3.7

7 0 0
                                    

4 SENE SONRA

uçaktan elimde minik bebeğimle inerken sevgilime seslendim,

"Koray, bavulları unutma sevgilim, içinde Asena'nın eşyaları var"

"Tamam hatunumm"

Gerginlikten ellerim terlemeye başlamıştı, 22 aylık olmuştu Asena, yeşil-mavi karışık gözleri, kumral saçları, bal gibi dudakları ile eşim ve benim karışımımdı adeta,

Ha evet, birde Koray var...

Koray'la Londra'ya taşındığım zamanlarda tanışmıştım, herşeyimde yardımcı olmuştu, beraber lisans yapmıştık, bir yerden sonra ona ilgi duyduğumu fark ettim, onunla olduğumdan daha mutluydum...
Açık olmak gerekirse, Batuhandan sonra mutlu olabileceğimi sanmamıştım, uzun bir süre haber alamadım zaten onun hakkında,

Ve evet, biz batuhanla beklediğinizin aksine barışmadık, alanında uzman olmuş, kimseyi hayatına almamış, Asena'ya hamileyken Yarkından öğrenmistim bunu, umrumda olmadı hiç,

biz bittik, ve başlamak istemiyordum. Biz hiç becerememiştik ki zaten, sadece küçükken bana verdiği o ilgi ona karşı duygu beslememe sebep olmuştu, arkadaşım demek ister miyim bilmiyorum, ama o artık sadece bir tanıdıktan ibaretti benim için

Neyse,

Sonra onunda Londra'ya taşındığını öğrendim, biz o zaman Koray ile 2 aylık evliydik, doğal olarak Koray bundan rahatsızlık duymuştu, ama ben Koray ile mutluydum yeterince ve seviyordum, hemde çocuk olarak değil, aklı başında bir birey olarak seviyordum Koray'ı

"Sevgilim, çok gerginsin. Asena'yı almamı ister misin?"

"Hı?"

Bavulları bırakıp elimi tuttu.

"Güzelim, geçmiş geçmişte kaldı, emin ol herşey çok güzel olacak, ben yanındayım..."

Elini Asena'nın burnuna götürdü

"Bak Asena buz gibi olmuş, arabaya geçelim mi?"

"Farkında bile değilim... Hadi gidelim"

Elini sıkı sıkı tuttuğumun farkında değildim, minik kızım kafasını boynuma koymuş uyukluyordu,

bunca sene sonra burada bulunmak  korkunç geliyordu, ne tepki verirlerdi? Haber vermeden gittiğim için çok kızarmıydılar?

Ben düşüncelerimle boğuşurken eve gelmiştik.

İçeri girmemle sesizlik çökmesi bir oldu, abim ve minik yeğenim bana anlamsız ama dolu gözlerle bakıyorlardı, yengem şok içerisinde, yarkın ve liva da suskunlukla karşıladı bizleri.

"Hey! Özlemediniz mi beni?"

Abimin kaşları çatıldı, ayağa kalkıp hızla bana doğru geldi.

"Sen hangi akılla hiçbir haber vermeden gidersin, nasıl beni kardeşimi kaybetme korkusuyla yüzleştirirsin!"

Diye bağırarak sarstı beni, Kayra abimin elini omuzlarımdan iterek beni kolları arasına aldı,

"Kusura bakmayın, ama karımı tartaklamanıza izin veremem"

"Sen kim oluyorsun da.."

"Ba-bamm" diyen minik kızım ile ağır bir sessizlik daha oldu.

"Ne?" Diyen liva olmuştu

Dinçer abim yukarıdan indi. Beni görür görmez gözleri doldu, hızlı adımlarla yanıma gelip beni Kayra'nın kolları arasından alıp sarıldı. Göz yaşlarım tek tek akıyordu, sıkı sıkı sarıldım.

"Bu minik, senin kızın mı?, a-ama bu çok güzel"

İnsanca gördüğüm ilk tepkiyle gülümsedim,

"Asena.. Asena Korel"

"Minik dişi kurt, gel bakalım dayıya"

Asena ürkmüş bir şekilde dudaklarını büzüp bana baktı, iç ısıtan gülümseyişimi görünce, tereddütle kollarını uzattı Dinçer abime

"Hemen anlat, bu adam kim, ne zaman yaptın çocuk, neden haberimiz olmadı?"

"Sakin, tek tek sorun"

"Öncelikle neden haber vermeden gittin?" Dedi abim.

"Söyleseydim durduracaktın ve ben bu fırsatı kaçıramazdım, yüksek lisansla mezun oldum londra 3.lüğü ile bitirdim"

"Neden haber vermedin hiçbirşeyde?"

"Aramadınız, arasaydınız söylerdim"

"Bu it, kim?

"Ağır ol!" Dedi Koray, elini sıkıca tutup başımı göğsüne koydum

"Koray, Koray Korel.. Kendisi, Asena'nın babası, benim sevdiğim adam, eşim olur"

"Ne zaman evlendin?"

"2 sene önce"

"Kimseye haber vermedin!"

"Yarkın ve liva herşeyden haberdardı"

"NE!"

"Açıklayabiliriz"

"Açıkla!"

"Bilmeseniz daha iyi olur diye düşündük"

Abim tam ağzını açıp bağıracaktı ki, dinçer abinin sesiyle sustu.

"Buyur kardeşim, geç içeri"

"Kim gelmiş?"

İçeri giren Batuhan ile benim için herşey durdu, Kayra'nın koluna tutunup bakışlarımı kaçırdım.

"O mu?"

"Hı hı"

"Rahat ol, birşey olmayacak bebeğim"

Adım adım gelip herkesle selamlaşıp karşımda durdu. Kayra kolları arasına alıp sıkı sıkı sarmıştı belimi,

"Özür dilerim"

Neden diye sorar gibi bakmış olacağım ki açıkladı,

"Senin hayatını geciktirdiğim için"
"Yaşayacağın güzelliklere engel olduğum için"

"Ben hayatımı geç de olsa buldum, hiç keşke demedim, biz hataydık Batuhan Bulut. Sen her zaman parktaki o korkak çocuk olarak kalacaksın benim için"

Güldü

"Hayatına burnumu sokmaya gelmedim, mutluluk dilemeye geldim, üzülmene değmezdim zaten. Minik kurt mutlu görünüyor "

"Babası annesine misler gibi bakıyor çünkü" dedi Kayra.

Güldü yine

"Üzme onu, severse güzel sever, gerçekten sevmese ve güvenmese çocuk sorumluluğu almaz, hep mutlu et, minik kız çok şanslı ki ailesi onu çok seviyor"

Veda edip arkasını dönmüştü ki konuştum.

"Geçmişim değilsin, geleceğim hiç değilsin. Sadece bir anısın, kötü hatırlamama izin vermediğin için teşekkürler... Ve.. tebrik ederim, alanında uzman olmuşsun."

Sadece gülümsedi, arkasını dönüp evden çıkarken son kez konuştu.

"Hâlâ küçük kız çocuğusun, hep mutlu ol kız kardeşim"

(...)

Bazen hayat zorluklar ve hatalarla sınar bizi, önemli olan vazgeçmemek değil, doğru yoldan vazgeçmemek sonuç her ne olursa olsun pişmanlık duymayın, kalkın ve yeniden deneyin, bazen kötü şeyler güzel sonuçlar doğurabilir, veya güzel şeyler kötü sonuçlar doğurabilir.

Bu hayatta hicbirşeyin garantisi yoktur, seviyorsanız çabalayın, bizim hikayemiz böyle bitti. Ama çabalamaktan vazgeçmeyin.

Emek olmadan sonuç da olmaz...

Sevin sevilin, sevdiğiniz kişi tarafından sevilmek en güzel duygudur...

Son...













Aşk Mücadelesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin