2.9

7 2 0
                                    

Öncelikle uzun zamandır bölüm gelmediği için özür dilerim, konu bulamıyorum maalesef, neler katabilirim bilmiyorum. Zihnim tıkandı, ayriyeten sınavlar da eklenince bölüm yazamadım. Şuan taslaklarımda olan bölümleri atıyorum.

Eğer bölüm öneriniz varsa belirtin lütfen. Yoksa ya kitabı bitireceğim ya da aylarca bölüm gelmeyecek

Durum bu canlarım, kitabın tutmamış olması zaten moralimi yerle bir ederken bölüm bulamıyor olmamı anlayışla karşılamanızı umuyorum

İyi okumalar

***

Ameliyat haneye koşarak girip çıkan hemşirelerden kalbi durduğunu öğrenmişlerdi. Batu kahrolmuş bir şekilde Aleda'nın onu bırakmayacağını sayıklıyordu. Yaklaşık 1 saat içerisinde Hemşirelerin büyük bir kısmı ameliyat haneden çıktı. Batu Aleda'nın öldüğünü kabullenemiyordu. Sanki... Sanki her an ameliyat haneden çıkıp 'ağlamak seni çok çirkin gösteriyor, bak ben uyandım.' diyecek gibiydi.

Bir süre sonra Doktor da ameliyat haneden çıktı. Hepsi doktorun başına üşüşmüş idi. Bir tek Batu kendinde o gücü bulamamıştı. Buğra ve Barış sayesinde ayağa kalkmış doktorun yanına gitmişti.

"Aleda bu ameliyatı kaldıracak kadar güçlü değildi sanırım. Ameliyat esnasında kalbi durdu... Gerekli bilgilendirme için odama gelin. Geçmiş olsun"

Zaten bu lafından sonra Batu kendini kaybetti. Görüşü bulanıklaştı, sesler uğultulu gelmeye başladı. Doktorun kurduğu cümleler Batu'nun beyninde yankılanırken, kriz geçirmeye başlamıştı bile. Buğra'nın çağırdığı hemşireler Batu'nun yanına koşmuş sakinleştirici iğne yapmışlardı. Batu ancak bu şekilde durmuş ve kendini salmıştı. Batu'yu sedye ile odaya getirdiler serum taktılar.

"Dinlenmesi gerekiyor"

Dedi hemşire. Zaten hemen ardından da odadan çıkmıştı. Peki Aledasız hayat... Nasıl olacaktı, olabilir miydi ki? Batu Aledasız olamazdı ki. Yapamazdı tavşanı olmadan. Aleda'nın hissetmiş gibi ameliyattan korkması bugün son günümdür belki, en azından sevdiklerim ile vakit geçirsem demesi son defa da olsa beraber şarkı söylemek istemesi, Batu'nun doğum gününde verdiği hediyeleri yanında istemesi, dilek kutusundaki görevleri yapmaları belki de Aleda biliyordu. Bu ameliyattan sağ salim çıkamayacağını biliyordu belkide. 

Batu'ya hep mutlu olmasını söylemişti. Peki Batu bunu yapabilir miydi? Aledasız bir hayat ister miydi? Batu içinde bir yerde hala Aleda'nın ölmediğini umuyordu. Sahi abileri ne haldeydi?

Sanırım alışmaları gerekiyordu. Ölüm ne zaman gelir bilinmiyordu sonuçta. 'Keşke dedi Batu, keşke daha fazla vakit geçirebilseydim, keşke o kavga hiç olmasaydı, keşke aramıza hiç soğukluk girmeseydi, keşke Aleda ile beraber ben de ölseydim.'

Ama sadece keşke idi bunlar. Keşkeler zamanı geri getiremezdi. Aleda'yı getiremezdi. Batu bir umut intihar etmeyi de düşündü. Sonra Aleda'ya verdiği söz geldi aklına 'Söz ver bana. Eğer o ameliyattan sağ çıkamazsam dahi intihar etmeyeceksin, hayatını yaşayacaksın' '...' 'söz ver bana Batu...' 'söz veriyorum sevgilim, ne olursa olsun intihar etmeyeceğine söz veriyorum'

Sanırım artık gerçekten bitti. Peki hayalleri ne olacaktı. Aleda ile bu hayaller de ölmüştü. Sonsuzluğa Aleda ile beraber gidecekti hayaller.

Batu cenaze günü oraya gidemezdi. Giderse de son defa Aleda'yı görmek için olurdu. Aleda'nın bugün hep dediği gibi 'son defa'

'Batu ilk ve son defa aşık oldu. Aşkı da Aleda ile öldü'

'son defa şarkı söyledi Aleda'ya'

'son defa güzelim dedi'

'son defa o kızıl saçlarını gördü'

'son defa gözlerindeki o, ormanı gördü"

'son defa Aleda ile vakit geçirdi"

"son defa Aleda'ya olan aşkını dile getirdi'

've son defa o utanınca kızaran yanaklarını öptü'

Bazı şeyler son gelmedikçe değer bulamaz. İnsan değerli bir canlıdır. Son gelince değer verseler ne olur ki.

Hadi belki de son defa Batu'nun Aleda için şarkı söylediğini duyacağız.

'Döner başım, tüter gecenin dumanı
Aklım eskisinden bulanık
Bakıp resmine kurarım hayalini
Söyle sana nasıl doyarım

Yanına konarım kuş olup
Yolum yokuş olur
Canımı veririm
Her yolu denedim
Tutamam çenemi
Bir tek ismin aydınlatır gecemi

Yollar uzak geçit yok
Gelemem ben, gelemem ben
Kapandım dört duvara
Yasakları delemem ben
Kaybolur izlerin ah ben yüzünü göremezsem
Nefessiz kaldım İstanbul
Senin yüzünden ah

Senin yüzünden ah
Bilmiyorlar, bilmiyorlar ah

Şu kara gecelere
Bitik hecelere
Yeminim var, yeminim var
Kimselere sormam olmaz
Güneş inan doğmaz yoksan
Tabi nefes alamam sensiz
Nasıl heder olmuşsam
Aşkların en çilelisi beni bulmuş çoktan

Yollar uzak geçit yok
Gelemem ben, gelemem ben
Kapandım dört duvara
Yasakları delemem ben
Kaybolur izlerin ah ben yüzünü göremezsem
Nefessiz kaldım artık dur
Senin yüzünden ah

Senin yüzünden ah
Bilmiyorlar, bilmiyorlar ah

Hem ellerim bağlı hem kolum
Ne tadım kaldı ne tuzum
Kırık bir cam gibi tuz buzum ah
Senin yüzünden

Hem ellerim bağlı hem kolum
Ne tadım kaldı ne tuzum
Kırık bir cam gibi tuz buzum ah
Senin yüzünden

Senin yüzünden
Bilmiyorlar, bilmiyorlar ah
Senin yüzünden'

624 kelime
_____________

Aleda olmadan bu kitap devam edemez bence. Sizce?

Bu bölümü kendi ağzımdan yazdım.

Ne düşünüyorsunuz?

Aşk Mücadelesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin