2.2

16 3 5
                                    

Gözlerimi sabah ışığı ile açmayı düşünüyordum aslında, ancak şuan gördüğüm manzara daha bir güzeldi. Batu tam önümde burnumun dibinde uyuyordu. Etrafa baktığımda hiç sabah değildi, aksine gece yarısı idi. Komodine uzanıp telefonumu aldım, saate baktım. Saat 2.57 idi. Doğru ya, bugün son oruç günü idi, ramazan bitmişti neredeyse.

"Batu... Uyan"

Bir iki defa dürttükten sonra konuştu

"Hıı"

"Hadi uyan sevgilim"

"Ne oldu güzelim"

Dedi uyku mamuru sesi ile

"Hadi sahur vakti geldi"

"Offf."

"Neye ofluyorsun?"

"Ben şimdi 30 gün boyunca seni öpemeyecek miyim?"

"Of Batu! Saçmalama kalk hadi ya!"

"Off Aleda sal beni, uyuyacağım ben!"

"İyi ne halt edersen et, uykucu!"

Yataktan hızla kalktım, hızlı kalktığım için başım dönmüştü. Hafif sendeledim, Batu belimden tuttu.

"İyi misin?"

"İyiyim, birden kalkınca başım döndü"

Elleri arasından çıktım ona dönüp yanağına bir buse kondurdum

"Ben aşağı iniyorum kahvaltı hazırlayacağım"

"Dikkat et"

"Tamam"

Üzerime uzun hırkamı alıp odadan çıktım. Aşağı inip kahvaltı hazırlamaya başladım.

"Küçük hanım A-aa siz neden hazırlıyorsunuz? Ben hazırlardım şimdi"

"Olsun Neva teyze. Hem kötü mü oldu? "

"Yok, sen yorulma diye dedim güzel kızım"

Zeytinleri de masaya koyup, Neva teyzeye sarıldım. Annem gibiydi. Sadece davranışları değil. Herşeyi onu anımsatıyordu . Merdivenden inen dayım buraya bakıyordu

" Ben sizi tanıştırmayı unuttum. Aleda bu Neva, Neva Karan. Annenin ikizi"

Tek yumurta ikizi olmadığı net bir şekilde belli ediyordu. Ancak yine de benziyordu

"Teyze..."

Gülümsedi. Ve açık olan ağzımı kapattı

"Aleda... Annen gerçekten bu ismi koyacağını söylüyordu küçükken. Ama bir an aklıma gelmedi. Güzel kızım"

Sıkıca sarılıp yanağımı öptü. Son bir hafta içerisinde çok şey yaşamıştım artık rahat olacak, gidişine bırakacaktım.

"Ben Batu'yu uyandırmaya gideyim"

"Tamam Aleda"

Merdivenlerden çıkıp odaya girdim. Yatağın yanına gidip Batu'nun dudaklarına bir öpücük kondurdum. Beni tutup öpmeye başladı. İlk başta donmuş olsamda gülümsedim ve ellerimi saçlarının arasına geçirdim. Beni yatağa çekti. Biraz daha öptü . dudaklarımızı ayırdı

"Sonuçta öpemeyeceğim seni bir süre."

Gözlerini kapatıp dudaklarıma yaklaştı. Dudaklarımız birbirine değerken kolunun arasından kaçtım. Şaşkına dönmüş yine de hemen toparlamıştı. Peşimden yataktan kalkıp yaklaşmaya başladı

"Hadi sahura!"

Diye konuşup kapıyı açtım. Merdivenlerden hızla inerken ayağım kaydı bir iki basamak düşüyordum ki Batu belimden tuttu.

"Kaçamazsın güzelim"

Diyerek dudaklarımı öptü. Elleri belimi okşarken mutfağın kapı sesini duydum ve onu ittim.

Bir düşme vakası ile daha karşılaştım bu defa tam yeri boylayacakken Batu beni belimden tuttu

"İtiraz yok merdivenden ben indireceğim seni. Baksana yürüyemiyorsun bile"

Diyerek güldü

"Aleda güzelim. İyi misin teyzem?"

Teyzeme cevap verecek iken Batu beni kucağına aldı. Bir an ufak bir çığlık attım, sonra gülmeye başladım. Aşağı indik, mutfağa girince beni yere indirdi. Sofraya oturduk. Yemeğimiz bitince dayım dua etti sofradan kalkıp bol bol su içtik.

"Ee gençler? Siz ne zamandır birlikte siniz?"

Batu ile birbirimize baktık

"2 ay... Ama 14 yıldır tanışıyoruz"

"14 yıl boyunca hiç mi sevdiğini söylemedin kıza ulan"

"Vallahi Serkan abi ben söyledim, ama senin yiğenin yanlış anladı"

"Batu ne alaka ya! Seni seviyorum kankim diyince ne anlamamı beklersin ve ya rusça seni seviyorum dedim bende, ancak sen anlamadın ve 'ne küfrettin sen?, Dedin"

Dayım bu halimize gülerken bende gülmeye başladım. Gülerek merdivenden çıktık. Odaya çıktığımızda hemen yatağa attı kendini Batu. Bende üzerine uzandım, bedeni kasıldı hissediyordum. Boynuna ufak bir öpücük kondurdum ve sarıldım. Elleri belime yerleşti ve okşamaya başladı, içimde kelebekler halay çekmeye başlamıştı bile.

"Seni seviyorum Meleğim..."

"Seni seviyorum Iyubov homme"

" Sen benim için farklı dillerden yeni bir kelime türetmişsin resmen"

" Eeeee. YA znayu raznyye yazyki. chto ya sdelayu dlya svoyego krasivogo parnya"

(Eee farklı diller biliyorum. yakışıklı erkek arkadaşım için yapayım ne olacak)

Güldüm. Anlamayacağını bile bile konuşuyordum. Elleri belimi okşamaya devam ediyordu. Ellerimi yanaklarına koyup ufak bir öpücük bahşettim dudaklarına

"YA prinyal mery predostorozhnosti, moya krasavitsa, teper' ya znayu russkiy"

(tedbirimi aldım güzelim rusça biliyorum artık)

"kogda ty nauchilsya"

(ne zaman öğrendin?)

"S togo dnya, kak ty skazal, chto lyubish' me... Of ne zor şu Rusça telefuzu!"

(Beni sevdiğini söylediğin günden...)

"Ciddi misin?"

"Oh be! Sonunda kendi dilimize döndük"

"Kötü mü oldu? Pekiştirmiş oldun sende böylece"

"Hayır, aksine seninle değişik şeyler denemek hoşuma gidiyor"

651 kelime
_____________

Iyubov: aşk (rusça)

Homme: adam (fransızca)

Aşk Mücadelesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin