden kaplayan koskocaman beyaz renkli perdeler vardı.Yatağımın arkasındaki pencere içeri giren güneş ışığı ile odamı aydınlatıyordu.Göz ucuyla baktığımda solumda o Kalp Ritimini ölçen alet duruyor ve durmadan sakin bir biçimde bipleme sesi çıkarıyordu
Bu şekilde yatmaktan sıkılmış olduğumdan kendimi düzeltmek istedim.Kollarımın yardımını da alarak zorda olsa kalkmaya başladım,enteresan bir biçimde sol kolumu hissetmiyordum.Artık ne kadar uzun süredir baygınsam kollarım uyuşmuştu normal
Yatağımın arka tarafında bulunan yastıklar,yukarı doğru yaslanmış oldukları için sadece yattığım yastığı düzelttim ve geriye doğru yaşlanarak hem kendimi doğrulttum hemde daha çok çevreme bakmaya başladım
Üzerimde klasik o mavi renkli ameliyat elbisesi vardı.Göğüsümün tam üzerinde ve aynı zamanda burun deliklerimden midene giden ince bir boru vardı.O burnumdan,mideme gideni hissetmemek mümkün değildi zaten.Kalbime bağlı olan boru ise direkmen Kalp Ritimini ölçen alete doğru gidiyordu
Sonrasında kollarımı incelediğimde ise bir sürprizle karşılaştım
Sağ kolumda bir sıkıntı yoktu tamamen normal duruyordu ancak sol koluma gelecek olursak...
Sol kolumun neredeyse dirseğime kadar kısım yoktu.Yani kısacası dirseğimden elime giden olan kısım yani kolum yoktu.Sadece omzumdan dirseğime kadar olan kısım duruyordu.Olduğum yerde o kadar çok afallamıştım ki daha çok o bölgeye bakmaya başladım.Belki de Rüya görüyorum diye düşünmüştüm hatta
Gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım yok! Yine aynı duruyordu...
Sonra aklıma geldi.Ben kendimi doğrultmaya çalıştığımda,sol kolumu hissetmemiştim hatta uyuştu her halde demiştim.Demek ki hissetmemeyi sebebi buymuş...Direk sol kolum yok olmuş...Sadece omuzumdan dirseğime kadar olan kısım duruyordu
Açıkçası buna ne tepki versem bilemedim...Ağlasam mı korksam mı bilemedim.Öylece tepkisiyle ve sessizce koluma baktım
Ama bir diğer yandan ağlasam ve bağırsam kaç yazardı diye düşündüm.Sonuçta olan olmuştu ve bunu düzeltemezdim...En iyisi bunu bu şekilde kabul etmekti ve öyle yaşamıma devam etmekti
Önümden,metal bir şeyin düşme sesi geldiğinde hafiften irkildim ve sonrasında içeriye doğru baktım
Mora Annem tam karşımda duruyordu.Elindeki yemek tepsisini yere doğru düşürmüştü ve bana doğru şok olmuş bir biçimde bakıyordu.Sanki çok korkunç bir şey görmüş gibi duruyordu.Elleri ise iki yana açılmıştı
"M-Mora Anne?"dedim
Mora Annem hem gülümsemeye hemde gözlerinde yaşlar birikmeye başlamıştı.Ellerini ağızına doğru götürdü ve gözlerini kapatarak bir inleme sesi çıkardı
"Mora Ann-"deyip cümlemi bitiremeden resmen Mora Annem yanıma doğru ışınlandı ve boğazıma resmen yapışarak sarıldı ve ağlamaya başladı
"Bebeğim benim! Benim güzel yavrum! Ben buradayım! Mora Annem burada bebeğim! Ben hiçbir yere gitmeyeceğim! Ben seninle duracağım! Ah benim biricik yavrum"diyor ve neşeyle ağlamaya devam ediyordu
Bu esnada da boğazımı bir güzel sıkıyordu
"Mora...Anne...Ben..."dedim kesik kesik
Mora Annem aniden boğazımı sıkmayı bıraktı ve yüzümü ellerinin arasına alarak gözlerimin içine doğru bakmaya başladı.Lacivert rengindeki gözleri,ağlamaktan kırmızı bir ton alırken gözlerinden boncuk boncuk yaşlar dökülüyordu
Mora Annem sanki bu süreç içerisinde tam 10 sene daha yaşlanmış gibi duruyordu.Normaldi.Kim bilir kaç gündür,kaç haftadır ya da belki de kaç aydır hatta ve hatta kaç yıldır bu şekilde duruyordum?! Zaten bana düşkün olan Mora Annem muhtemelen bu süreç içerisinde günden güne mahvolmuşum
Mora Annem yanaklarımı okşamaya devam ederken bana durmadan gülümsüyor ve gözlerini bir kez olsun benim gözlerimden ayırmıyordu
Ben ise büyük ihtimalle Mora Annemin yanında sarhoş bir biçimde bakıp gülümsüyordum
"Yüce Ejderha Efiris adına!"
Bambaşka bir ciyaklama ile yeniden önüme doğru döndüm.Bu sefer tam karşımda tüm dostlarım duruyordu
Datrone,Troy,Tralia ve Coral.Datrone olduğu yerde gülümseyip gözlerinden sevinç yaşları dökülürken.Troy şok içerisinde ağzı açık ve gözleri Fal taşı gibi açılmış bir şekilde bana bakıyordu.Tralia'nin sol eli göğsünde bana doğru gülümsüyordu.Coral ise gözlerine hafiften kısmış elleri de ağzında olacak bir şekilde bana doğru bakıp gülümsüyordu.Tabii hepsinin gözlerinde ufak tefek yaşlarda vardı
Datrone ve Coral yine insan formlarındaydılar.Zaten böyle bir şeyi bekliyordum.Ateş Çemberi artık yok olmuştu
Datrone hiç bir şey söylemeden direk üzerime doğru koştu ve dudaklarıma koskocaman bir öpücük yapıştırdı.Gözlerinden akan yaşlar yanaklarıma değiyordu ama bu umurumda bile değildi.Doya doya bu anı yaşamak istiyordum
Böyle bir 5 dakika durduktan sonra öpüşmeyi kestik ve ikimizde birbirimizin gözlerinin içine doğru bakmaya başladık...Ah şu gözleri ne kadar da özlemiştim ben...
Datrone ile gözlerimizi kapattık ve altınlarımızı birleştirdik.İkimozde gülümsüyorduk
"Senin öleceğini düşünmüştüm..."
"Bende...Bende öleceğimden emindim Ama olmadı şükür ki olmadı...Ve artık sonsuza kadar birlikteyiz...Kimse bizi ayıramaz artık"dedim
Yani umarım öyle olurdu...
Sonra Datrone ile ben alınlarımızı birleştirmeyi bıraktık ve yeniden gözlerimizi açtık sonrasında ise hafiften ayrıldık...Bir 5 dakika daha öyle durmak için neler vermezdim...
Sonra sırayla tüm arkadaşlarım geldi ve birbirimize sarıldık
Bundan daha güzel bir an olamazdı...
...
Hahaha! Ben Eclipse'imi öldürür müyüm be! :D Kıyamam ben ona :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melezler Okulu-4:Ateş Çemberi
FantasyPrens İlkay olayının ardından tam 2 sene geçmiş,Eclipse Nightinggale artık 18 yaşına gelmiş olan genç bir kızdır.Melezler Okulunda geçireceği 4.Senesine hazırlanırken adettendir bir olay ile karşılaşır Ancak karşılaşacağı bu olay,Evrenin tamamen de...